Ne için mi Çeviri İspanyolca
5,184 parallel translation
John Ross'u baştan çıkarman için babamın seni tutmasının gerçek sebebi ne?
¿ Cuál es la verdadera razón por la que mi padre quería que sedujeras a John Ross?
Tek düşünebildiğim, sana sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumdu.
Todo lo que podía pensar era la suerte que tenía por tenerte en mi vida.
Sana her baktığımda tek düşünebildiğim, sana sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumdu.
Cuando solía mirarte, todo lo que podía pensar era en la suerte que tenía por tenerte en mi vida.
Şimdi, senin için en iyisi ne, biliyor musun? Buradan gitmen ve sizin Southfork dediğiniz o yıkılmış evlilikler çukuruna geri dönmen.
Ahora... si sabes lo que es mejor para ti, saldrás de mi césped y volverás a ese pozo de matrimonios rotos que llamas Southfork.
Yaşamak için artık ne sebebim kaldı bilmiyorum ama eğer kardeşime ya da kızına kötü şeyler söylemeye devam edersen yemin ederim yaşarım, yemin ederim. Hayatını cehenneme çevirmek için yaşarım.
Ya no sé para qué más vivir, Darren, pero te juro por Dios... te juro por Dios, que si vuelves a decirles más pendejadas a mi hermana o a su hija, seguiré viviendo... seguiré viviendo para asegurarme que tu vida sea un infierno.
Bu gece ve önümüzdeki her gece için hayatımı ve onurumu Gece Nöbeti'ne adıyorum!
Entrego mi vida y mi honor a la Guardia de la Noche durante esta noche, y todas las noches que estén por venir!
Ben düşündüm ben gitmek için istekli olduğunu ne kadar olduğunu korkunç birisi oğlumu almaya gelmişti.
Eso es hasta dónde estaba dispuesto a ir cuando pensaba alguien horrible había llegado para llevar a mi hijo lejos.
Şüphesi gerçek mi, yoksa beni kızdırmak için mi bilmiyorum ama ne olursa olsun, evde kalmalı.
Yo no sé si son reales o solo para molestarme, pero cual sea el caso, debería quedarse.
Celeste'in benim için ne anlam ifade ettiğini biliyorsun.
Sabes lo que Celeste significa para mi.
Onun için mi? "Bay kucaklaşma" ondan ne istiyor?
¿ Él? ¿ Y qué quiere "mimoso" de él?
Bahçe işlerinden kurtulduğuma seviniyorum ama bütün o yolu şişman bir hatun için giderken ne düşünüyordun?
Me alegro de que haya dejado de tener sexo con mi jardín, Pero en que estabas pensando, para hacer ese tremendo viaja por esa gordita?
Bay Patates Kafa için ne kadar istersin?
¿ Cuanto para mi cabeza de papa?
Sence ne için yapıyorum?
¿ Y cuál es mi motivación?
Cüzdanımı ne için istiyorsun?
¿ Que quieres con mi billetera?
Cep telefonumla sürekli görüntü aldığım için bana ne kadar kızmıştın hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas lo enfadada que estabas conmigo porque me la pasaba grabando videos con mi móvil?
- Ne yapıyorsun nasıl olduğunu sordum. Hey, ne oldu? Ailem her zaman hiçbir şey için iyi olmadığımı söyledi...
Mis padres nunca preguntaron cómo estaba y ustedes me recibieron muy bien, ahora eres mi tío!
Vize için 10 milyon aldın. Sen o parayı ne yaptın?
Hable acerca de mí y no de mi trabajo.
Ne tür bir kalbin olduğunu anlamak için yeterli bir sebep değil mi bu?
Usted es el oro más puro.
Ne yani Şerif Andy Taylor senin için yeterli değil mi?
¿ Qué? ¿ El comisario Andy Taylor no fue suficientemente bueno para ti?
Önce bütün paramı anneme harcadığım için AC-12 hakkımda soruşturma açıyor. Şimdi ne oldum?
La primera vez asuntos internos fue contra mí porque me gaste todo mi dinero en el cuidado de mi madre. ¿ Y ahora por qué?
Babamın o telefonu ne için kullandığını öğrenebildin mi?
¿ Descubriste lo que papá estaba haciendo con ese teléfono?
Erkeğimi memnun etmek için ne gerekiyorsa.
Lo que sea para complacer a mi hombre.
Oğlumun kendi sanat öğretmenine... voodoo büyüsü yaptığı için bar gezmesi... süresince davranışımla ilgili bir suçlama... çağrısı almaktan ne kadar... mahçup olduğumu biliyor musun?
¿ Sabes lo avergonzado que estaba al recibir una llamada en mi comparecencia por mi comportamiento durante el tour de superhérores por una maldición vudú que mi hijo le hizo a su maestra de arte?
Seçilmiş kişileri geri getirmek için cenneti baştan düzenliyor. Bu işe seçilmişler arasından seçtiği birkaç kişi ile başlıyor. Ne dediğimi anlıyorsunuz değil mi?
Le está dando al lugar un cambio de imagen, llevando de vuelta a unos pocos elegidos, empezando con los, pocos elegidos elegidos, si sabeis lo que quiero decir.
Kardeşimi öldürmek için gönderdiğin Abaddon takipçilerini duyunca Dean bu ihanete ne diyecek?
Y los, partidarios de Abaddon que has estado enviando para matar a mi hermano, ¿ cómo se siente Dean sobre ese doble juego?
Sanırım annem, kendi sınırlarını zorluyordu, oyunculuğun benim için ne kadar büyük bir yük olduğunu söylüyordu.
Creo que mi madre estaba ya un poco cansada de decirme que tanto jugar me había absorbido.
Buraya gelmek için bu kadar fedakarlık yaparak Takımımın kazanacağına ne kadar güvenim olduğunu gösterdim.
Después de haber sacrificado tanto por venir aquí confío plenamente en mi equipo y sé que ganaremos.
Annem için ne kadar zor olduğunu gördüm.
Vi lo difícil que fue para mi madre.
Tom'un bütün bunları geride bırakıp yardım edeceğini mi sanıyorsun bu vücutta taşıdığın her ne ise yetiştirmek için?
¿ Crees que dejará todo atrás... y te ayudará a criar... lo que sea que estés llevando en tu vientre?
En azından bana hayatımı ve parmağımı ne için riske attığımı söyleyecek misin?
¿ Al menos me dirás por qué arriesgué mi vida y un dedo?
Şimdiyse ofisime ne zaman gelsen onunla konuşmak için oluyor.
Y... ahora cada vez que entras en mi oficina, es siempre para hablar con ella.
O brogramcılar sitemin ne kadar aptalca olduğunu söylemek için arıyorlardır.
Seguramente esos programamones se mueren por decirme que mi página es estúpida.
- Tavuğum için ne zamandır bekliyorum!
¡ He esperado una eternidad por mi pollo!
Hakkınız olan konumu geri kazanabilmeniz için ne gerekiyorsa yapacağım. Babamı ifşa etmek ve Tanrı'nın adıyla dünyaya çektirdiğimiz tüm acıya bir son vermek için.
Haré lo que requiráis para restauraos a vuestro legítimo lugar... a exponer a mi padre, para poner fin a todo el sufrimiento que hemos traído al mundo en nombre de Dios.
Benim için filmlerin ne kadar önemli olduğunu biliyorsun.
¡ Las películas son muy importantes para mi!
Ne söylersem söyleyeyim benim için geleceksin değil mi?
No importa lo que diga, vas a volver, ¿ verdad?
- Hayır, ben... Bilemiyorum. Mükemmel olabilmek için ne yapmam gerektiğini bilmiyorum gibi hissediyorum.
Es como si no supiera cómo entrar en la fiesta, siento que mi batido no basta para atraer un chico a mi jardín y puede que nunca sepa cómo ser atractiva.
Benim için onu çalmayı planlıyor olman ne şans ama, değil mi?
¿ No es una suerte que estuvieras planeando robarla para mí?
Seni oğlumdan uzak tutmam için ne gerekiyor?
¿ Qué hace falta... para que te alejes de mi hijo?
Kendimi kurtarmak ve seni orada bırakmak için insanlığımı kapatmam gerekti, lanet olası! Ben de şalteri kapattım ve hiçbir şey hissetmedim. Ne vicdan, ne pişmanlık, ne acı.
Para salvarme, y dejarte, tuve que apagar mi humanidad, maldita sea, así que apagué el interruptor y no sentí nada... nada de remordimientos, ni arrepentimiento, ni dolor.
Ne için? Sahada birinin boğazını parçalaman için mi?
¿ Para qué, para arrancarle la garganta a alguien en la cancha?
Ne yani? Birileri ırkçılığı tersine döndürmek için günah keçisi mi istiyor?
¿ Y qué, la América blanca necesita un chico de póster para el racismo inverso?
O şerefsizleri yakalamak için ne gerekiyorsa yapalım, değil mi Ted?
Lo que sea necesario para detener a esos cabrones, ¿ no es así, Ted?
İşin aslı Komiser Denton, soruşturma ne kadar çetrefilli olursa sizin için ekibimin kafasını karıştırmaya çalışmak o kadar kolay olacak.
La cuestión es, DI Denton, que cuanto más compleja se hace la investigación, más fácil es para usted intentar y confundir a mi equipo.
Bu ne şimdi? Sempatimi kazanmak için uydurduğun duygusal bir hikaye mi?
¿ Qué es esto, una ficción melodramática diseñada para conseguir mi compasión?
Ne kadar iyi olduğumu göstermek için 10 bin örnek versem yeter mi?
¿ Diez mil ejemplos de cuán grandioso soy, serán suficientes?
Zaferime tanık olmak için gelmeniz ne kadar da hoş.
Es un placer que seas testigo de mi triunfo.
Mektubunda, seninle.. ... aynı anlaşmayı yapabilmem için uğraştığını iddia etmişsin ama bana ifademde ne diyeceğimi öğrettikten sonra neden aniden dönüp söylediğinin tersini yaptığını açıklamakta başarısız olmuşsun.
En tu carta, afirmas que intentaste solicitar tu mismo acuerdo para mí, pero lo que no explicas es por qué, después de decirme exactamente qué palabras usar en mi declaración, de pronto hiciste un giro abrupto y dijiste exactamente lo opuesto.
Bana hayatımı ne kadar mahvettiğimi hatırlatman için gereken haftalık kotana ulaşmadığını mı fark ettin?
¿ Porque te diste cuenta que no completaste tu cuota semanal de recordarme cuánto estoy arruinando mi vida?
Babam ne zamandır bunun için beni zorluyor.
Mi padre me ha estado presionando desde hace tiempo.
Ne yaptığımı bilmeyeceğim ve bunu özümseyeceğim. Bu bebek için iyi olmaz değil mi?
Voy a ser consciente de mí misma y después interiorizaré esos sentimientos, y eso no puede ser bueno para el bebé, ¿ cierto?
ne için 2038
ne için bekliyorsun 17
ne için bu 20
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
mira 52
ne için bekliyorsun 17
ne için bu 20
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
mira 52