Senin gibi mi Çeviri İspanyolca
3,070 parallel translation
- Senin gibi mi?
¿ Como tú?
O da senin gibi mi?
¿ Es como tú?
Senin gibi mi?
¿ Como tú?
Senin gibi mi?
¿ Alguien como tú?
Senin gibi mi?
¿ Cómo tú?
Ordaki herkes senin gibi mi?
¿ Están todos allí como tú?
Anne, biraz harçlık verecek misin yoksa senin gibi fahişeye mi dönüşeyim?
Mamá, ¿ puedes darme un poco de dinero o debo prostituirme contigo?
Senin gibi insanlar yüzünden, babam, babam, Kamiya Kasshin Ryu'yu bana bıraktı.
Por tu culpa. Mi padre - Tecnica Kamiya Kasshin Ryu creada por mi padre!
Senin gibi bir avare bu durumu nasıl anlayabilir ki...
Un vagabundo simple... No entiende mi frustración!
Ailelerimizin çıktığımızı bilmeleri için hazır olmadığımız zaman onun yaptığı gibi, senin Dan ile yeni ilişkilerini sakladığın gerçeğini.
Que estabas protegiendo su nueva relación con Dan, como el hizo por nosotros cuando no estábamos listos para que mi familia supiera que estábamos saliendo.
Önemli değil. Senin gibi birisinin benim gibi birisini hatırlamasını bekleyemezsin, değil mi?
Está bien, sabes, en verdad no podría esperar que alguien como tú recuerde a alguien como yo, ¿ verdad?
Bak, ben yalnızca arkadaşın olmaya çalışıyordum ama arkadaşlar birbirine senin bana davrandığın gibi davranmaz.
Mira, todo lo que intentaba hacer era ser tu amigo, pero los amigos no se tratan de la forma que tu me tratas a mi.
Zaten senin baban gibi adamlar yüzünden benim işlerim kötü!
Bueno, ¡ es gente como tu padre los que están matando mi negocio!
Gemimi senin gibi bir pisliğe vereceğimi mi sanıyorsun?
Pensaste que le daría mi nave a un pedazo de escoria como tú?
Senin Üzgün Kıçını Kurtarmak Gibi mi? Sen İyi misin?
¿ Quieres decir como salvar tu trasero? ¿ Estas bien?
Senin gibi onlarcasını öldürdüm, bu da benim senden daha akıllı olduğumu gösterir!
He matado docenas como tu con poco más que mi intelecto, ¡ no eres mejor que yo!
Kusura bakmayın ama sıçıp batırdılar! Bu yüzden bu fotoğraflarda senin gibi zeki birinin göremediği şey var.
Disculpen mi francés, pero se los cojieron.
Aynı şu FBI ajanı gibi. Senin dostun öyle değil mi?
Como ese hombre del FBI.
Senin için vitamin almak gibi oldu değil mi?
Es como estar bebiendo vitaminas para ti, ¿ cierto?
Lise hayatımın başladığı gibi biteceğine inanamıyorum. Zavallı bir Musevi kızı olarak, güzel sarışın amigoyla bütün ilginin senin üzerine toplanması izleyeceğim.
no puedo creer que mi paso por el instituto vaya a terminar exactamente de la misma forma como empezó... siendo solo una chiquilla judía viendo como tú captas toda la atención con la preciosa animadora rubia.
* Seni güzel yapan da bu * * Tatlım, kimse senin gibi aydınlatamaz hayatımı *
* Y eso es lo que te hace preciosa * * Cariño, iluminas mi mundo como nadie *
* Tatlım, kimse senin gibi aydınlatamaz hayatımı *
* Iluminas mi mundo como nadie *
Onu sarmalayıp, senin halkının yaptığı gibi kafamın üstünde bir sepetle nasıl zıplatacağımı bilmediğim için üzgünüm.
Lo siento si no sé envolverlo en un papoose, y balancearlo en mi cabeza como hacen ustedes.
- Hayır, "senin suçun değildi" deme çünkü kaç kere söylenirse söylensin hala öyleymiş gibi geliyor.
- Kelly... - No digas que no es mi culpa, porque no importa cuántas veces me digan que no es así, aún siento que lo es.
- Şey, çünkü... Senin gibi olur sandım. - Benim gibi mi?
Bueno, porque... creí que sería como ti.
O zamandan beri, hep senin yanında olmak gibi bir ayrıcalığım oldu. Sadece bu da değil. Beni koruyup kolladın akıl hocam ve örnek aldığım kişi oldun.
Y, desde ese entonces, ha sido un privilegio no sólo estar a tu lado sino que ser tratada como una protegida y que fueras mi mentor y mi defensor.
Senin gibi bir çocukla çıkmak karizmamı çizebilir.
Salir con un niño como tú, podría herir mi credibilidad en las calles.
İleriyi düşünüyorsun, ve senin hakkında duyduklarımın yarısı bile doğruysa mesela hazine hakkındakiler gibi, o zaman seni kesinlikle takımımda isterim.
Piensa con anticipación, y si la mitad de lo que he oído sobre el tesoro del submarino es cierto, entonces definitivamente te quiero en mi equipo.
Müvekkillerim senin gibi Çin'i seviyorlar.
Mi cliente es justo igual a ti, el ama China.
- Tamam. Tüm gün senin gibi tozlu eski bir ofiste oturmak istediğimi mi sanıyorsun?
¿ Cree que quiero pasar el día en un viejo despacho polvoriento, como usted?
Ne yani senin gibi kahpe mi olayım Zamboni Man?
¿ Y ser una perra como tu Zamboni Man?
Hayatım boyunca senin gibi adamlar beni küçümsedi.
Toda mi vida los hombres como tú se han reído de mí.
Ben de hayatım boyunca senin gibi adamları yere çaldım.
Y toda mi vida he estado convirtiendo hombres como tú en polvo.
Senin gibi olabilmesi için mi?
¿ Para que se hiciera como tu?
Yıkıl karşımdan yoksa boynunu tavuk gibi koparırım senin!
¡ Sal de mi viste antes de que te parta como al cuello de un pollo!
Çok uzun zamandır bu davanın peşindeyim bir şeyler öğrenmeye çalışırken de senin gibi kendini beğenmiş sevimsizin biri çanıma ot tıkıyor.
Verás, he seguido este caso mucho tiempo y he conseguido muy poco a cambio como para dejar que un punk con aires de superioridad se meta en mi camino.
Senin yaptığın gibi mi?
¿ Como tú?
Kalbim senin üzgün yüzün gibi hissediyor.
Mi corazón se siente como tu cara triste.
Benim yüzüm de senin üzgün gözlerin gibi hissediyor.
Y mi cara se siente como tus ojos tristes.
Tüm bu stadyum günü senin için seks partisi gibi bir şey oldu değil mi?
Así que este día en el estadio... - era una orgía de contactos para ti.
Evet, senin hatandı ve evet, kendini bok gibi hissetmelisin ama senin sorumlu doktorun benim, sense beşinci yılındasın yani benim ameliyathanemde olan bitenden ben sorumluyum.
Sí, el error fue tuyo, y sí, deberías sentirte como una mierda, pero soy tu adjunto, estás en quinto año, lo que significa que soy responsable de lo que pase en mi quirófano
- Senin Burt'ü kandırdığın gibi mi?
Igual que tú engañaste a Burt.
Çok uzun zaman, Senin beni harcadığın gibi benim de seni nasıl harcayacağımı düşündüm.
He tenido mucho, mucho tiempo para pensar como iba a hacerte sufrir como tú me hiciste a mi.
Tıpkı senin çekip gittiğin gibi, öyle mi?
¿ Justo como tu te alejaste, verdad?
Senin dediğin gibi, aramızda bir bağ hissettim.
Es como dijiste, siento mi conexión con ella.
Jimmy, bence sana burayı bırakmamakla senin gibi bir çatlağa yapılabilecek en büyük iyiliği yapmışlar.
Jimmy, a mi modo de ver, no dejarle este lugar es lo más amable que cualquiera podría hacer por un loco así.
Senin unuttuğun gibi mi?
¿ Cómo lo hiciste tú?
Aynı geçen hafta senin Chase'le olan ilişkini eşelediği gibi mi?
¿ Como la semana pasada cuando estaba husmeando en tu relación con Chase?
Hayatımı senin gibi biri olarak yaşamalıydım.
Debí haber pasado mi vida siendo más como tú.
Tamam, yani her zaman olduğu gibi senin peşinde koşturup dediğin şeyleri yaptım.
Correcto, de acuerdo, así que, como siempre, mi trabajo es solo seguirte por ahí, y hacer lo que sea que digas.
Senin Navid'e söylemen gibi mi?
¿ De verdad? ¿ Cómo hablando con Navid?
senin gibi 304
senin gibi biri 17
senin gibi değil 30
senin gibi değilim 20
senin gibileri bilirim 21
gibi mi 48
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004
senin gibi biri 17
senin gibi değil 30
senin gibi değilim 20
senin gibileri bilirim 21
gibi mi 48
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004