Senin mi Çeviri İspanyolca
37,303 parallel translation
- Senin mi, yoksa Peter'ın mı?
¿ Tú? ¿ O Peter?
Ortağımın senin Mike Stratton'ı öldürdüğünü düşünmesi birden daha mantıklı geldi bana.
La sospecha de mi pareja que usted mató a Mike Stratton De repente hecho un poco más de sentido.
Bunların hepsi senin mi?
¿ Todo esto... es tuyo?
Babam harcımı öderken gayet de mutluydu, ama şimdi ölü, sırf senin tarafında yer aldım diye.
Mi padre estaba perfectamente feliz pagándome la universidad, pero ahora está muerto porque la elegí a usted antes que a él.
Oh, bu senin yaptığındı değil mi..
Es lo que usted hacía...
Senin varlığından haberi olmayan. Orada çalışıyor, değil mi?
La que no sabe que existes trabaja allí, ¿ verdad?
Ooo, Alan. Gerçekten senin gibi bir adamın, benim gibi biriyle bir şansı olabileceğini mi düşündün? Ooo.
Alan... ¿ en serio creías que tenías una oportunidad conmigo?
Alan, Profesyonel düşüncem, senin şu ana kadar yaşamış olan en şanslı Olduğun yönünde
- Alan... mi opinión médica es que eres el hombre más afortunado que existe...
Senin inancından ziyade kızımın Hıristiyan olmasını daha fazla yargılıyorum, neden sence?
Soy más crítica sobre el cristianismo de mi hija que sobre ti. ¿ Por qué es eso?
- Bu senin araştırmacın hakkında değil mi?
Es por tu investigador, ¿ no? ¿ Mi investigador?
O... o senin bi aradaşın di mi?
Él... él es un amigo suyo, ¿ verdad?
Gece Yarısı Koruyucusu senin en sevdiklerinden değil mi?
El su favorito absoluto de medianoche de la Ranger, ¿ verdad?
Senin güvenine ve Hope'umuza layık olacağımı, Salem halkına yapacağım tüm hayır ve hasenatla ispat edeceğim.
Y yo demostraré que merezco tu fe y a nuestro Hope a través de mi bondad, por todo el bien que haré por las almas de Salem.
- Lorduma bakmaya geldim, senin için ne yapabileceğimi göreyim dedim.
Vine a ver, mi señor, qué puedo hacer por usted.
- Senin iltifat tarzın böyle mi?
¿ Esa es tu forma de hacer cumplidos?
Glenville'in güneyine git demiştin ama senin güneyin mi benim güneyim mi söylemedin.
Dijiste de ir al sur de Glenville, pero no dijiste si era tu sur o el mío.
Tamam, bisikletimi senin dört tekerli gezegen katiline bağlayayım.
Bien, engancharé mi bici a tu máquina de matar de cuatro ruedas.
Senin dünyanda işler böyle yürüyor değil mi, Gloria?
Así es como funciona en tu mundo, ¿ cierto, Gloria?
Bu da senin hayatında yeni keşfettiğin bir felsefe mi?
¿ Esa es parte de tu nueva filosofía en la vida?
Senin işinin benimkinden çok daha zor olduğunu düşünüyorsan neden gelip kendin görmüyorsun?
Si crees que tu trabajo es mucho más complicado que mi trabajo, ¿ por qué no vienes y lo compruebas por ti mismo?
Senin silahın dolu değil mi?
¿ No llevas la pistola cargada?
Senin sevgilindi, değil mi?
Es tu novio, ¿ verdad?
Senin spesiyalin mi?
¿ Tu especialidad?
Tanıştıktan sonra, senin hakkında araştırma yaptım.
Hice mi tarea sobre ti después de conocerte.
Gel benm ortağım ol ve şirktin 70 %'i senin olsun.
Ven y sé mi socio y el 70 % de la compañía es tuya.
Peki bu aptal partiye kimler geliyor? Ebeveynlerin senin yapmak istemediğin bir parti mi yapacaklar yani.
¿ Entonces, quien vendrá a esta estúpida fiesta que tus padres te obligan a tener y que en realidad no quieres?
Zaten senin doğum günün değil, değil mi?
Si, bueno, No es tu cumpleaños, ¿ Cierto?
Gel ortağım ol ve şirketin 70'i senin olsun.
Ven y sé mi socio, y el 70 % de la compañía es tuya.
İplerim senin elinde.
Eres mi chofer.
Eğer senin bu iş için uygun olmadığını düşünsek sana teklifte bulunmazdık değil mi?
Si no creyéramos que fueras el hombre para el trabajo, no te lo hubiéramos ofrecido, ¿ verdad?
Rory ile konuşmamın senin yarım düzine suç işlemenden tamamen farklı olduğunun farkındasın değil mi?
Te das cuenta de que el hecho de que yo hable con Rory es completamente diferente a que tú cometas media docena de delitos, ¿ verdad?
Demem o ki, eğer bunlar daha az kolay gelmeye başlarsa senin yanında olduğumu biliyorsun değil mi?
Mira, solo digo que si las cosas se ponen menos fáciles, que sepas que estoy aquí para ti, ¿ vale?
Ve senin de sevgilimi öptüğün için özür dilemen gerekiyor gibi hissediyorum.
Y creo que deberías disculparte conmigo por haber besado a mi novia.
Gerçekten mi? Bu mu senin cevabın?
¿ Esa es tu respuesta?
Bunu senin planladığını mı söylüyorsun? Kaçak bir kartel lideri tarafından kaçırılmam?
¿ Planeaste mi secuestro con un traficante fugitivo?
Aa, senin beni kurtarmana izin verdim, ihtiyar, Böylece sen de tutulmuş olduğun ufak bayan seksi, iç çamaşırını etkileyecektin.
Uh, yo le permiten guardar mi culo, viejo, por lo que podría impresionar a poca falta traviesa-bragas, que usted tenía un agolpamiento en.
Şimdi, eğer kısmen senin yazdığın kod ise, O zaman katili bulmamızda bize yardımcı olur değil mi?
Ahora, si es parte de su código, a continuación, que debería ayudar a reducir quién es el asesino, ¿ verdad?
İhtiyacım olan tek arkadaş 10 milyon dolar Ve belki senin payın da.
El único amigo que necesito es mi $ 10 millones de y tal vez la suya.
Bu, o. Senin yapıp onun yapmadığı bir şey için bir şahit mi var?
¿ Hay un testigo para algo que Hank no hizo pero que tú hiciste?
Yaptıklarım senin en iyilerinin basit zavallı birer kopyasıydı.
Mi trabajo fue más o menos una reescritura poco brillante del tuyo, de tus grandes éxitos.
Bu senin için sorun değil mi?
¿ Estás de acuerdo con esto?
Yaratıcılığım, o senin küçük zarif kutularından birinin içine hasıraltı edilmesini reddediyor.
Mi genio se niega a ser limitado por de uno de tus géneros.
Benimle alıp veremediğin ne senin?
¿ Qué tienes en mi contra?
Dedem hala evdesin diye senin de başının etini yedi mi?
¿ El abuelo también te molestó por vivir en casa?
Senin gibi mi?
( gracias )
Bu yarım akıllıyı bize musallat olsun diye o gönderdi. Bizi senin yanına döndürüp, Tabby'ye tepeden bakabilmek için. - Öyle değil mi?
Él envió a este cantamañanas para exprimirnos esperando que te volviéramos a llamar, para que pudiera revolotear sobre Tabby... no es cierto?
İşler boka sardı, sen de onların suçu değil diyorsun demek ki senin suçun, öyle mi?
Las cosas se han ido a la mierda y tú crees, "bueno, no es culpa suya", así que tiene que ser tuya.
Bak, bir sonraki belediye başkanlığı... seçimi için senin gibi adamlara ihtiyacım olacak.
Mira, voy a necesitar gente como tú en mi equipo para cuando me candidatee a alcalde el próximo mandato.
Sana taşınıp, senin eşin mi olayım?
¿ Mudarme contigo y convertirme en tu esposa trofeo?
Bu senin için problem mi?
¿ Es un problema para ti?
Kayıtlara geçmeden önce dava dosyama senin ve kurulun göz atmasını istedim.
Quería que tú y tu junta tuvierais una oportunidad de revisar mi demanda antes de que la presente.