Senin gibi değil Çeviri İspanyolca
1,716 parallel translation
Evet, şimdi senin gibi değil mi?
Sí, ¿ cómo estás haciendo tú ahora?
Senin gibi değil.
¿ No cómo tú?
Bu hiç senin gibi değil, Kitty.
Eso no es propio de ti, Kitty.
Bu hiç senin gibi değil.
No es como tú.
Neden bütün erkekler senin gibi değil?
¿ Por qué no pueden todos los hombres ser como tú?
Oh, Ignacio, neden bütün erkekler senin gibi değil?
Ignacio, ¿ Por que no todos los hombres pueden ser como tú? Ignacio.
O senin gibi değil.
Tú no eres así.
Yani senin gibi değil, normal zekilerden.
Es decir, no inteligente como tú, inteligente normal no-raro.
Biliyorum senin hatan değil, açıkçası beceremedin, fakat lütfen, Bu bizi podyumluk ailelerdenmişiz gibi gösterir.
Sé que no es culpa suya, obviamente no inventó la frase, pero nos hace parecer monigotes.
Tüm kadınlar senin gibi tatlı değil...
No todas las mujeres son cariñosas contigo.
Senin rehinen değil, senin gibi bir rehine olmam gerekiyor.
Has recorrido un largo camino hoy.
Senin de beni olacağım gibi değil, olduğum gibi sevmeni istiyorum.
Y quiero que me ames por quien soy, no por lo que puedes convertirme.
Senin gibi vicdansız değil.
Tú nunca la tuviste.
Bu gece senin gibi güzel bir kızın yalnız başına evde oturacağı bir gece değil.
Ésta no es noche para que una chica bella como tú se quede encerrada en su casa sola.
Sharpay, söylediğim gibi sahnede olmak senin olayın, benimki değil.
Sharpay, ya te dije que el escenario es tu ambiente no el mío.
Evet, senin gibi bir güzellik saban çekecek değil ya.
Sí, no me imagino a una belleza como tú detrás de un arado.
Barış gelir, Kolozyum değişir, senin dediğin gibi, değişmek zorunda. O zaman ben yine k.ç.mın üzerine oturacağım değil mi?
Llega la paz, y los Colegios cambian como tú dijiste que debería yo estaré sentado de nuevo, ¿ no es así?
Ama bu senin ve benim istemem gibi değil tatlım.
Pero no como lo sentimos tu y yo, cariño.
Burada annenle beraber çalışmak, hiç de kolay bir şey değil. Senin de bildiğin gibi.
Pero discutir con tu madre no es lo más fácil del mundo, como ya sabes.
Ve senin araban gibi değil.
Y no un coche viejo como el tuyo.
Senin bir erkek gibi davranmaya çalıştığını biliyorum, bu çok güzel. Ama şu an, bunun zamanı değil.
Sé que sólo estás tratando de ser masculino, eso es adorable.
Evlenmekle ilgilenmediğimden değil... biriyle, yani, senin gibi biriyle, yani aynı senin gibi biriyle – Sen bile, belki bir gün – ben sadece, uh...
No es que no esté interesada en casarme con alguien, quiero decir, alguien como tú, alguien parecido a ti Incluso hasta tú, quizás un día.
senin düşündüğün gibi değil.
No es lo que crees.
Senin gibi şalgam kamyonundan yeni inmiş görgüsüz bir kasaba kızının böyle bir işe alınması sence de azıcık tuhaf değil mi?
¿ No te pareció muy raro que una persona tosca del campo, fresca como una lechuguita consiguiera un trabajo así?
Sen ve senin Judd Hirsch kazağın ile Werther's çantan gibi değil.
No como tú, con tu sweater de Judd Hirsch y tu bolsa de Werther's Originals.
Sorun senin 16 yaşında biri gibi davranman değil.
El problema no eres tú actuando como si tuvieras 16.
Senin söylediğin gibi "Kriptonit" değil.
No es lo que llamas "Kriptonita"
Senin söyleyebileceğin gibi, "iyi bir iş", değil mi?
Lo podrías llamar "un buen negocio".
Sanırım senin gibi genç olduğunda bizim de olduğumuz gibi hiçbir şey basit değil.
Creo que cuando eres joven nada es tan simple.
Senin dediğin gibi değil.
No como tú lo dices.
Doğru... Senin ütopya adlı kitabın gibi değil.
Es verdad no es como tu libro, Utopía.
Evet dedikleri için kendilerini iyi hissetmeleri gerekiyor. Ben hastalarımı aylarca, hatta yıllarca tedavi ederim. Senin gibi bir hafta değil.
Yo trato a los pacientes durante meses, incluso años, no semanas como tú.
Bak, bir adam bankadan çıkarsa, bir çocuk değil, bir kadın değil, ama şişman, iğrenç, değersiz, boktan bir hödük, aynı senin gibi.
Ves, cuando un hombre sale del banco, no un chico, no una mujer... sino un gordo, asqueroso, despreciable, escoria de hombre... tal como tú.
Senin yüzünden, bu hapishaneyi eskisi gibi yönetmem artık mümkün değil.
Por tu culpa, ya no es posible para mí, gobernar efectivamente esta prisión.
Senin için büyük bir şaka gibi değil mi?
Una gran broma, ¿ verdad?
Senin gibi bir profesyonel açamıyorsa hırsızlar dahil, bir çok kişi için zor olacaktır, değil mi?
Si un profesional como tú no puede abrirla, sería más difícil para la mayoría incluyendo los ladrones, ¿ cierto?
A ) O senin akıl hocan değil çünkü sana bir pislik gibi davranıyor, B ) Eğer uyuz olmuş köpekler gibi hastanede kalmıyor olsaydın bir süredir arkadaş olarak takıldığımızı farkederdin.
No es tu mentora porque te trata como basura, y "B" : Si no estuvieras viviendo en el hospital como un perro sarnoso, habrías notado que Erica y yo somos amigas desde hace un buen tiempo.
- Senin gibi insanların yaptığı şey bu değil mi?
- Olvídalo.
diğerleri gibi değil, senin gibi daha çok.
No es como los demás, es como tú.
Senin gibi sıradan birisinin bir gün yardımcıyken ertesi gün başkan olması sence de komik değil mi?
¿ No es divertido como alguien puede ser un vagabundo un día... y luego el director de la escuela al siguiente? Sí.
Yine de senin gibi bir kızın bütün gece yabancılarla, Amerikalıymış gibi konuşması hiç de normal değil.
Igual no es normal que una joven como tú hable por teléfono con extraños toda la noche haciéndose pasar por estadounidense.
Ya da riya kelimesinin İngilizce anlamını görmeliydim, değil mi? Senin gibi biriyle.
Ésa es la palabra, ¿ no?
Çünkü herkes senin gibi akıl okuyucu değil.
, no todo el mundo tiene la mente abierta como tú. Dispárame.
Senin tahmin etmediğin gibi değil..
No es como si no lo sospecharas.
- Senin annen de benimki gibi tutucu mu? - Kesinlikle değil.
- ¿ Tu madre es pesada como la mía?
Senin gibi biri olmak çok kötü değil mi?
Es horrible ser tú ¿ no?
Sanırım senin gibi bir Kahraman Ruhu için uçmak o kadar da büyük bir şey değil. Ondan değil.
Para mí en este momento, de hecho, los dos últimos episodios son mis favoritos.
Öldüğünde senin gibi ruhani bir varlığın orada olduğunu hissettim. O adam O'nu aldı, değil mi? Onun da saçını kestin mi?
No sé por qué... pero todos los que amo... parecen morir en un accidente.
Hançer pek senin tarzın değil gibi.
¡ Esa es tu frase, tío!
Yani gerçek bir hapishanede senin bu süslü adan gibi değil.
Y me refiero a una de verdad. No tu isla de fantasía aquí.
Senin de söylediğin gibi olumlu olmak önemlidir, değil mi?
Es importante ser positivo, como dijiste.
senin gibi değilim 20
senin gibi 304
senin gibi biri 17
senin gibi mi 26
senin gibileri bilirim 21
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
senin gibi 304
senin gibi biri 17
senin gibi mi 26
senin gibileri bilirim 21
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66