Beş gün Çeviri İspanyolca
1,598 parallel translation
Evet, haftada beş gün.
Sí, cinco días a la semana.
- Bir yıl beş gün.
- Un año y cinco días.
Beş gün dışarıda kalmışlar... ikisi ava gitmiş, sadece biri dönebilmiş.
Se otorgan para si mismos cinco dias fuera dos de ellos salieron a cazar, solo uno de ellos lo hara de vuelta. Y los otros que el trajo de vuelta con el.
Şu anda tam on beş gün oluyor. Kimseyle çıkmadım. Bahsi kaybettin.
Hoy se cumplen exactamente 15 días, y no he estado saliendo con nadie.
Beş gün bekledin. Bilerek yaptın.
Usted espero 5 dias. a proposito.
İşlenen cinayetlerden beş gün sonra, Eddenburg'de bir kadın daha saldırıya uğradı.
... ha sido atacada en Edlnburgh 5 días depués del doble asesinato en la ciudad... Y acerca de como, se siente eliminado del resto del mundo
Aralarında en çok dört beş gün olabilir.
Pudo haber estado por aquí, hace cuatro o cinco días.
Buradan ayrılmama beş gün kaldı desene.
Entonces me quedan cinco días antes de tener que irme.
Beş gün mü?
Cinco días.
- Beş gün.
Cinco días.
- Beş gün içinde tedaviyi bulamam.
¡ No puedo curar esto en cinco días!
Beş gün boyunca bu gemide kalmamız mı bekleniyor?
¿ Se espera que pasemos en esta nave 5 días?
O sırada âdeti beş gün gecikmişti.
En ese momento, tenía 5 días de retraso.
Beş gün oldu.
Ya pasaron cinco.
Bakalım doğru anlamış mıyım? Senin bana söylediğin şey benim 100,000 nakitimi alacaksın küçük bir dümen yaparak bana beş gün içinde yarım milyon getireceksin, öyle mi?
Lo que me estás diciendo es que... vas a tomar mis 100.000 en efectivo... hacer esas estafas de ustedes... y luego traerme medio millon, en 5 días, ¿ Es eso correcto?
Üzgünüm. Bak, beş gün boyunca yatakta kalıp seks yapmak için önemli şeyleri mahfeden birtek sen değilsin, tamam mı?
Mirá, vos no sos la única que está hechando a perder cosas importantes por quedarse en la cama cogiendo 5 días, ok?
Beş gün boyunca buradayım Zaten sefil olmayı bekliyordum.
Está bien. Estaré aquí cinco días. De todos modos esperaba pasármela miserablemente.
Ben Gruber'in arkadaşı beş gün önce New York City'de bir otel odasında vurulmuş olarak bulundu
El socio de Ben Gruber fue encontrado muerto de un disparo en su cuarto de hotel en Nueva York hace cinco días.
Beş gün içinde, yeni yazılım programı kullanılmaya başlanacak.
En cinco días, empieza a funcionar el sistema informático nuevo.
360 gün güzel bir şekilde böler, ama gece gökyüzünde gördüklerinizle birebir örtüşmez, bu yüzden eski takvimler sekiz yılda bir fazladan bir ay veya senede beş gün eklerlerdi.
360 días se dividen bastante equitativamente pero no encajan con lo que ven en el cielo nocturno así que los calendarios antiguos suman un mes adicional cada 8 años o fijan 5 días adicionales.
Şiddet ve trajedi... Haftada beş gün, mahkememe gelirler, ve onlara değer biçerim.
Violencia y tragedia caminan por mi corte 5 días a la semana y les asigno valores.
İsterse beş gün izin verecekler.
5 días si asi lo decide.
Roma halkının Sezar'a verdiği güven ve desteği takdir için beş gün boyunca sürecek ziyafet ve oyunlar.
Cinco días de banquetes y juegos como aprecio por la confianza y el apoyo que la gente de Roma le ha dado a César.
Julie, Collin'in ailen hakkında yaptığı araştırma beş gün öncesine ait.
Julie, la búsqueda que Collin hizo de tu familia es de hace cinco días.
Önümüzdeki beş gün boyunca siz anne ve babalar, bebek mi bi daha düşünün için bir takım olacaksınız.
Durante cinco días hareis de mamá y papá y cuidareis en equipo de vuestro propio bebé.
Bu yüzden mi beş gün önce postaneye gidip postacıya postanızı bekletmesini söylediniz?
¿ Por eso pidió que le guardaran el correo?
- Beş gün önce.
- Hace cinco días.
Beş gün oldu. Neden kimse beni bulmaya gelmedi?
Ya han pasado cinco días. ¿ Por qué nadie ha venido a buscarme?
Öyleyse kendi başına beş gün boyunca içmemeyi başardın.
Conseguiste dejar de beber durante 5 días
O zaman inşallah Gennosuke-sama beş gün geçmeden evvel hayatıma son verir.
Entonces... Seré asesinada por Gennosuke-sama antes de que pasen esos cinco días.
Beş gün mü?
Cinco días?
Beş gün kaldı. Geri sayım devam ediyor.
Cinco días y contando.
On beş gün.
Quince días.
Beş gün sonra konu kapanmış olacak.
Cinco días más y estará confirmada.
Bayan Forsythe kişisel hesabını beş gün önce kapatmış.
La Srta. Forsyth cerró su cuenta personal hace 5 días.
Bir, bir insanoğlu çöp tenekesini yalayarak beş... uzun... gün yaşayabilir.
En primer lugar, que se puede sobrevivir comiendo restos de basura... durante cinco largos días.
Yine de bire beş iddiaya girerim, birkaç gün içinde öldürülmeyeceğim.
Pero apuesto cinco a uno a que no voy a ser asesinada en los próximos días.
şafakta, iki gün boyunca, Tsubagakure'den beş kişi... ve Manjidani'den beş kişi... savaşmaya başlamalı.
De aquí a dos días, al amanecer, cinco de Tsubagakure... y cinco de Manjidani... deberán enfrentarse.
CIA'e girdiğin gün... Mueller adında bir adamın yaptığı bir aleti almakla ilgili bir görevden bahsetmiştin. Bu adam Kehanet Beş projesini kuran kişiymiş.
El día que entraste en la CIA, describiste una misión para asegurar un dispositivo... hecho por un hombre llamado Muller, el mismo hombre que me dijeron que había iniciado el proyecto "Prophet Five"
Bu insanlara önümüzdeki bes gün boyunca nasil bir eglenceyi kaçiracaklarini duyma sansi verelim.
Démosle a esta gente una oportunidad de oír la clase de diversión que se van a perder durante los próximos 5 días.
Son yedi gün içinde, acil servis nörologa nörologda beş ayrı doktora göndermiş.
Los médicos de emergencias lo derivaron a neurología, quienes lo derivaron a otros 5 médicos en los últimos 7 días.
Önümüzdeki beş iş gün boyunca benim kölem olacaksınız çocuklar.
Por los próximos 5 días, ustedes serán mis esclavos.
Wayne Finster. Makul fiyata annesinin her gün beslenmesine koyduğu notları okumaya gönüllü oldu. - Beş dolar!
Wayne Finster, por un precio justo, se ha ofrecido a leer en voz alta todas las notas que su mamá le deja junto a su desayuno todos los días.
- Marie'nin kulak damlası var. Şayet gelecek beş yıl boyunca bunu her gün sen yapsaydın hala bunu konuşuyor olmazdık.
- Tú sabes eso si hicieras esto por los próximos 5 años ni siquiera estaríamos a mano.
Nasıl olur da eve gidip anneni görmek yerine seni rezil eden adamı kurtarmak için burada kalmayı seçersin? Ordu bana beş gün izin verseydi Pat Robertson'u ziyaret etmeye bile razı olurdum.
El Ejército me ofertó cinco dias hubiese ido con Pat Robertson si tuviese que hacerlo.
Tersyüz ettiğimde bazen beş gün gidiyor.
Si vas a ver el contrario, durante cinco días.
Jüriler senin gibi hasta ruhlu serserileri her gün mahkum ediyor beş dakika sonra ise gidip keyiflerine bakıyorlar. - Söylüyorum...
Los jurados condenan a idiotas como tú todos los días, y cinco minutos después consiguen un trato.
On beş yaşında kaçanlar, her gün başımıza geliyor.
Los quinceaneros se escapan de casa. Pasa todos los días.
Beş gün içinde de gözleriniz açılacak.
En cinco noches, tus ojos se abrirán otra vez.
Peki, beş para etmez bir gün için, sürekli olarak, bizi kim gözetliyor acaba diye etrafa bakınır hale getiren bir meslekte hizmet etmeyi tercih etmemizi, bu insanlar neden istesinler?
¿ Por qué pasa que gente como nosotros elige servir por unos centavos al día, en una profesión que nos hace dar vuelta constantemente para ver quién nos vigila?
Her gün en az beş çeşit yemek hazırlardı.
Siempre preparaba cinco platos.
gunther 50
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın tatlım 25
günahkar 29
günah 39
günler 45
günaydın hayatım 17
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192
günahkar 29
günah 39
günler 45
günaydın hayatım 17
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192