English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ O ] / Onlar

Onlar Çeviri İspanyolca

287,192 parallel translation
- Çavuş ve Bezelye kim be? Biz küçükken neredeydi onlar hem?
¿ Quién demonios son Sargento y Guisantito, y dónde estaban mientras nosotros crecíamos?
- Onları mutlu görmek hoşuma gidiyor.
- Me gusta verlos felices.
Kolombiya'da yaşlı adamlar postalara bağırmaya başladığında onları bir sahil kordonuna koyup gelgitin gerçekleşmesini bekleriz.
En Colombia, cuando un hombre mayor empieza a gritarle al correo, le ponemos en un banco de arena y esperamos a que suba la marea.
Orman kenarına ev yapmak onların seçimi.
Son ellos los que escogieron construir cerca del bosque.
Kralın bir kulağına sahip olabilirsin ancak diğerine kesinlikle onlar sahip olacaktır.
Puede que tengas un oído del rey... pero los demás ciertamente tendrán el otro.
Onları uykularında şaşırtırız.
Sorprenderlos mientras duermen.
- Öyleyse onları öldürelim.
- Entonces los matamos.
Planların neyse değiştir onları Guthred.
Guthred, cualesquiera que sean sus planes, cámbielos.
Bu krallığı savunmak için durup savaşacak olanlar onlar değil.
Ellos no son los que se quedarán a luchar para defender este reino.
Niye başka bir şekilde savaş planı yapıp onları şaşırtmayalım?
¿ Por qué no planeamos pelear de una manera diferente y sorprenderlos?
Onların da daha büyük bir ordusu var Hvitserk.
Y ellos también ahora lo tienen, Hvitserk.
Ama hızlı ilerlemeli ve onları ardımızda bırakmalıyız!
¡ Pero tenemos que movernos rápido y mantenerlos detrás de nosotros!
Onları ayarlayan yapımcı sensin.
Tú eres el que los contrató.
- Arnie, çocuklar onları göremeyecek.
- Le bloquearás la vista a los niños.
Beğenirsen bir tuşa basıyorsun, onlar da senin yüzüne tıklarsa eşleşmiş oluyorsun.
Si ellos también ponen lo mismo, tienes una coincidencia.
Onlar kim?
¿ Quiénes son?
- Onlar saklamak istemiyor mu?
- ¿ No quieren conservarlos?
Bak. Onlar inançlarını yitiriyor.
Mira, están perdiendo la fe.
Onları beraber görmek tuhaf olacak.
Será raro verlos juntos.
Onların iletişimini kesmek için eldivene ihtiyacı var.
Nuestro RAP solo necesita el guantelete para entrar en su comunicación.
Onları duyabiliyor musun?
¿ Los escuchas?
Ekipler onları izlesin.
Asignen equipos para que las sigan.
Sizde onları doğruca buraya getirdiniz.
Los trajiste directamente a nosotros.
Hem bizim hem onlar için.
Para nosotros y para ellos.
Onlar derken, uzaylılar mı?
¿ Ellos, los raps?
Kudretli konuklarımız bloğa gelecekler, Buldukları her insanı yakalayacaklar, Ve onları fabrikaya gönderecekler.
Nuestros gloriosos huéspedes llegan al área, juntan a todos los humanos que puedan encontrar y los llevan a La Fábrica.
Onları hayal kırıklığına uğratmak istemem.
No quiero decepcionarlos.
Onları araçtan çıkartalım.
- Sácalos. - Sí, señor.
Ara onları.
Llámalos.
Ama beni öldüreceklerse sen onları durduramazsın.
Pero si van a intentar matarme, no serás capaz de detenerlos.
Kimse onları durduramaz.
Nadie será capaz de hacerlo.
Onlar hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
No sé nada sobre ellos.
İnan bana kızım, onları yeterince tecrübe ettim.
Créeme, hija, ya los he evaluado.
Ve onları uygula!
¡ Y actúa de acuerdo a ellos!
Onlar da aletlerimiz olacak.
Y serán nuestros instrumentos.
Sizi onların refakatinde bırakıyorum.
Te dejo en compañía de ellas.
Hele de kardeşlerim Kral Harald Güzelsaç ve kardeşiyle çünkü onlar bizi devirmeyi kafalarına koymuşlar.
Y mucho menos, hermanos míos, con el rey Harald Cabellera Hermosa y su hermano, porque tienen intención de derrocarnos.
Seni ve onları tekrar görmek için tanrılara dua ediyorum.
Ruego a los dioses me permitan verlos de nuevo, y a ti.
Onların namlarına inanmıyorum ben.
No creo en su reputación.
Gitmeni istiyorum, onları arabaya bindir. Git!
Quiero que te vayas y los subas al carruaje. ¡ Ve!
Onları paganlara bırakacak değilim ya?
¿ Se supone que se los deje a los paganos?
Üzümler arasındaki farkları bile bilmez onlar.
¿ Quienes no conocen la diferencia entre una uva y otra?
Rabbim bağışla onları ne yaptıklarını bilmiyorlar.
Señor, perdónalos, porque no saben lo que hacen.
Onlar da benim istediğim şeyi istiyor.
Y quieren lo que yo quiero.
Onlar hazır.
Están listos.
Onlar yavaş.
Son lentos.
Onlar işlerine bağlılar, aşırıya kaçarlar.
Son fanáticos, extremistas.
Yani, onları ne kadar çabuk indirirsek o kadar iyi.
Cuanto antes los derrotemos, mejor.
Onlar benim arkadaşım.
Son mis amigos.
Sadece onlar ayrı şeylermiş gibi gösteriyor.
Solo hace que parezcan diferentes.
Bazen onları hayata geri döndürebilmek için bu yeterlidir.
A veces es suficiente vida como para recuperarlos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]