Böyle giderse Çeviri İspanyolca
495 parallel translation
Böyle giderse son uçağı da kaçırırsınız.
Puede que pierdan el último vuelo.
Böyle giderse, bu saldırıya hazırlıksız yakalanacağız.
A este ritmo, estaremos en el extremo receptor de un bombardeo saturador.
Böyle giderse günün birinde burnunu dağıtacağım.
Si continúas así, un día te golpearé.
Böyle giderse, kitap satıcısı bile olabilirim.
A este paso, puedo llegar a ser librero si quiero.
Böyle giderse ya polis ya da mezarcı beklersin.
Esperas a la policía por la vida que llevas.
- Böyle giderse, boraya yakalanabiliriz. - Bora ne ki?
No me sorprendería que cayese un chaparrón
Böyle giderse bu evlilik bitecek.
Si desaparece la fe, se acabó el matrimonio.
Iºler böyle giderse, arabayi kendim sürmek zorunda kalacagim.
Si el negocio sigue así, tendré que conducir el coche yo.
Böyle giderse yufka yürekli olacağız.
No nos pongamos empalagosos
- Böyle giderse dükkan açacaksın.
- Sigue así y acabarás abriendo una tienda.
Böyle giderse uzun süre dayanamayız.
No podremos soportarlo mucho tiempo más.
Çalışanlarımdan biri tarafından öldürüldüğünü düşünmek hoşuma gitmiyor. Ancak vaziyet böyle giderse yarın sabah Batum'a ayak bastıktan kısa süre sonra ölmüş olacaksın.
No me gustaría que le matase uno de mis empleados, pero tal como están las cosas morirá mañana al llegar a Batumi.
Böyle giderse, hepten kilitleneceğiz.
- Acabaremos como el viejo.
Böyle giderse dokuz günlük desteği iki saatte bitireceksiniz..
Acabarán con las que tenemos en algo menos de dos horas.
Böyle giderse, yakında annem kadar iyi bir aşçı olacaksın.
Llegarás a ser un cocinero tan bueno como mamá.
Harika. Böyle giderse, ak saçlı halimle beni ister misin?
¿ AI paso que vas, te gustaría con el pelo blanco?
Bu iş böyle giderse para falan kazanamayız.
Si esto continua, no vamos a sacar ningún dinero.
Tek bildiğim, böyle giderse kazanamayacağım gibi görünüyor.
Lo que sé es que, por ahora, parece que no voy a ganar.
Kapatacağım derken, biraz daha böyle giderse, bir şekilde çalıştırırım.
No necesitamos tener el bar para poder vivir.
Eğer böyle giderse taşınmak zorunda kalacağımızı söylediler.
Dijeron que nos tendríamos que ir si no poníamos remedio.
Böyle giderse, belki Shuichi ile Kikuko da ayrılacak.
Con Shuichi así, tal vez Kikuko también se vaya.
Böyle giderse bir aşçı ve fırıncıya dönüşeceğim. Başka da neye ihtiyaç varsa.
Hemos llegado a un punto en que tengo que ser cocinero, panadero... y todo lo demás por aquí.
Bu yazın sonuna sağ kalmayacaksın. Böyle giderse değil.
No vas a sobrevivir el verano.
Böyle giderse denizi boylayacak.
Como siga así, acabará en la bahía.
Hepsi gelir. Böyle giderse her çiftlikte bir kadın ve her ağılda bir'dana'sahibi olacaksın.
A este paso acabarás con una mujer en cada ciudad.
Böyle giderse sonu babasininki gibi olacak. Sigir çaldigi için vurulacak.
A este paso, acabará como su padre, ajusticiado por robar ganado.
- Böyle giderse sonunda o da bunu kabul edecek.
- Él puso fin a todo rápidamente.
Hava böyle giderse yarın size iyi bir şey kazandırabilirim.
Si sigue así el tiempo, podría darle un ganador mañana.
Ve böyle giderse bakmak zorunda kalacak.
Y podría hacerlo, viendo cómo lo hago yo. Vaya padre.
- Böyle giderse seni birgün vuracağım.
- Uno día de estos, te dejo sin mano.
Böyle giderse hiç ilerleyemeyiz.
De este modo no vamos a conseguirlo nunca.
İyi de böyle giderse çocuklara kim bakacak?
Si seguimos así, ¿ quién va a mantener a nuestros 7 hijos?
Böyle giderse dönem sonuna kadar bir tonun üstünde olacaklar.
Así, casi superaremos los 1000 al acabr el turno.
Böyle giderse, gülmekten kırılacağız.
Si recusa, vamos a quedar molestos.
İşler böyle giderse Bay Goldfinger turnayı gözünden vuracak.
Más trucos y el señor Goldfinger hubiera hecho su agosto.
Böyle giderse doğum işini halletmek epey zor olur.
Por si era poco difícil ocuparse de ella aquí.
Böyle giderse buradan cenazen çıkacak.
Si no tienes cuidado, saldrás de aquí en una caja.
Böyle giderse, hanın itibarı tam olarak boşa gidecek.
De seguir así las cosas, la reputación de la posada se va a ir al garete.
Böyle giderse, insanlar bana "Patron" falan demezler.
Pero la gente no me llama "jefe" por nada.
Para böyle giderse eyerimi satmam gerekir.
Con lo caro que está todo, pronto tendría que vender mi silla.
Böyle giderse bitkisel hayata girecek fakat sonuçta bana öğrenmek istediklerimi anlatacak.
Se convertirá en un vegetal, pero al final me dirá lo que quiero saber.
Böyle giderse bebeklerden oyuncak ayıları da alacaklar.
¡ Porqué no les podemos retirar los osos de peluche a los bebés!
Böyle giderse ölebilir!
¡ Podría morir así!
Böyle giderse, ayakta kalamayız.
- Si esto se mantiene, no duraremos.
Bir kaç gün daha böyle giderse onları indirecek yer bulamayız.
Unos días más como estos... y no podrán aterrizar en ninguna parte.
Böyle giderse yağmur dansı yapacağız.
Habra que hacer una danza ritual.
Böyle giderse ölüp kalacak.
A este paso, ella morirá.
Bay Moran bu iş böyle kötüye giderse Çocuk Esirgeme Kurumu'nu bilgilendirmekle mükellefim.
Eso es parte... - Sí, Señor Moran, si esto continúa yendo cuesta abajo, estoy obligada por ley a notificar a Servicios de Protección Infantil.
Böyle giderse olmaz.
Bueno, no si el progreso continúa.
Böyle giderse sen sadede gelene kadar 60 yaşımda olacağım.
A este paso cumpliré los 60 antes de que llegues al asunto.
Kulaklarına böyle bir söylenti giderse bizden onları dağıtmamızı isteyebilirler.
Si se enteran del escándalo y nos creen responsables, quizás nos ordenen disolvernos.
gidersen 28
gidersem 23
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
gidersem 23
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle bir şey olmayacak 25
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böyle gelin 49
böylesi 17
böyle mi 243
böyle bir durumda 32
böyle bir şey olmayacak 25
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böyle gelin 49
böylesi 17
böyle mi 243
böyle bir durumda 32