Devam etmeliyiz Çeviri İspanyolca
1,548 parallel translation
- Ama yine de işimize devam etmeliyiz, değil mi? - Tabiki de...
- Pero es lo que pensábamos, ¿ cierto?
Kaçmaya devam etmeliyiz.
Ahora sólo tenemos que seguir.
İkimiz de hayatlarımıza devam etmeliyiz, değil mi?
Los dos tenemos que seguir con nuestras vidas, ¿ verdad?
çünkü eğer onları öldürmek için uğraşırsak biz öleceğiz devam etmeliyiz şimdi sonraki kata gitmeliyiz bu gülünç çünkü biz patlamayacağız neden değil
Porque si tocamos las barras moriremos. Necesitamos empujarlas. Debemos ir al siguiente piso.
Önemli değil, aramaya devam etmeliyiz.
No importa, debemos buscarlo.
Her şey bekleyebilir, biz aramaya devam etmeliyiz.
Todo puede esperar, debemos buscarlo.
Sonuna kadar sigara içmeye devam etmeliyiz.
Debemos seguir fumando hasta el amargo final.
Mr. Monk, ilerlemeye devam etmeliyiz.
Sr. Monk, nosotros nos tenemos que mantener en movimiento.
Yola devam etmeliyiz.
Tenemos que seguir adelante El helicoptero no va a esperar.
Devam etmeliyiz.
Tenemos que movernos Tenemos que llegar al punto de extracción
Yaşamımıza devam etmeliyiz.
Tenemos que seguir nuestras vidas.
Kendi yolumuzda ilerlemeye devam etmeliyiz.
En absoluto secreto.
Bize saldırma düşüncelerinden vazgeçecekleri zamana kadar kazanmaya devam etmeliyiz.
¡ Debemos continuar ganando... hasta que dejen de perseguirnos!
Devam etmeliyiz.
Sigue.
Belki de onu terfi ettirmeye devam etmeliyiz.
Deberíamos seguir ascendiéndolo.
İlerlemeye devam etmeliyiz.
Tenemos que seguir.
Korkarım gösterimize devam etmeliyiz.
Me temo que debemos continuar con el espectáculo.
Son ana dek devam etmeliyiz.
Debemos continuar hasta que acabe.
Aramaya devam etmeliyiz.
- Hay que seguir buscando. - Trey.
İkimiz de hayat devam etmeliyiz.
Tenemos que seguir adelante, ambos.
Evet ama şehrimizde en iyi müziği icraya devam etmeliyiz.
Sí, pero... debemos seguir tocando la mejor música en nuestra ciudad.
Sıkıcı bir yer. Devam etmeliyiz.
Este pueblo es deprimente.
- Yolumuza devam etmeliyiz!
Tenemos que seguir
Devam etmeliyiz hiç zamanımız yok.
- Debemos pasar, no tenemos tiempo que perder.
Çok yumuşağız. Devam etmeliyiz.
¡ Debemos avanzar!
Eğer bu lanet şeyi yapacaksak, devam etmeliyiz!
Ya llegamos hasta aquí, tenemos que hacerlo!
Bence onsuz devam etmeliyiz.
- De acuerdo. Creo que tendremos que seguir sin eso. No hay suficiente espacio.
- Sanırım yola devam etmeliyiz.
- Sigo pensando que tenemos que seguir.
Tam tersi, bence ivedilikle devam etmeliyiz.
Al contrario, es urgente pensar en la boda.
Hayatta kalanları aramaya devam etmeliyiz.
Tenemos que irnos, tenemos que seguir buscando sobrevivientes.
Devam etmeliyiz, değil mi?
Tenemos que continuar, ¿ verdad?
Devam etmeliyiz.
Debemos seguir.
Yola devam etmeliyiz.
Debemos continuar moviéndonos.
Deanna, devam etmeliyiz.
Deanna, tenemos que seguir adelante.
New York'a gitmek istiyorum, Kim'i bulup, ortadan kaybolmak,... ama böyle bir seçeneğimiz olmayacağından, sanırım, Daniel Taft'ı aramaya devam etmeliyiz.
Quiero ir a New York, encontrar a Kim y desaparecer, pero como eso no es una opción, supongo que seguiremos buscando a Daniel Taft.
Ve kurallara uymaya devam etmeliyiz.
Y recuerden seguir las reglas.
Bunu beraber atlatmalı ve öyle devam etmeliyiz.
Debemos trabajar juntos y hacer que esto funcione.
Plan buydu, bence buna devam etmeliyiz.
Ese era el plan, creo que deberíamos seguirlo.
Savaşmaya devam etmeliyiz.
Tenemos que seguir peleando.
Ama şimdi, çıkmaya devam etmeliyiz sanki her şey normalmiş gibi.
Ahora, tenemos que seguir saliendo... como si todo estubiera normal.
Söyledikleri her şeyi dinlemeye devam etmeliyiz.
Tenemos que seguir escuchando lo que sea que digan.
Hızlandırılmış olarak sarı güneş enerjisi almanı sağlamaya devam etmeliyiz.
Debemos continuar para que absorbas toda la energía solar posible.
Sadece çalışmaya devam etmeliyiz.
Sigan trabajando.
İlerlemeye devam etmeliyiz.
Debemos seguir.
Yolumuza devam etmeliyiz.
Tenemos que seguir moviéndonos.
İkimiz de hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranmaya devam etmeliyiz, böylece Claire güvende olur.
Ambos tenemos que fingir que no tenemos idea de lo que está pasando, para que Claire esté a salvo.
Geçmişi ait olduğu yerde arkamızda bırakıp devam etmeliyiz.
Todos deberíamos dejar el pasado atrás y seguir con nuestras vidas.
Yola devam etmeliyiz.
Tenemos que seguir.
Yürümeye devam etmeliyiz, tamam mı?
Betty Blue, como va?
İlerlemeye devam etmeliyiz.
No es como si fuera a pasar algo.
- Araştırmaya devam etmeliyiz.
- Tenemos que seguir.
devam 340
devam et 5157
devam ediyorum 40
devam ediyor 34
devam edecek 39
devam edin 1943
devam edelim mi 59
devam edeyim mi 59
devam edemiyorum 17
devamlı 23
devam et 5157
devam ediyorum 40
devam ediyor 34
devam edecek 39
devam edin 1943
devam edelim mi 59
devam edeyim mi 59
devam edemiyorum 17
devamlı 23