Dokundu Çeviri İspanyolca
1,736 parallel translation
Bana çok dokundu.
De verdad me da pena.
Hangi makinelere dokundu?
¿ Cuántas máquinas alteró?
Aada sözünü tuttu. Sırrımı açığa vurmamakla kalmadı, tam aksine büyük yardımı dokundu.
Aada cumplió su promesa, y no reveló mi secreto... al contrario
Gururuna mı dokundu Bay Her şeyi Doğru Yapan?
¿ Quién eres, el Sr. Correcto?
Çünkü yazdıklarım yüreğinize dokundu, biliyorum...
Porque mi texto la conmovió, lo sé.
Bana gerçekten ama gerçekten çok yardımın dokundu, tamam mı?
En serio, tú, en serio me has ayudado, está bien?
Hava bana zarar vermedi! Sadece tombul yanaklarıma dokundu!
La polución no podía afectarme, me besaba mis pómulos.
Eric Mufti'den hikâyenin sonunu öğrendim bunun da yardımı dokundu.
Eric Muftic me dijo cómo terminó así que eso me ayudó.
Bir hapishane yoldaşı ile çalışmak zorunda olmak şerefinize mi dokundu?
¿ Tiene usted problema para laborar con un compañero prisionero?
Bunlar bana da dokundu!
No he sido salvado.
Benim herkese iyiliğim dokundu.
le hice un favor a todos
Josh'un kaybı hepimizin kalplerine dokundu.
Y la pérdida de Josh conmueve nuestros corazones.
O, ona dokundu
Le tocó.
Eğri büğrü parmaklarıyla yanağıma dokundu, beni çok korkuttu.
Ella tocó mi mejilla con sus dedos torcidos, y me asusto bastante.
Ve sonra koluna tıpkı bu şekilde dokundu...
Y entonces ella tocó su brazo como esto...
Aynen öyle. Yardımı dokundu mu?
Así es. ¿ Ayuda en algo eso?
o bana dokundu.
Como que me toco.
nasil dokundu?
¿ Te desvistió?
biz giderken... aileme hoscakal dedim ve biz disarda yuruduk ve o sirada onun kolu bana dokundu.
El se estaba yendo teníamos que despedir a mi familia. Mientras caminábamos, su brazo se rozo con el mió.
İyi geceler. Çok yardımınız dokundu, teşekkürler.
Buenas noches, son geniales por ayudarme.
Cesetlerinin yerini söylemesinin de yardımı dokundu.
Su indicación de donde encontrar los cuerpos también ayudó.
Ölümü içime dokundu,... ve onu öldüren adamı al aşağı etmek için biraz araştırma yaptım.
Su muerte la tomé como algo personal. Y decidí encargarme de averiguar todo lo que pudiera sobre el hombre que lo mató.
- Teşekkürler.Bize çok faydanız dokundu.
Ha sido una gran ayuda.
Sana yardımımdan çok zararım dokundu.
Te lastimé más de lo que te ayudé.
Sonra bana dokundu.
Y entonces él me tocó...
Söylediğim bir şey mi dokundu?
¿ Algo que dije?
O bana dokundu.. Çok yumuşaktı, saçımı okşadı,.. ... bütün vücuduma birşeyler çizdi,..
Me tocó muy suavemente y acarició mi pelo y trazó líneas por todo mi cuerpo y todo el tiempo, estaba parado allí sonriéndome.
- Oh! Birşey dokundu.
- Algo me tocó.
Biri popoma dokundu!
¡ Alguien me ha tocado el culo!
Çok yardimi dokundu.
Fue muy útil.
Konuşamıyor bile. Muhtemelen yediği bir şey dokundu.
Se estaba quejando, probablemente esté a dieta.
Tabutuna dokundu.
Tocó el ataúd.
- Benim DNA'mın yardımı dokundu mu?
- ¿ Ayudó mi ADN?
Hayatını kurtarıp duruyorum. Peki ne faydası dokundu?
Sigo salvándote la vida, ¿ y qué bien ha hecho?
Evet, sinirime dokundu.
Sí, me enojó.
Çünkü rehineler gibi arayıp da : "Bana gene dokundu!" diyemezler.
No pueden llamar :
Herkesin bana çok büyük iyiliği dokundu.
Toda la gente que me ha ayudado.
Biliyorsun, hastanedeyken bana çok yardımı dokundu.
Ya sabes, él realmente ayudó cuando estaba en el hospital.
Kont Dracula Sadece ona dokundu. Sadece...
- Sólo lo tocó, y le arrancó la mano.
- Bir ayıya mı dokundu? - Yavruydu, sonra annesi geldi.
Al osezno, luego su madre apareció.
Bana dokundu!
¡ Me tocó!
Benim biraz ağırıma dokundu da, ondan özür dileyebilir misin diye soracaktım.
Me ha ofendido, y me preguntaba si le pediría disculpas.
Demek istediğim, dokundu ve konuştu.
Ella la tocó y habló.
Devasa sivilceme dokundu ve ertesi sabah yastığın üstünde kabuğu kalmıştı yalnızca.
Él tocó mi grano monstruoso... y la mañana siguiente, se secó y se cayó.
Yardımı dokundu mu?
¿ Eso te ayuda?
Bana dokundu!
- ¡ Me tocó! - Fírmame el culo.
Bana kötü bir yerimden dokundu!
¡ Me tocó en un mal sitio!
Nereye dokundu
Dónde toca.. Vale, quién tocó que en dónde?
- Teşekkürler.Bize çok faydanız dokundu. - En iyi dileklerimle. - En iyi dileklerimle.
- Os deseo lo mejor.
Tabuta dokundu.
Tocó el ataúd.
- Ama o duvara dokundu ve...
Pero ella tocó esa pared y ella...
dokunma 267
dokun 68
dokunmak yok 20
dokunma bana 367
dokunmayın 52
dokun bana 58
dokunma ona 165
dokunmayın bana 39
dokun ona 21
dokunabilir miyim 37
dokun 68
dokunmak yok 20
dokunma bana 367
dokunmayın 52
dokun bana 58
dokunma ona 165
dokunmayın bana 39
dokun ona 21
dokunabilir miyim 37