Bence öyle değil Çeviri İspanyolca
409 parallel translation
Bence öyle değil.
Yo creo que no.
Zaten kim olduğunu sanıyorsun? Bence öyle değil.
Perdone, no es como ha dicho.
Hayır, bence öyle değil.
No, no lo creo.
- Bence öyle değil.
- No para mí.
Bence öyle değil.
Yo no diría eso.
Bence öyle değil.
- Yo creo que no
Bazı insanlar utangaçlığın hastalık olduğunu söylüyor, ama bence öyle değil.
Algunos dicen que ser tímido es una enfermedad, pero a mí no me molesta.
Bence öyle değil.
No creo que sea eso.
Bence öyle değil.
No digas eso, no lo es.
- Bence öyle değil.
Lo dudo mucho.
- Bariz belli. - Bence öyle değil.
Es obvio.
Bence sadece merak ediyorlar, öyle değil mi?
Creo que sólo tienen curiosidad, ¿ no?
Bence bu fikri unutalım gitsin, sence de öyle değil mi?
En fin, olvidemos esa idea.
Bence Marthe çok güzel bir kız, sence de öyle değil mi, Fanny?
Creo que Martha es una joven muy guapa, ¿ tu no Fanny?
Hoxton Creeper, bildiğim kadarıyla, bir deli değil, öyle olsa bile, deliliğinde bir yöntem var ve bu yöntem bence Giles Conover tarafından sağlanmış.
Pienso que el Reptil de Hopston no es un loco. Si lo es, hay un método en su locura. Ese método seguro que se lo da Conover.
Bence Alastair'in fikri mükemmel, sizce de öyle değil mi, beyler?
Creo que la idea de Alastair es excelente, ¿ no estáis de acuerdo?
Bence bir bot, sizce de öyle değil mi Bay Ryan?
¿ Crees que una lancha será suficiente, Sr. Ryan?
Bence öyle değil.
No lo creo.
Bence de yalnız bırakılması en iyisi. Adam bir kahraman, öyle değil mi?
Creo que debería estar solo, ese tipo es un héroe.
Bence buraya adımını atmaz, öyle değil mi?
No volverá a poner los pies en este lugar. ¿ Verdad?
Bence hiç de öyle değil.
- Yo no diría eso.
Bence de öyle. Gerçekten fena değil.
Sí, no está mal, Max.
Bence Stubby akor değişimlerini çok abartmış, öyle değil mi?
Creo que Stubby exageró con esos acordes alterados, ¿ no?
Sence değil ama bence öyle!
Puede que no lo vea así, pero yo sí.
Bence çok belirgin komedi kabiliyetin var. Sence de öyle değil mi, Susan?
Tiene mucho talento como cómico, ¿ estás de acuerdo?
Evet, Bence de öyle. Değil mi?
Sí, eso creo. ¿ tú no?
Bence zamanıydı. Öyle değil mi?
Creo que ya era hora. ¿ Tú no?
Bence sende hiç afife almıyorsun, öyle değil mi, Vicky?
Y sé que tú no lo harás, ¿ verdad, Vicky?
Bence küçük bir sohbet etmenin zamanı, öyle değil mi?
Creo que tú y yo deberíamos hablar un poco, ¿ no te parece?
Kulağa fazla Freudyen geldiğini biliyorum ama bence bu durumda öyle değil.
Sé que suena muy freudiano, pero en este caso no creo que lo sea.
Bence bu çok iyi bir işaret, öyle değil mi?
Creo que es una muy buena señal, ¿ no cree?
Öyle değil mi, Albay? Bence çok fedakâr bir anlatım tarzı.
Diría que es una frase razonablemente altruista, no te parece Patty?
Bence yukarıda bir yerdesin, öyle değil mi?
Creo que está arriba, ¿ no?
Bence kendini güçlü hisseden bir bayan daha da güçlü görünür, sence de öyle değil mi Tony?
Para mí, una chica que se siente fuerte parece fuerte, ¿ verdad, Tony?
Bence bizi sevdiler. Öyle değil mi? Umarım öyledir.
- ¿ Les habremos gustado?
Bence benim en iyi şiirlerimden biri, sence de öyle değil mi?
Es uno de mis mejores poemas. ¿ No crees?
Bence yanıtı evet, sence de öyle değil mi?
Creo que es un sí, ¿ no estás de acuerdo?
Bence insanlar fazla sık elbise giyiyorlar, sence de öyle değil mi?
La gente usa ropa muy a menudo.
Bence herşey yolunda gitti, sizce de öyle değil mi?
Ha sido un éxito, ¿ no creéis?
Yaşlılar için öyle belki ama, bizler için öyle değil bence.
Sí, a los más viejos tal vez. Pero a los jóvenes nos da igual.
Bence bir şeyleri uzak tutmaya çalışıyormuş. Öyle değil mi?
Creo que intentaba alejar a algo, ¿ no?
Bence bu, binadaki en hoş odalardan biri, Sizce de öyle değil mi Mr. Pearce?
Esta habitación es una de las mejores del hospital.
Bence öyle değil, yaptı.
Me atrevería a decir que sí.
Öncelikle bence... ... ille de ne seksle ilgili bir sözcük değil bu...... ne de röntgencilikle. - Ama öyle kullanıyorsun.
En primer lugar, no lo asocio exclusivamente con el sexo o con el voyeurismo o la "degeneración".
Bence kesinlikle üç dakikanın hakkını vermeliyiz, öyle değil mi?
Debemos ganarnos nuestros 3 minutos, ¿ no crees?
Bence özgür kalarak payını çoktan aldın, öyle değil mi?
Ya le ha tocado ser libre, ¿ verdad?
Hayır, saçmalıyorsun bence. O öyle birisi değil.
No, eso es una tontería.
Bence vakit geldi, öyle değil mi?
Es hora de irnos, ¿ verdad?
Bence şu anda uçakta sakin sakin şampanyalarını içiyorlar, öyle değil mi?
Seguro que están brindando en el avión. - ¿ No? - Sí, seguramente...
Bence bu haksızlık değil. Pek öyle değil. Benim de bir bedel ödememi istiyorsun.
Y quieres que yo también pague.
Bence peygamber çiçeği çiçeklerin en güzeli, sizce de öyle değil mi Bayan Lavish?
Encuentro al aciano la más deleitable de las flores. ¿ No lo cree así?
bence öyle 97
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle değil 521
öyle değilmi 21
öyle değil miydi 23
öyle değildi 30
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle değil 521
öyle değilmi 21
öyle değil miydi 23
öyle değildi 30
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39