Peki ya para Çeviri İspanyolca
973 parallel translation
Peki ya para?
- Deseo que te sea de utilidad.
Peki ya para?
¿ Y dinero?
Peki ya para?
¿ Y el dinero?
Peki ya para?
¿ Y con el dinero?
Peki ya para?
¡ Y el dinero? !
Beni lağımlardan alıp sokak yıkayıcısı yapması için tanrıya dua ettim. Peki yaptı mı?
Rogué a Dios para que me sacara de la alcantarilla y me hiciera barrendero. ¿ Lo hizo?
"Benim için, gitmiştin zaten ~ peki ya şimdi ~!"
¡ Para mí, ya te habías ido... pero ahora...!
Peki ya bana verilen önem Çin hükümetini bu değiş tokuşu yapmaya zorlayacak kadar büyük değilse?
¿ Y si mi importancia es considerada insuficiente... para obligar al gobierno chino a hacer ese intercambio?
Peki niye ta İskoçya'ya gelip bunu bana söylüyorsunuz?
¿ Pero por qué venir desde tan lejos a Escocia para contármelo?
- Peki ya benim Mary'm?
- ¿ Y por qué no para mi Mary?
Peki ya, çocuk dediğinizde?
¿ Y qué tienen para los niños?
Peki ya bana?
¿ Y qué para mí?
İnsanların cebinden... sızdırabildiğin sürece para mühim değildi. Peki ya şimdi?
El dinero no es un obstáculo... mientras pueda quitárselo de los bolsillos al pueblo.
Para uğruna zamanlarını harcıyorlar ama peki ya oyun ne olacak?
Y siempre por el dinero. Estoy harta, es terrible.
Peki ya sana bir dükkan açsak?
¿ Cuánto necesitarías para abrir tu propia tienda?
Peki Sam bunun için dizlerinin üstüne çöküp tanrıya şükretti mi?
Pero, ¿ Sam se arrodilló para dar gracias al buen Dios por su suerte?
- Annesi ve çocukları için. - Peki ya ben?
- Para mama y los niños - ¿ Y para mi?
Peki ya sen? Onu mutlu edebilmek için elinden gelen her şeyi yaptığına emin misin?
Y en cuanto a ti... te preguntas si hiciste todo lo posible... para hacerla feliz.
- Tamam, her şey ayarlandı? Peki ya kahvaltıya ne dersin?
- Ya está arreglado. ¿ Y para desayunar?
- Peki ya Kenny'nin alacağı para?
¿ Qué me dices del dinero que ganará Kenny?
Senin için söylemesi kolay peki ya benim sinirlerimdeki aşınma ne olacak?
Para ti es muy fácil decirlo, pero, ¿ qué me dices de mis nervios?
Peki ya benim gibi buraya toplanmış zavallı ve bitaplar?
¿ Y para el agotado, pobre y agobiado público?
Peki ya bir şeyin olması gereken yerde olmadığını görsen?
LA PANDILLITA. MESA PARA CUATRO.
Peki ya para ödemediğinizde?
¿ Y si no le paga?
Peki ya şimdi kime karşı açabiliriz?
¿ Qué más hay para estar en contra?
Peki ya sana, seninle evlenebileceğim zamana kadar seni bekleyeceğimi söylesem?
Oye, ¿ y si te dijera... que estoy dispuesta a esperar para casarme contigo?
Sana bunu yasaklayacak konumda değilim peki ya yalvarsam?
No tengo autoridad para prohibírselo, pero... ¿ y si se lo suplicara?
Peki ya milyonlar değerindeki sağlam para?
¿ Y los millones en divisa fuerte? ¿ Qué te ha pasado?
- Peki neden?
- Éste, para mí, ya es el segundo.
Dört yetişkin tüm gününü mahkemede geçirdi, peki ya ne için? Ne?
Cuatro adultos pasan todo un día en la corte ¿ y para qué?
- Peki ya tilkiler?
- ¿ Y zorros para el perro?
- Peki ya diğerleri?
- Sí. - ¿ Y para los demás?
Benim geldiğim yerde kanun adamları kendi cenaze paralarını kendileri saklarlar. Bölgesel bir adet. Peki ya o kurşun deliğine ihtiyacın olursa?
Donde yo nací los agentes de la ley llevan dinero para su funeral.
Peki ya sen?
¿ Y para usted qué?
Peki ya ben?
¿ No hay una para mí?
- Peki ya para?
- Pero el dinero...
peki ya siz?
- ¿ Y para usted?
Sadece bana mı? Peki ya Lidia?
¿ Sólo para mí?
Peki ya kalırsam... Zaren'in planlarına karşı ne yapabilirim?
Y, si me quedo, ¿ qué puedo hacer para detener los planes de Zaren?
Peki ya iştah açıcı olarak?
- Sí. Y, ¿ para empezar?
- Peki ya sen Hélene?
- Para Ud., Hélène. - Déjelo.
Peki, salt yemeğe gideceğiz diye söz vermiş olsun.
- Serendipia. Bueno, quizá. Si le promete que sólo es para comer, y ya está.
Peki ya sana gelip, komutanım, şimdi anıt denen şu Babil Kuleniz'de bana da bir iş var mı dediğimde, bana ne cevap verdin?
Y cuando fui a verte y te dije : Comandante, ¿ no habría un trabajo para mí en esa Babilonia suya que ahora se llama "monumento"? ¿ Qué me dijiste?
Peki ya onlara ne ihtiyacı var?
¿ Y para qué lo quiere?
- Peki ya para?
El 29 de febrero.
- Peki ya para?
¿ Y el dinero?
Peki o yenilmeye hazır mı?
La cuestión es : ¿ Ya está preparado para ser vencido?
Peki ya insanlık için?
¿ Y para la humanidad?
- Peki ya tuvalet?
- Y, ¿ para ir al baño?
Peki ya değişirsek ne için değişeceğiz?
¿ Mudarse, para qué?
Peki ya çamaşır odası?
Hay algún lugar para lavar la ropa?
peki ya sen 588
peki ya sonra 72
peki ya ben 207
peki ya siz 111
peki ya ailen 19
peki ya biz 45
peki ya 233
peki ya bu 93
peki ya baban 19
peki ya onlar 26
peki ya sonra 72
peki ya ben 207
peki ya siz 111
peki ya ailen 19
peki ya biz 45
peki ya 233
peki ya bu 93
peki ya baban 19
peki ya onlar 26
peki ya o 66
peki ya çocuk 17
peki ya çocuklar 16
peki ya şimdi 60
peki ya kız 23
peki ya annen 23
peki ya diğerleri 35
ya para 23
para 1088
param 46
peki ya çocuk 17
peki ya çocuklar 16
peki ya şimdi 60
peki ya kız 23
peki ya annen 23
peki ya diğerleri 35
ya para 23
para 1088
param 46
paramount 22
paraguay 35
parayı 47
param yok 109
paraşüt 18
paragraf 17
paran 31
para yok 73
param var 112
paramı 23
paraguay 35
parayı 47
param yok 109
paraşüt 18
paragraf 17
paran 31
para yok 73
param var 112
paramı 23
paran var 16
parasız 29
parayla 16
paralar 28
para bende 17
paramı ver 38
param nerede 79
paraya ihtiyacın var mı 17
para senin 29
paraya ihtiyacım var 109
parasız 29
parayla 16
paralar 28
para bende 17
paramı ver 38
param nerede 79
paraya ihtiyacın var mı 17
para senin 29
paraya ihtiyacım var 109