Sen oku Çeviri İspanyolca
228 parallel translation
Sen oku Catherine.
Léalo, Catalina.
- Sen oku.
- Usted léalo.
Bayan Brice'a telgraf. Sen oku.
Léelo tú, yo estoy muriendo.
En iyisi sen oku.
Léelo. Es mejor que lo leas.
Buyur al anne, mektubu sen oku.
Toma, mamá, léela tú.
Onu sen oku. Müziği kesersem, korkarım Bayan Feeney bu sefer beni döver.
Si dejo de tocar, a lo mejor la Sra. Feeney me atiza.
Scholten, sen oku. Sen güzel şiir okursun.
Léelos tu, Scholten, eres el más capacitado.
Bu mektubu sen oku.
Mira a ver hay alguna sorpresa. Tú lee esta si quieres.
Bir anlam çıkaramıyorum. Sen oku.
No... no veo, léela tú.
Al, sen oku.
Tome, léala.
Al, sen oku.
Ten.
Tamam, o zaman sen oku, ben öreyim.
Bueno, tú lee y yo bordaré.
Fayet, sen oku.
Fayet, inténtalo tú.
- Al, sen oku.
- Toma, léelo tú.
Daily News şöyle demiş - Al, sen oku.
El Daily News dijo... Aquí, léalo.
Şimdi Humphrey, güvenlik hakkında sende ne var önce sen oku sonra da ben okuyayım ve mukayese edelim.
Humphrey, lea lo que tenga sobre las garantías, y yo también se lo leeré, asi compararemos.
Sen oku.
Léelo tú.
Sen oku, ben dinlerim.
Léelo, te escucho.
- Sen oku. - Sen oku.
- Leídas!
- Sen oku...
- Lees...
- Sen oku.
- Léelo tú.
Al Lynn, sen oku.
Toma, Lynn. Léela tú.
Sen oku haydi.
Léala.
Sen oku. Gözlüksüz göremiyorum.
No puedo ver sin mis lentes.
Sen oku.
No, tú.
Harada, sen oku.
- Harada, léelo tú.
Sen de oku.
Debería leerlo.
Sen kanatları, bir yay ve oku olan, ufak şişman bir oğlansın ve sana bayılıyorum.
Eres absolutamente encantador. Eres un chico gordito con alas, arco y flecha, y te tengo mucho cariño.
Sen mektubunu oku, biz de gidip çayı halledelim.
Ve a leer la carta y prepararemos un té.
Sen bildiğini oku.
Así se habla.
Sen oku.
Lee tú.
Gelecek sefer gelirken sen olduğunu belirt. Yoksa karnına oku yersin.
La próxima vez que vengas, avisa que eres tú... o recibirás una flecha en el estómago.
- Sen istersen kitap oku.
Lee si quieres.
- Sen de Baudelaire'i oku.
- A quien debe leer Vd. es a Baudelaire.
Proust'u oku yeter. Ama sen Yahudi yazarları okumuyordun.
Lee a Proust, aunque tú no lees escritores judíos.
Sen bize bir mısra oku, biz çalalım.
Tan solo indícanos, que nosotros nos adaptamos.
Önce sen şiirini oku.
Primero tu poema.
Bence benimki daha iyi. Ama sen de bir oku.
Creo que el mío es mejor.
Daha çok broşür gibi, iç kullanım için. Sen de oku.
Es más bien como un folleto, para uso interno, ya lo leerá.
- Ben bunu okuyorken, sen de mahkeme kararındaki "fabrikadaki temsilciler küçük görülemez" başlığını oku.
- Mientras lo leo, lea la orden judicial : Cualquier empresario puede ser detenido por desacato civil.
Niye ha bire oku deyip duruyorsun sen be?
¿ Qué diablos quiere lograr pidiéndome que lea?
Sen oku.
Léela tú.
- Oku sen mi çıkardın?
- ¿ Me has sacado tú la flecha?
- Sen kitabı oku.
- Sigue leyendo.
Sen gazeteni oku.
- Lee el periódico.
- Ne dedin sen? - Al oku.
- Que estas diciendo?
- Sen çeneni kapa ve oku.
- ¡ Cállate tú!
- Sen kendin oku, ben sonra okurum.
Léelo tú primero.
Yeter! Sen notları oku.
Tú lees las notas.
Sen devam et, Uli, fakat hissederek oku.
Continua leyendo, Uli. Pero con sentimiento.
- Masal demek ki. - Sen bir oku...
Una fábula, entonces.
okuma 37
öküz 34
okuldan sonra 18
okul 95
okul mu 26
okuyorum 59
okula 20
okuyamıyorum 29
okulda 74
okumadım 28
öküz 34
okuldan sonra 18
okul 95
okul mu 26
okuyorum 59
okula 20
okuyamıyorum 29
okulda 74
okumadım 28
okumuştum 25
okuyor 21
okuyacağım 35
okudum 104
okula gidiyorum 16
okudun mu 65
okul bitti 17
okurum 20
okuman yok mu 18
okumaya devam et 36
okuyor 21
okuyacağım 35
okudum 104
okula gidiyorum 16
okudun mu 65
okul bitti 17
okurum 20
okuman yok mu 18
okumaya devam et 36