Araba mı Çeviri İspanyolca
6,596 parallel translation
- Araba mı çalıyoruz şimdi de?
¿ Ahora vamos a robar un auto?
Spor araba mı?
¿ Un coche deportivo?
Yani tüm gece araba mı kullanacaksın?
¿ Entonces vas a conducir toda la noche?
Araba mı? Ne? " Dedim ki ;" Anne, dinle.
Así que me afectó tanto que empecé a temblar.
Slade adına kayıtlı bir araba mı kullanmış?
¿ Slade usando un auto registrado con su nombre?
Arkadakiler, araba mı bekliyorsunuz?
Reduzcan la distancia.
Araba mı!
¿ Un auto?
Yine araba mı kullanıyorsun?
¿ Vuelves a conducir? Sí, lo hago.
Dur tahmin edeyim. Sana hangi üniversiteleri göstereceğini düşünüyor, yeni bir araba mı alıyor?
Deja que adivine. ¿ Está planeando tu viaje de universidad?
Geçen sene oraya taşınan bir arkadaşım var. Araba satan bir yerde bana araç tamir işi ayarlayabileceğini söyledi.
Tengo un amigo que se mudó allí el año pasado y dijo que podría ayudarme con un trabajo como mecánico de coches en... un concesionario.
Yolda araba yıkarım, ufak tefek bir iş işte.
... lavo coches en la calle, trabajos ocasionales.
Ayrıca araba frenlerinden, L.E.D. ışıklara kadar pek çok şeyin yapımında da kullanılır.
También se usa para fabricar de todo... desde frenos de coches hasta bombillas LED. Por eso nos pagan.
Ama benim gibi insanlar... Araba kazalarında ölür, üzerilerine yıldırım düşer.
Las personas como yo, morimos en accidentes de coche y nos alcanzan rayos.
Fazla sayılmaz ama sana bir çift araba servisi bileti alırım.
No es mucho pero podrás ir a un par de hamburgueserías auto-servicio.
Guggu, araba akşama hazır olacak mı?
Guggu, ¿ Estará el coche listo por la noche?
Sel vardı, kiraladığım araba Gece yarısı yoldan çıktı.
Había inundaciones. El carruaje que alquilé fue arrastrado en la noche. ¿ Os lo podéis imaginar?
Bize yeni bir araba lazım.
Necesitamos otro coche.
Yeni araba alırım.
Voy a comprar un coche nuevo.
Cuma, eğer ilgilenirsen, birkaçımız KCYD araba şeyine... -... sonrasında da yemeğe gideceğiz.
El viernes, algunos de nosotros vamos a eso de los coches de KCYD, y luego a cenar, por si te interesa.
Yakınlarda araba var mı?
¿ Hay algún auto estacionado por aquí cerca?
- Bir araba dolusu Meksika eroini ile Einstein'nımın ne yapacağını tahmin etmeye çalışıyorum.
Solo trato de imaginarme qué va a hacer mi Einstein... con un coche cargado de droga mexicana.
Sarasota'da köpek çiftliği olan bir arkadaşım vardı. Alkollü araba sürerken enselendi.
Tenía a este colega que llevaba un criadero de perros en Sarasota... y lo metieron el cárcel por conducir borracho.
Dolayısıyla, araba kullanmayı öğrenmen lazım.
Es decir, tienes que conducir un maldito coche.
Araba öğrenmemde neden bu kadar ısrar ettiğinizin farkındayım.
Soy muy consciente de por qué insiste en que aprenda estas habilidades.
Taksi bulamadım, araba kullanmaktan da nefret ediyorum.
No pude encontrar un taxi, y odio conducir.
- Hiç araba kullanmadın mı?
- ¿ En verdad nunca conduces?
Altı saat araba kullanacağım ama fotoğraf çekimine yetişemeyeceğim.
Es un viaje de seis horas manejando, así que no llegaré a tiempo para la foto de la fraternidad.
Bir kere ilacı fazla kaçırdım ve gezi bittiğinde gayda çalabiliyor ve düz vites araba kullanabiliyordum.
Una vez tomé demasiado ácido y cuando el viaje terminó, sabía tocar la gaita y conducir con marchas.
Asla alkollü araba kullanmadım.
Nunca conduje borracha.
Servis kapısından çıktım. Araba hareket ederken plakasını yakaladım.
Salí por la entrada de servicio y vi su matrícula cuando se iban.
Bir araba servisiyle anlaşma yaptım.
Sí, hice un trato con un servicio de coches.
Aslında ahlak masasındayken tanıştığım bir kadın taciri, her neyse, hiçkimsenin içip araba sürmekle ilgili endişelenmesine gerek yok
En realidad es uno de los chulos que conocí cuando estaba en antivicio... pero, de todas maneras... nadie debe preocuparse por beber y conducir.
Aylarca uğraşıp araba kullanmayı öğrenesim sonra yıllarda işe gidip, para biriktirip bir Land Rover alasım hepsini ezesim geliyor.
- Poptarts mermelada de fresa. - Dar Me Wanna pasan meses aprender a conducir, trabajar, unirse a todo mi dinero y comprar un land rover y correr sobre todo de una vez.
- Araba sürüyor musun? Hayır, 16 yaşındayım daha.
Nos preguntábamos.
- Aradığımız araba bu.
Es el auto que estábamos buscando.
- Hiç geçimini araba satarak sağladın mı, Joe?
¿ Alguna vez te has dedicado a la venta de coches, Joe?
Araba galerim var, masaj salonum var, kuru temizleme ürünleri şirketim var eklemem lazım ki çok iyi iş yapıyor.
Tengo una concesión de autos, una casa de masajes una compañía en cartera transaccional de limpieza a seco que va increíblemente bien.
Araba galerisine gidip arabayı kibarlıkla mı alırsın?
¿ Crees que cuando vas a un concesionario de autos, compras un auto con amabilidad?
Araba kullanamıyorum ama hepimiz ona Muhteşemliğin Dükü Sir Axl demek zorunda mı?
¿ Yo no puedo conducir, pero todos tenemos que llamarlo Sir Axl Duque de la Grandeza? Bueno, yo no lo haré.
Araba kazandım!
¡ Gané un carro nuevo!
Şu an hastanede yatan tek bir kurbanımız var ama tacizi ve tutulma süresi araba kazasında olan yaralarla onu parçalanmaya özgü bir duruma sokuyor.
Tenemos una víctima hospitalizada pero el maltrato y cautiverio sufridos más las heridas del accidente vial la dejaron en un estado disociativo.
Toplarımı soğuk bir günde, bir ay boyunca.. .. paslı bir araba kapısıyla sıkıştırmayı.. .. hemde uzun bir ay, öyle şubat falan değil..
Prefiriría golpear mis testículos en una fría, oxidada puerta de auto cada día por un mes... y me refiero a un largo mes.
Toplar, soğuk ve paslı araba kapısı mı?
Fue lo de los testiculos en la fría, oxidada puerta de auto?
Ne dediğimi duymadın mı? Bir araba geliyor.
Viene un coche.
Sana bir araba ayarladım, GPS'i etkisiz hale getirdim, izlenmezsin.
Vayan. Te conseguí un auto, le deshabilité el GPS. No te podrán rastrear.
Gelmek için 5 saat araba kullandım.
He conducido durante cinco horas.
Ama şimdi nişanlandığımız için araba yarışlarından vazgeçip para işleriyle uğraşmamı istiyor.
Quiere un jodido nieto, colega.
Lisede yaptığım bikinili araba yıkamayı saymazsak.
A menos que cuentes el lavado de autos en bikini que hice en la secundaria.
Araba kullanırken gördüm, ilk iş seni aradım.
La vi al pasar por aquí, te llamé al momento.
Hayatımın büyük kısmında yalnızca tek bir şeye inandım. Bana gelen herkese araba satabileceğime.
Sabéis, la mayor parte de mi vida solo he tenido fe en una cosa... que podría vender un coche a cualquiera que entrara en mi tienda.
Neden gözetlemek istediğini anlıyorum,... anlamadığım şey ise neden bir araba kiraladığın.
Bueno, entiendo por qué te gustaría vigilarlo ; lo que no entiendo es por qué pensaste que necesitabas arrendar un auto.