Benim için çalışıyorsun Çeviri İspanyolca
338 parallel translation
Sen benim için çalışıyorsun, değil mi?
¿ Tú trabajas para mi, no es cierto?
Artık benim için çalışıyorsun.
- ¿ Sí? Trabajará conmigo.
Eve dönemeyebiliriz, David, ama halen benim için çalışıyorsun.
Puede que estemos lejos de casa, David, pero aún trabajas para mÍ.
Yani benim için çalışıyorsun.
O sea que también trabajas para mí.
Benim için çalışıyorsun.
Trabajas para mí.
- Zaten benim için çalışıyorsun.
Ya trabajas para mí.
18 aydır benim için çalışıyorsun.
Ha trabajado para mí 18 meses.
Sen de benim için çalışıyorsun.
Y tú trabajas para mí.
Johnny, benim için çalışıyorsun.
Johnny, tú trabajas para mí.
Benim için çalışıyorsun.
- Bueno, trabajará para mí.
Benim için çalışıyorsun, onun için değil!
¿ Crees que te pago para que no hagas nada?
Benim için çalışıyorsun.
Usted trabajará para mi.
- Hala benim için çalışıyorsun.
- Todavía trabaja para mí.
Öyleyse ne diye benim için çalışıyorsun?
Y ¿ por qué trabajas para mí?
Benim için çalışıyorsun, unuttun mu?
Trabaja para mí, ¿ lo recuerda?
Sen benim için çalışıyorsun, Shannon.
Está trabajando para mí, Shannon.
- Benim için çalışıyorsun. Yanlış.
trabajas para mí se equivoca.
Sana yüzde 10 veririm ama şunu bil ki ; benim için çalışıyorsun.
Te daré el 10 %. Pero escucha bien. Tú trabajas para mí.
Unutma, benim için çalışıyorsun.
Recuerde, trabaja para mí.
Benim için çalışıyorsun değil mi?
¿ Trabajas para mí, no?
Sen benim için çalışıyorsun.
Tú trabajas para mí.
.. ben benim için çalışıyorsun.
Es al revés.
- Hayır, sana borç vermeyeceğim. Sen benim için çalışıyorsun.
Trabajas para mi ¿ Recuerdas?
Hâlâ benim için çalışıyorsun.
Todavía trabaja para mí. Lo veo allí.
Benim için çalışıyorsun. Seni bir süredir tanıyorum. Ne dersin Chris?
Trabajas para mí, te conozco desde hace tiempo. ¿ Qué me dices?
Beni ilgilendirmez. Hala benim için çalışıyorsun.
Sigues trabajando para mí.
- Sen benim için çalışıyorsun, değil mi?
- ¿ Trabaja para mí, verdad?
Benim için çalışıyorsun. Sana dediklerimi yapıyorsun.
Trabajas para mi y harás lo que yo diga.
Unutma, benim için çalışıyorsun.
Recuerda algo. ¡ Tú trabajas para mí!
Benim için çalışıyorsun.
No es mi jefe. No, tú jefe soy yo.
Hayır. Sen benim için çalışıyorsun.
Tú trabajas para mí.
- Bu demektir ki, benim için çalışıyorsun.
-... o sea que trabajas para mí.
Kaç yıldır benim için çalışıyorsun Auggie?
¿ Cuánto tiempo llevas trabajando para mí, Auggie?
Ne kadar zamandır benim için çalışıyorsun?
¿ Cuánto hace que trabajas para mí?
Tanrım, ailenle birlikte oturuyorsun ve teknik olarak benim için çalışıyorsun.
¡ Dios! Vives con tus padres y trabajas para mí.
Benim için çalışıyorsun Peterson.
Usted trabaja para mí, Peterson.
Neyin var senin? Sen benim için çalışıyorsun.
¿ Qué te pasa?
Benim için çalışıyorsun.
Trabajas para mí, ¿ lo entiendes?
Artık benim için çalışıyorsun.
Trabajas para mí ahora.
- Hatırlasana, benim için çalışıyorsun.
Lo dudo mucho. Recuerda que trabajas para mí.
- Bayan Dunk için mi yoksa benim için mi çalışıyorsun?
- ¿ Trabajas para la Sra. Dunk o para mí?
Bu birliği ben yönetiyorum. Tıpkı Ficco gibi benim için mi çalışıyorsun?
- Esta sociedad es mía y tú... trabajas para mí, igual que Ficco.
Hala ilk hamleyi benim yapmam için kışkırtmaya çalışıyorsun ha Delaney?
Sigues buscando que yo haga el primer movimiento, ¿ no, Delaney?
Oh, yani onun bazı akrabalarının benim için buraya gelebileceğini mi söylemeye çalışıyorsun?
Quiere decir que algunos de sus parientes podrían venir por mí, ¿ eh?
Hey, Carlo! Ne demeye çalışıyorsun? Şİmdi benim için çok daha önemli şeyler var.
Tienes unos muslos... maravillosos, sueño con ellos, con tu aroma, tus ojos impúdicos...
Artık benim için çalışıyorsun.
Trabajarás para mí.
Neden benim için bir şeyler yapmaya çalışıyorsun?
¿ Por qué quieres ayudarme?
Benim için mutlu olacağına aklıma şüpheler oluşturmaya çalışıyorsun.
En lugar de ser feliz Para mí, usted está tratando de crear dudas
Nina benim için de çalışıyorsun, senden bir şey istediğimde derhal yerine getirmelisin. Soru sormadan.
Nina trabajas para mi y cuando te digo que hagas algo, lo haces inmediatamente sin preguntar
Benim ihtiyacım olan şeyleri vermektense sen istediğimi sandığın şeyleri vermek için çalışıyorsun.
Te esfuerzas para ser lo que crees que quiero en vez de darme lo que necesito.
Bu seni ortadan kaldırmak istiyordu. Sense onu kurtarmaya çalışıyorsun. Benim için birşeyler yapmalısın.
Este hombre quiere hacer un testigo de la acusación... es el hombre que quiso matar!
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39