Rahat mı Çeviri İspanyolca
6,911 parallel translation
Rahat mı bırakayım?
¿ Dejar ser?
- Rahat mısın, baba?
¿ Estás bien, papá?
Rahat mısın?
¿ Estás pasando desapercibida?
Rahat mısın?
¿ Estás cómodo?
Rahat mı olayım?
¿ Estate tranquilo? ¿ Estate tranquilo?
Sizi rahat bırakırım ben.
Puedo darles privacidad.
Umarım orada rahatsınızdır, hanımefendi, çünkü ben arkada çok rahatım.
Bueno, espero que esté... cómoda ahí delante, señora, porque... yo estoy muy cómodo aquí atrás.
Tamam mı? Benim o. Rahat bırak bizi, Aubrey.
Es mío, déjanos en paz.
Baba, biraz rahat bırakır mısın?
Papá, dale un respiro, ¿ vale?
Yerel hükümette seçmenleriyle yüz yüze görüşen katı inançlılardan biriyim ve bu yüzden rahat, profesyonel bir çevreye ihtiyacım var.
Bueno, soy una firme creyente en el gobierno local, en conocer a mis votantes cara a cara, y para eso necesito un entorno cómodo y profesional.
Gerçekten ne yaptığımı bildiğim ve en rahat ettiğim kısma döndük.
De vuelta a mi zona de confort, donde sé lo que hago.
- Ben burada rahatım.
Estoy bien aquí ahora.
Burada rahat hissetmesem burada oturmazdım!
Estoy cómoda aquí o no me sentaría aquí.
Vicdanınının rahat olmadığı çok belliydi, ve vicdanını rahatlatmak için benim yardımıma ihtiyacı vardı.
Era evidente que tenía un gran peso en su corazón, y que necesitaba mi ayuda para liberarlo.
Karşılarındaki de aynı durumdaysa, insanlar bilgi paylaşımında daha rahat oluyor.
La gente es mucho mejor compartiendo información si ellos piensan que la otra persona ya la tiene.
- Burada rahatım yerinde.
Aquí hay más comodidades.
Benden daha rahat uyuyan biri yoktur sanırım.
Casi nunca. Y eso que duermo más que nadie que conozca.
İçim rahat etsin diye koruma tutayım dedim ama istemeyip yaygara koparacağı kesin.
Quiero contratarle guardaespaldas. Pero ella lo odiará.
Çok rahatım, yediğim önümde yemediğim arkamda.
¡ Por supuesto! Estoy comiendo mucho en una casa bonita y cómoda, me va bien.
Ben rahatım.
No me incomoda.
Vicdanım rahat Bay Chambers.
Mi conciencia está limpia, Sr. Chambers.
- Evet, çok rahat açarım.
- Sí, yo podría abrir eso.
Şunun kararını vermen lazım : TV'ye çık, dizini çek yıldız ol ve sonra arkadaşınla birbirinizin taşaklarınızı yalayıp milleti rahat bırakın.
Tienes que decidirte a ir a la televisión, conseguir un programa, ser una estrella y después tú y tu amigo podéis iros a lameros las pelotas el uno al otro y dejar a todos en paz de una vez.
Kendini nasıl rahat hissedersen oradan başlayalım.
Empieza cuando te sientas cómoda.
Bak, ben rahatım, ve içinde büyüyen bir insan olan kişi benim.
Mira, estoy relajada, y soy la que tiene... una vida creciendo en su interior.
Yerini tam olarak gösteren nokta geri döndüğünde daha rahat uyuyacağım.
Lo admito, duermo mejor cuando ese punto me indica exactamente dónde estás.
Acaba insafa gelip bizi rahat bırakır mı diye düşünmüyorum da değil.
Ahora me pregunto si ella se rendiría y nos dejaría en paz.
Ama şimdi söyleyeyim... Benim vicdanım rahat.
Pero voy a decir ahora... tengo la conciencia tranquila.
Sana eşlik ediyor olsaydım, daha rahat ederdim. Evet, ben de öyle.
Estaría más tranquilo si te acompañara.
Seni rahat bırakmasını söylediğin zaman mı?
¿ Quieres decir, cuando le dije que te dejara en paz?
Benim hiç olamayacağım kadar rahat ve kendinden emin olduğunu fark etmemenden nefret ediyorum.
Bueno, odio que no veas que eres el tipo de persona tranquila y genial que nunca seré capaz de ser.
Dostça sohbet etmeye geldik gençler. Rahat olun, tamam mı?
Chicos, esto es una conversación amistosa así que vamos a relajarnos todos, ¿ de acuerdo?
İçimin rahat olması için bunu yapmalıyım.
Tengo que hacer esto solo para tranquilizar mi mente.
Neden buna odaklanmıyorsun? Veya bununla mutlu olup annemi rahat bırakır mısın?
¿ Por qué no se centra en eso o en ser feliz y deja a mi madre en paz?
Bizi hiç rahat bırakmayacaklar mı?
¿ Nunca nos dejarán en paz?
Burada rahat olacak mısın?
¿ Y vas a estar bien aquí?
Kamyonuna mazotu doldurdum. Ve seni bir dakikaya rahat bırakırım.
De acuerdo, cargué tu camioneta con combustible y yo estaré fuera de aquí en un minuto.
Size zindanda diğer muhaliflerin yanında rahat bir ev bulacağımızdan eminim.
Os encontraremos un hogar aceptable en prisión con los demás disidentes.
Alnında doğum lekesi var bu yüzden emin olmakta rahatım.
Tiene una marca de nacimiento en el antebrazo que encaja con la de su archivo así que puedo confirmarlo con seguridad.
Tatlım, detektife biraz rahat ver.
Dale algo de espacio al detective.
- Rahat ol adamım!
¡ Oye! ¡ Calma!
Evet, sen ve senin geri kalan yüzde onluk kankaların rahat ve büsbüyük evlerinde otururken, ben hayatıma baştan başlamak zorundayım.
Sí, mientras usted y el resto de sus amigos un percenter sienta alrededor de sus casas grandes y cómodas, tuve que empezar mi vida de nuevo.
- Senin için kostümlü yaptım, rahat ol diye.
La hice de disfraces por ti... - para que estés más confortable.
Seni rahat bırakayım.
- Estaré fuera. Te dejo con ello.
Rahat olun, tamam mı?
- Así que relajémonos, ¿ no?
Evet, rahatım.
Sí. Me relajaré.
- Biraz rahat bırakır mısın?
- ¿ Quieres dejarme en paz.
Burada çok rahatım.
Creo que aquí estoy bastante cómodo.
Hayır, olmaz. Beni artık rahat bırakmanız lazım.
No, no puedo hacer eso, me niego.
Rosalie, tatlım, neden evindeymiş gibi rahatına bakmıyorsun?
Rosalie, cariño, ¿ Por que no te pones cómoda?
Son zamanlarda pek rahat uyuyamadım.
Es que no he dormido mucho últimamente.
rahat mısın 71
rahat mısınız 28
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
mira 52
mimi 88
rahat mısınız 28
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
mira 52
mimi 88