Benim için farketmez Çeviri İspanyolca
127 parallel translation
Yanlış yere gelmiş olmalıyım... ama, iş verecekseniz, benim için farketmez.
He debido entrar por la puerta equivocada... pero no me importa si puede darme un empleo.
Ben yasaları uygularım, iyi kötü, ya da önemsiz olması, benim için farketmez.
Yo administro la ley. Buena, mala o indiferente, no es asunto mío.
- Benim için farketmez.
- No importa.
Bunu yapman benim için farketmez, Arab... fakat bunu burdan çıkınca yaparsın.
No me molesta que lo hagas, árabe, pero debes hacerlo en tu tiempo propio.
Oh, kalan atışları yapman benim için farketmez.
A mí me parece bien.
Kurbanların derisinin rengi benim için farketmez.
El color de la piel de las víctimas es irrelevante para mí.
O'Malley güneye gidiyordu. Kuzey veya güney benim için farketmez, Bayan.
Norte o sur, me es igual cualquier dirección, señora Breckenridge.
Benim için farketmez.
A mí no, nada.
- Ama benim için farketmez. Seni sevip sevmediğim.
- Pero a mí me da igual si te quiero o no te quiero.
Babası olarak sansa bile benim için farketmez...
A mí como si creyera que eres su padre.
- Benim için farketmez.
- Bien, a mí me da igual.
Benim için farketmez, fakat Bannister'lar kaplan pisliğinden daha aşağılıktır.
No me importa, pero los Bannister son peores que la saliva de un tigre.
Ne olursa olsun benim için farketmez.
Lo que pasó no cambia nada para mí.
O burada olmadığını söyledi. Benim için farketmez.
Maggie dijo que así era barato. ¡ Ven aquí!
Hizmetçiler gelebilir... Benim için farketmez
Va a venir la camarera... ¡ Es igual!
Benim için farketmez, canım. Ama üyelik başvurunda okulda kalacağını yazmıştın.
No tengo problema, mi querida, pero en su contrato, usted dijo que permanecería en la escuela.
Benim için farketmez.
Por mí no importa.
Pekala, benim için farketmez.
Bueno, no hay diferencia para mí.
Benim için farketmez! Hiç farketmez!
¡ Me importa una mierda!
Benim için farketmez.
Siempre es lo mismo conmigo.
Benim için farketmez.
Pero basta de mi.
Benim için farketmez.
¿ No te molesta si lo hago?
Bak adamım, benim için farketmez.
Mira, tío, no me importa.
Kilise olup olmadığı, benim için farketmez, zaten kiliseleri sevmem. - Ateist misiniz?
Me importa una mierda que estemos en la iglesia, no me gustan las iglesias.
Şey, benim için farketmez.
Para mí no es necesario.
Benim için farketmez.
- A mí me da igual.
Yaşı benim için farketmez, birinin içine girme isteği duyuyordum bir kadın buldum ve girdim.
No me interesa la edad. Tenía ganas de entrar en alguien... encontré a una señora y entré.
Benim için farketmez.
No me importa quién es.
Benim için farketmez artık ne isterseniz yapın.
no hace ninguna diferencia para mí Usted puede hacer si lo desea
Bak yüzbaşının onayını alırsan benim için farketmez.
Haremos esto. Si consigues algo para un caso, te quedas.
Spekülatör borsası, açık borsa, borsanın adını sen belirle, benim için farketmez.
El mercado del toro, del oso. En cualquier mercado, allí estoy.
Kendisi bir video kaset bıraktı ama benim için farketmez. Ben "Oynat" tuşuna basarım ve paramı alırım.
Dejó el testamento grabado en vídeo así que me gano la vida apretando el botón de "play".
Benim için farketmez bebeğim.
Está bien para mí, nene.
Benim için farketmez aslında.
Menuda estupidez, en mi opinión.
- Benim için farketmez.
- El que quieras.
Ama benim için farketmez, nasıl olsa her yerde ailem var!
Yo paso, tengo familia en todas partes...
Benim için farketmez.
- Para mí no.
Açar, sonra kaparım. Çünkü benim için farketmez.
La abro y la cierro, porque no me importa.
- Benim için farketmez.
- Está bien.
- Benim için farketmez.
- No me importa.
Gerçekten benim için farketmez.
Eso, solo no me importa...
- Hayır, benim için farketmez.
no, me da igual.
Swanson'un hindisini bile yapsa benim için farketmez.
Me podías dar comida de microondas y no me importaba.
Benim için farketmez.
No me importa.
Canlı ya da ölü olman benim için farketmez.
V ¡ vo o muerto, me da ¡ gual.
Benim için hiç farketmez.
- Para mí es lo mismo.
- Benim için hiç farketmez dostum.
Oh, ésta no es la cuestión
Benim için farketmez.
- No hay problema.
- Hey, benim için de farketmez.
A mí no me importa.
Benim için de farketmez.
A mí tampoco me importa.
Nereye gittiğimiz benim için farketmez.
A dónde vamos?
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için 458
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için 458