English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Arkadaşlık

Arkadaşlık Çeviri İspanyolca

3,738 parallel translation
- İnsan ve robot arasında arkadaşlık olamaz.
La amistad no puede existir entre hombre y máquina.
Dizideki arkadaşlık ve romantizm senelerle beraber büyüdü ve gelişti.
Las amistades y los romances en el show han crecido y se han desarrollado a lo largo de los años.
Bu şeyleri arkadaşlık seviyesinde tutmamız gerektiğini düşünüyorum.
Mira, pienso que deberíamos mantener las cosas en un nivel de amistad.
Bence aramızdaki şeyleri, arkadaşlık seviyesinde tutmalıyız.
Creo que es mejor que sigamos como amigos.
Ona arkadaşlık etmeye geldik.
Nosotras solo le hacemos compañía.
Bana da arkadaşlık edersin, çünkü şu egzozla uğraşmaktan bıktım.
Hazme compañía porque estoy harto de este maldito caño de escape.
- Asla arkadaşlık sınırını geçmedik.
Pero nunca fuimos exclusivos.
Insanlar neden arkadaşlık yapmak istemediğimi anlamazlar ya.
¿ Por qué la gente siente que yo No quiero tener una relación?
Sana arkadaşlık etmek benim için zevktir. İçeri geçelim mi?
Tu compañía siempre es un placer. ¿ Nos sentamos?
Bu arkadaşlık bitti.
Esta amistad se ha... se ha terminado. No.
Ben de burada kalıp sana arkadaşlık edeceğim.
Y yo me quedo aquí para que tengas compañía.
Şu kasabanın evde kalmış kız kurularıyla arkadaşlık etmen hiç hoşuma gitmiyor.
Odio que hagas migas con las solteronas de este pueblo.
Ama, daha biraz önce arkadaşlık üzer- -
Pero... Acabas de dar ese discurso sobre...
Birbirimizi tanımamız gerek. Bir arkadaşlık bu şekilde yürür!
Se supone que debemos aprender del otro.
Arkadaşlık bu şekilde işliyor değil mi?
Es como funciona el compañerismo, ¿ no?
Arkadaşlık birlikte yaşamanın bir gerekliği değildir.
La amistad no es imprescindible para convivir.
Bir Grimm'le arkadaşlık ediyor.
Es amigo de un Grimm.
* Siento * olup olmadığını bilmiyorum. Ama gangsterler ile arkadaşlık eden insanları desteklemem.
No sé si lo sientes o no, pero no tengo simpatía por la gente que se asocia con gángsters.
Araştırmalar gösteriyor ki, bu köpek Max'e arkadaşlık yapması için iyi olacak.
Las investigaciones demuestran que un perro podría ser bueno para Max, como acompañante.
Maxine'in işi, onun hoş erkeklerle tanışmasına engel teşkil ettiğinden isteksizce de olsa popüler bir arkadaşlık sitesine üye olmuş.
Parece que el trabajo de Maxine no le da la oportunidad de conocer hombres así que, de mala gana, se inscribió en una popular página web de citas.
Ne güzel bir arkadaşlık!
Qué hermosa amistad.
Bana arkadaşlık et ve tavsiyelerde bulun.
Quédate a mi lado como un amigo... y aconséjame.
Biri şarap diğeri arkadaşlık.
El vino es uno... otro es la amistad.
Arkadaşlık
Amigos.
Annemle olan ilişkinizde romantik bir şeyler var mıydı? Yoksa sadece arkadaşlık mıydı?
¿ Hubo alguna vez algo romántico en su relación con mamá, o siempre fue sólo amistad?
Bu çatı katında sinekler bana arkadaşlık ederler.
Las moscas son frecuentemente mi compañía en este desván.
Yalnızca bana arkadaşlık ediyordu.
Estaba haciéndome compañía.
Normal bir şey hakkında... Arkadaşlık kurması hakkında.
Le explico al detalle lo te tener una... amiga casual.
Benimle bir arkadaşlık dövmesi yaptırmak isteyen bile olmuyor.
Nadie me propone hacer algo como, tatuajes de la amistad o lo que sea.
Barney, asla ama asla ama asla sanal arkadaşlık sitelerine girmem.
Barney, nunca, nunca, nunca jamás probaré las citas por internet.
O akşam sanal arkadaşlık sitesine girdim.
Esa noche probé las citas por Internet.
Benim haberim olmadan sanal arkadaşlık sitelerine girebileceğini mi sandın?
¿ Creíste que podrías probar las citas en Internet, y yo no me enteraría?
Arkadaşlık sitelerini kişisel logaritmamı kullanarak taradım. Geniş yelpazedeki değişkenleri çarpanlarına ayırarak istenilmeyen, yüksek riskli olumsuzlukları çıkararak yüzde 83'lük oranda bir başarı garantisi- -
Recorrí los sitios de citas, usando logaritmos personales, con una gran cantidad de variables como factores, filtrando los riesgos negativos, garantizando una tasa de éxito de 83...
Sen niye arkadaşlık hakkında ilham verici bir şeyler söylemedin ki?
¿ Por qué no diste un discurso inspirador sobre la amistad?
Adam bir cihat yanlısıyla arkadaşlık ediyor Saul.
Saul, el tipo anda amigándose con un yihadista.
Duke Crocker'la arkadaşlık ediyorsun.
Eres amigo de Duke Crocker.
İhtiyacım olduğunda bana arkadaşlık ettin.
Fuiste mi amigo cuando necesité uno.
Bırak bugün de ben sana arkadaşlık edeyim.
Hoy, déjame ser tu amigo.
Önce yıllar boyu arkadaş kaldık sonra seks üzerine kurulu bir arkadaşlığımız oldu süper ötesi bir arkadaşlıktı hem de.
Primero somos amigos durante muchos años, y luego somos brevemente amigos con beneficios, extremadamente buenos beneficios.
Gwen, çok iyi bir "en iyi arkadaşlık" tı.
Mira, Gwen, fue un gran amistad, ¿ sabes?
Tabii düşmanına arkadaşlık etmek istemezsen...
Si no te importa confraternizar con el enemigo.
Arkadaşlık ettiğimiz yok tabii...
No estaríamos confraternizando.
- Yemek veya arkadaşlık...
Bueno, cena o confraternización... ¡ Papá!
Kutup Ayısı için arkadaşlık bir teselli olabilir.. .. ama tam bir cevap değil.
Para el Oso Polar, la compañía puede ser un consuelo, pero no es la respuesta.
Kendimizi yola vurmayı da içeren yakın bir arkadaşlık.
Una amistad más cercana contigo que incluya viajes por carretera.
Chris Bradford arkadaşlık isteğimi kabul etti!
Chris Bradford me ha aceptado como amigo.
Onların arkadaşlık vafılı olduğunu sanıyordum..
Pensé que eran gofres de amistad.
Arkadaşlığımız da ebeveynliğimiz de artık daha güçlü bir noktada.
Hemos llegado a un punto en nuestra amistad, en nuestra manera de actuar como padres.
Eğer duygusal bir ilişkiye başlarsak ve kalitesi düşerse ve ben bunu bilecek kadar çifte danışmanlık yaptım ne zaman iki insan birlikte olsa, asla yürümez. Sonunda arkadaşlığımızı mahvedeceğiz ve sahip olduğumuz her şeyi kaybedeceğiz.
Si iniciamos una relación emocional y se va al diablo... y he aconsejado a suficientes parejas como para saber que siempre que juntas a dos personas, nunca funciona... acabaremos arruinando nuestra amistad y perdiendo todo lo que tenemos.
- Diyorum ki seninle arkadaşlığın bedelleri artık benim boyumu aşıyor.
Estoy diciendo que... El coste de ser amigos contigo sobrepasa oficialmente los beneficios.
Bizimki gibi bir arkadaşlığa sımsıkı sarılmak istemiyor musun şu an?
¿ no es una amistad como esta algo a lo que querrías aferrarte tan fuerte como sea posible?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]