Onlar da ne Çeviri İspanyolca
914 parallel translation
Onlar da ne gördüğünü bilmiyor.
No es lo que ven.
Haydi Irv. Onlar da ne?
Vamos, Irv. ¿ Qué diablos es eso?
Onların kim oldukları ya da ne söz verdikleri umurumda değil.
No me importa quiénes son o lo que te prometieron.
Onlar da ne öyle?
- Stevie, ¿ qué llevas ahí?
Dorfli'dekilerin hakkımda ne düşündüğünü biliyorum, onlar da, benim onlar hakkındaki düşüncelerimi.
Sé lo que opinan de mi en Dorfli... y ellos saben lo que opino de ellos.
Onlar cennet ya da cehennemi ne bilirler Cathy... yaşam hakkında birşey bilmezlerken?
¿ Qué saben del cielo o del infierno, Cathy quienes no conocen la vida?
Oxfordun da, Paddinton'un da hepsi senin olsun.. .. al onları ne yaparsan yap!
¡ Coge tus señorías, tu Oxford y tus Paddingtons y haz lo que quieras con ellos!
Onlar da devranlarını sürmüşler, hem de ne devran.
Esos amigos tuvieron su día, y fue un muy buen día.
Ya ben onların yanına gidersem... onlar da soğuk-soğuk bana bakıp... tek-tek... benden uzaklaşırsa. O zaman ne yaparsın?
Si yo fuera a ellos y solo me miraran fríamente, y me dejaran uno por uno, qué haría, entonces?
Ne kadar erken dönersem döneyim, onlar için hep geç.
Da igual lo pronto que llegue, siempre es demasiado tarde.
Ve aynı demiryolu kuzeyden buralara bir sürü... yeni göçmeni de getirecek. Buna ne dersin? Onlar da oy vermeye başlayacak vergilerimiz onlara gidecek.
Y ese mismo ferrocarril enviará... a muchos emigrantes del norte hacia aquí... y comenzarán a votar y a poner impuestos.
Colfax beni diğerlerine ne olduğunu söylemem için yolladı... onlar da çiftliğe geleceklerdi.
Colfax me dijo que les avisara de lo ocurrido, y de que se iban a reunir en la granja.
Askeri inzibatlarınız çapulcunun önde gideni! Onları da yanınızda ne diye getirdiniz ki?
¡ Qué bestia es la policía militar!
Buna rağmen, söylenecek şey çok gerekli olmasa da onların kişisel fikirleri ne olursa olsun sizin için ellerinden gelenin en iyisini yapacaklar.
No obstante, ni que decir tiene que aún así, crean lo que crean, se volcarán en ayudarla.
Onları satıp da ne kazandık?
Pero en vez de eso solo han servido... para mantenernos a flote por poco tiempo.
Ve eğer onların kılına bile dokunursanız, gözünüzü parmaklarımla oyarım, Kaptan Brasal, ya da adınız her ne ise.
y si usted pone un dedo sobre ellas, le puedo arrancar los ojos con mis manos, Capitán Brasal, o cualquiera que sea su nombre.
Onlar da sen ne söylersen kaydedecekler.
Yo grabaré todo lo que diga.
Her ne ise, onları da yanında götürmüş.
Fuera lo que fuera, se los llevó.
Sanki, Nero ya da Caracalla, Sezar ya da Tiberius aniden ne hissettiklerini söyleyecek ve sen de onları anlayacaksın. Yani, yalın sofu imgeler değil.
Es como si Nerón, Caracalla, César... y Tiberio se pusieran a hablar y les entendieras perfectamente.
Bu türler ne olursa olsun, onları rahatsız etmezsen, onlar da seni rahatsız etmez.
Sea lo que sea, si lo dejas en paz, no te molestará.
Onları özlemenin ne faydası var?
- ¿ Qué más da? Nunca les veremos.
Ne kadar hızlı olsam da onları bu korkunç ıstıraptan kurtaramıyorum.
Por muy rápido que sea, no logro ahorrarles esa terrible agonía.
Tanrı'ya şükür ki onları öldüren bizler kadar zeki değiller. Her ne kadar bizden daha asil daha yetenekli olsalar da.
Gracias a Dios los peces no son tan inteligentes como los que los matamos,... aunque son más nobles y más hábiles.
Senin ya da onların ne düşündüğünün bir önemi yok.
Ni me importa su resentimiento ni el de ellos.
Bu jüriye bağlı, onların da ne yapacağı hiç belli olmaz.
Eso dependerá del jurado, y siempre es imprevisible.
Bana en çok koyan da ben Sylvia'yla Guggenheim Müzesi'ne giderken onların benim şampanyamı içmesi oldu.
Lo que me fastidia es que se bebieron mi champán mientras Sylvia y yo acabamos en el Museo Guggenheim.
Sen Kwimperları halledince bir şekilde onları da halledeceğim. Ne kadar sürer?
Bueno, traté de hacerlo bien.
Her ne kadar vücut yapıları anlamsız gibi olsa da onlar güzeldiler ve yanlış yapamazlardı.
Sin importar lo absurdo de sus rasgos. Eran hermosos, no podían equivocarse.
Onların aklında ne diyebilirim Dolayısıyla er ya da geç BT.
Puedes hablar de lo que tienes en mente. Hablarás más temprano o más tarde.
Onlar da bizim gibiler. Ne bu böyle?
Es gente como nosotros.
- Çocuklar ne olacak? - Onlar da kendi randevularına gitsin.
- Déjales que tengan sus propias citas.
Onlar buradan ayrıldıktan sonra ne yaptıklarını bilmem ya da dikkat etmem.
No sé ni me importa lo que hagan cuando se van.
Ne onlara, ne de Sör Harry Percival'a dokunuruz, onlar da bize dokunmaz.
Nosotros no les molestamos y ellos tampoco a nosotros.
Evet, onları heyecanlandıran hemşireler. Bu kalabalık da ne?
Están también las enfermeras.
Bu onların sorunu. Ne alacaksın?
Asunto de ellos. ¿ Qué más te da?
Şu an Shahbandar'ın ne diyeceği umurunda olmayan 3 ayrı müşterimiz var. Çünkü onlar da biliyorlar ki, Shahbandar'ın elinde hem aslı hem de kopyası var.
Tenemos tres ofertas a las que no les importa lo que Shahbandar anuncie, porque ellos creen que Shahbandar tiene una copia y que ésta es la original.
- Onları da alınca ne oluyor?
¿ Qué ocurrirá cuando las consigas?
O kadar cephane ve silahla onlar da burada olsaydı ne iyi olurdu.
Debimos quedarnos todos aquí con las armas y municiones.
Usta Akatsuka, her ne kadar onlar bugün tanıştıysa da, Shokichi şu çocuğun babası.
Maestro Akatsuka aunque acaban de conocerse hoy Shokichi es el padre de ese chico.
Garip, Horta hakkında ne söylediyse, Horta da onlar hakkında aynısını söyledi.
Qué curioso. Lo que ha dicho sobre la horta es lo que ella me dijo a mí.
Onlara ne yapacaklarını gösterdin, onlar da yapıyorlar işte.
¡ Sois todos unos demonios!
Atolyeleri ve insanlarin mucadele azmini dusununce, uzmanlar olmadan da fabrikalari yonetebileceğimizi goruyorum. Onlar gerçekten ne yapilmasi gerektiğini bilmiyorlar.
Yo me pregunto, para la fábrica para la combatividad de los chicos... para probar que somos capaces de hacerla funcionar solos... sin cronómetro, sin técnicos... era eso lo que había que intentar.
Çünkü bizim şubenin satın alma ödeneğinde yalnız 908 dolar kalmış onlar ise Sam Amcadan her istediklerini alabilirler. Bu da ne?
Porque nuestro departamento tiene unos 908 pavos para comprar drogas, y ellos pueden conseguir lo que quieran del tío Sam. ¿ Y esto?
Ne de olsa onlar da bir devrim kazandılar.
Al fin y al cabo, han ganado la revolución.
Onlar da dediler ki, "Tamam, bu Grunemann." "Lütfen bize onunla ne zaman...."
Así que me dijeron que ése era Gruneman, y que cuándo, él y yo...
- Onları Londra'da ne yapacaksın?
- ¿ Qué hacen con ellos en Londres?
İnekler ne yiyorsa onlar da onu yiyorlar.
Violetas. Malas hierbas, como las vacas.
Utanması yok, bu yüzden o da onlar gibi canavar. Azı dişi olmadan bir canavar ne işe yarar ki?
Se avergüenza de esos monstruos, pero el no es mejor que ellos.
Aile hatıraları her ne kadar duygulandırıcı olsa da şu anda onlar için zamanımız yok, sence de öyle değil mi?
Todo esto es conmovedor, pero no tenemos tiempo. ¿ Le importa?
Daha da kötüsü ne biliyor musun onların öylece ortalıkta dolanmalarına izin veriyorlar.
Ahora, lo peor es que ellos los dejan caminar por allí.
Onlar beni maramuşlara teslim ederler. - Maramuş da ne?
La policía me entregaría a mi gobierno y a sus matones a sueldo.
onlar da 64
onlar da kim 33
onlar daha çocuk 20
da ne demek 81
da ne 23
da ne oldu 16
da nerede 17
da ne var 31
da ne işin var 23
da ne yapıyorsun 30
onlar da kim 33
onlar daha çocuk 20
da ne demek 81
da ne 23
da ne oldu 16
da nerede 17
da ne var 31
da ne işin var 23
da ne yapıyorsun 30
da ne yapıyordun 16
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
nero 36
new york 2524
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
nero 36
new york 2524
nepal 33
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
nerede yaşıyorsun 103
neşter 48
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
nerede yaşıyorsun 103
neşter 48
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139