Anlaşma mı Çeviri İspanyolca
4,272 parallel translation
- Anlaşma mı?
Encaja?
Şimdi de anlaşma mı oldu?
Ahora esto, ¿ cuál es el "trato"?
- Anlaşma mı?
- Un acuerdo?
İznim olmadan Balon Greyjoy'a anlaşma mı önerdin?
¿ Enviaste términos a Balon Greyjoy sin mi consentimiento?
Radley, aileme anlaşma mı sunuyor?
¿ Radley ofrece un acuerdo a mi familia?
Önceden yaptığımız gayri resmi bir anlaşma mı?
¿ Un acuerdo informal que tuvimos?
Sizin ve babamın arasında bir şeyleri gizli tutmak için yaptığınız bir anlaşma mı var?
¿ Tenéis tú y mi padre algún tipo de acuerdo para mantenerlo en secreto?
Şimdi de bu çılgınca anlaşma karşıma çıktı. rolümü oynayıp,... bütün bu pislikleri arkamda bırakacağım.
Tengo la oportunidad de hacer mi show, y dejar toda esta basura atrás.
Bugün kimsenin ölmeyeceğine dair kendimle bir anlaşma yaptım.
Porque acabo de hacer un trato conmigo mismo... nadie morirá hoy.
Bugün kendimle bir anlaşma yaptım.
Hice un pacto conmigo mismo hoy.
bak seninle bir anlaşma yapalım.
Mira, te haré un trato.
Anlaşma 10 tane içindi. 11 bizim uğurlu sayımız.
El trato eran 10 11 es un número auspicioso para nosotros.
Bütün anlaşma okumayacağım üzerineydi.
El trato era que no voy a leer.
Bir Norveç vatandaşı ile beni temizlemek için anlaşma yaptım.
Hiciste un acuerdo, cogiste el dinero de un ciudadano noruego para dejarme seco.
Gerçekten Charles, Singleton, Flint'i azletmek için seninle anlaşma yapmışken, tayfanı bir fahişeyle dolandırır mı sanıyorsun?
Honestamente, Charles, ¿ debemos creer que Singleton mientras conspiraba contigo para destituir a Flint usaba a esta puta para engañar a tu tripulación y sacarle dinero?
Güvenlik protokolü ile bir anlaşma yaptım.
Hice un acuerdo con el sistema de seguridad.
- Şeytanla anlaşma yaptım.
Un pacto con el diablo.
Epeydir Meksika'daydım, iki tarafın da işine gelecek bir anlaşma yapabiliriz. Paranın amına koyabiliriz.
Los tíos con los andaba en México, podría ser un trato de la leche para ambas partes, sacar pasta.
Anlaşma yapalım.
Hazme un trato.
Bunun bir anlaşma olduğunu fark ettiğini ve minnet duyduğunu sanmıştım.
Creo que sólo estaba buscando una señal de que te hubieras dado cuenta y lo apreciaras.
Bak, Gel biz anlaşma yapalım, yoksa...
Así que, vamos a hacer un trato, o si no...
Baba adil bir anlaşma yapalım.
Papá, adáptate y afróntalo.
Bir anlaşma yapalım.
a tu mamá.
İblis, bir anlaşma yapalım.
Demonio, hagamos un trato.
Ben çoktan kaptanla anlaşma yaptım.
Ya he hecho yo mi propio trato con el capitán.
O 15 evin hepsine bedavaya gıcır gıcır cihazlar koyarım tabi Ortiz yerine benimle anlaşma yaparsanız.
Yo le pondré gratis los electrodomésticos nuevos en las 15 casas. Si me pasas el trato de Ortiz a mí.
Eğer yeni anlaşma imzalanırsa adamlarımız hiç bir yerde güvende olmaz.
Si se firma este tratado, nuestros hombres.. .. no estarán a salvo en ninguna parte.
Dur bakalım! Anlaşma böyle değildi.
Espera, que no era el trato.
Onunla bir anlaşma yaptım.
Así que hice un trato con él.
Anlaşma yapmaya yanaşır mı?
¿ Estaría dispuesto a hacer un trato?
Efendim, yaptığımız anlaşma böyle değildi.
Señor, eso no fue el trato que hicimos.
Anlaşma yapmaya hazırım. Yüz yüze.
Estoy lista para hacer un trato, cara a cara.
Beni oynaması için Channing Tatum'a Kim en çok kilo aldırırsa Onunla anlaşma imzalarım.
Firmaré con quien pueda convencer a Channing Tatum para que gane peso y actuar de mi.
Adım patentte vardı ancak ortaklığımı "para karşılığı çalışma" olarak niteleyen bir anlaşma yaptı.
Mi nombre estaba en la patente, pero él tenía un contrato definiendo mi participación como "trabajo por contrato".
Anlaşma için teklif vermeden önce buz kırıcı gemileri aldığımıza dair evrak işlerini halletmemiz lazım.
Antes de pujar por los contratos de arrendamiento, tenemos que presentar la documentación de los barcos rompehielos.
İlk haftamda H Salt Fish Chips ile anlaşma imzaladım.
La primera semana firmé H. Salt Fish and Chips.
İsraillilerle anlaşma yaptın mı?
¿ Llegó a un acuerdo con los israelís?
Çocukken, birbirimize göz kulak olacağımıza dair bir anlaşma yaptık.
Hicimos un trato de niños, nos cuidaríamos el uno al otro.
Bobby ile bir anlaşma yaptım.
Hice un trato con Bobby.
Bir kez daha sizinle anlaşma yapmak için bu meşgul programımdan size zaman ayırdım
Una vez más, me veo sacando tiempo de mi apretada agenda para venir aquí y tratar con vosotros.
Anlaşma hakkında çok şey bilip, devralmanın yasallığını sorgulayabilecek insanların yarım kalan işlerini bitiriyorlar.
Están atando los cabos sueltos, personas que sabían demasiado sobre el trato que podría desentrañar la legitimidad de la adquisición.
Christopher, Nicolas'ı takip ediyor bende kartel ve Nasir'in arasında bir anlaşma ayarlamaya çalışacağım.
Christopher está localizando a Nicolas, y yo voy a intentar llegar a un acuerdo entre el cártel y Nasir.
Çeviren : eşekherif. O nankör kellen, o nankör boynunda biraz daha kalsın diye bir anlaşma yaptım.
Hago un trato para ti... para mantener tu ingrata cabeza sobre tu ingrato cuello un poco más de tiempo.
Hareketlerin öylesine tahmin edilebilir ki ağabeyinle anlaşma yapmak zorunda kaldım. Kendisini de hiç sevmem.
Es que eres tan predecible, que tuve que hacer una alianza con tu hermano que ni siquiera me agrada.
Elias, bir anlaşma yapalım.
Elias, hagamos un trato.
Gel seninle bir anlaşma yapalım.
Mira, vamos a hacer un trato.
Sanırım daha iyi bir anlaşma yapabiliriz.
Creo que podemos llegar a un mejor arreglo.
İyi bir anlaşma ve makul fiyatla bu araziyi sahibinden kiraladım.
Alquilé esta tierra de buena fe y por un precio justo al propietario.
Anlaşma yaptığına dair Fransız yetkililerden kanıta ihtiyacımız olacak, ve göçmenlik formlarında yalan söylediğin an hayatın tehlikeye girmiş.
Estamos a prueba de necesidad va del francés autoridades que se llegó a un acuerdo, y de que su vida estaba en peligro en el vez que mintió en sus formularios de inmigración.
Ian ile mirasını paylaşması için anlaşma yaptın mı?
¿ Hizo un trato con Ian por una parte de su herencia?
Önceden yaptığımız gayri resmi bir anlaşma sadece.
Es un acuerdo informal que una vez tuvimos.