Sizinle mi Çeviri İspanyolca
2,074 parallel translation
- O sizinle mi?
- ¿ Viene contigo?
- Teyla sizinle mi?
- ¿ Está Teyla con ustedes?
Kocanız burada sizinle mi?
¿ Está su marido aquí con usted?
Sizinle mi?
¿ Contigo?
Karısıyla değil, sizinle mi konuşmamı mı söylüyorsunuz?
¿ Me dice que se supone que hable con usted, no con su esposa?
- Sizinle mi?
- ¿ Cómo?
Dualarımız hep sizinle.
Nuestras oraciones están con ustedes. Alá mantén a mi Suleyman a salvo...
- Orson Amca sizinle oyun oynamak istiyor. - Şimdi mi?
Tio Orson quiere que todos jueguen.
Kendim ve çocuklar adına, şey sizinle çalışmak bir onurdu.
Bien, de mi parte y los muchachos, es, uh... Ha sido un honor trabajar con usted.
Carin Sutter sizinle mi?
Tienes a Carin Sutter.
- Gerçekten mi? Sizinle, dava hakkında konuşmak istiyormuş.
Ella quiere hablar con usted acerca del caso.
Beni ilgilendirmez ama... Sizinle kumandan kızın arasında neler oluyor?
Se que no es mi asunto... pero, ¿ qué pasa entre la comandante Babs y usted?
Sizinle yatıp yüzüstü bırakıp gittim mi?
¿ Me acosté contigo y después te dejé tirada?
- JR sizinle birlikte değil mi?
¿ JR no está con usted?
Sizinle birlikte mi yaşıyordu?
¿ Entonces él estaba viviendo aquí con usted?
Günah çıkarma esnasında öğrendiğiniz için mi? - Bunu sizinle paylaşan kişi erkek miydi kadın mı? - Doğrudur.
¿ Porque vino a usted bajo secreto de confesión?
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım ki, komutam altındaki personelimin, görüşlerini sorduğunuzda sizinle konuşmak istememelerinin sebebi, ben değilim.
Señor, quiero estar seguro de que ese marine no habla en su nombre cuando emite opiniones ofensivas sobre el comando de mi tropa.
Başlamadan önce, sadece sizinle yeniden bir arada olmanın ne kadar özel olduğunu söylemek istemiştim, benim çok özel ailem.
Antes de empezar quisiera decir cuán especial es estar otra vez con todos ustedes. Mi familia tan especial.
Bütün bu yıllar boyunca, kocanız, sizinle temasa geçti mi?
Durante estos años, ¿ su esposo intentó alguna vez contactarse con usted? No.
Burada sizinle yaşıyor, değil mi?
Él vive aquí con usted, ¿ cierto?
Sizinle uçağa atlayıp Massachusetts'e gelmemi mi?
¿ Que me vaya con usted a Massachusetts?
Bay Smith sizinle, değil mi?
De verdad tienen al señor Smith, ¿ o no lo tienen?
Sizinle bu icadınız hakkında görüşmek için buluşmayı kabul etmeseydim, mürettebatım ve ben bu belaya bulaşmış olmayacaktık.
Si no hubiera aceptado verte para discutir esta innovación suya ¡ mi tripulación y yo no estaríamos en este aprieto!
Herrish orada sizinle birlikte mi?
¿ Herris está ahí con ustedes?
Ben de sana sizinle tanıştığımdan beri kalp ritmim 125ten aşağı inmedi derim.
¿ Y yo puedo decir que mi maldito corazón no ha bajado de pulsaciones desde que los conozco a ustedes?
Sizinle mi?
¿ Con ustedes?
Sen çocukken pek sizinle değildi, değil mi?
No estaba mucho mientras creciste, ¿ verdad?
Sizinle konuşmak istiyoruz. Ev arkadaşım hafta sonu evinde kalacak.
¿ Mencioné que mi compañero de cuarto se fué a casa para el fin de semana?
Las Vegastaki Henderson havaalanına ayarla. Las Vegas'taki ortağım sizinle yaklaşık 30 dakika içerisinde temasa geçecek
establece el rumbo hacia el aereopuerto Henderson en Las Vegas en aproximadamente 30 minutos, te contactará mi asociado en las vegas
Fakat görüşümün ne olabileceğini görebilmek için, sizinle memnuniyetle geleceğim.
Pero con gusto lo acompaño a ver cuál podría ser mi opinión.
Soruşturmamın detaylarını sizinle tartışamam...
No puedo discutir los detalles de mi investigación.
Kendi paramı kazanabilirim ve ihtiyacınız olduğunda sizinle de ilgilenirim.
Puedo ganar mi propio dinero. Y cuidarlos cuando lo necesitan.
Bayanlar ve baylar bu akşam yolculuğumu sizinle paylaşmak istiyorum.
Damas y caballeros, esta noche quiero compartir mi dia con ustedes
Üstadım sizinle konuşmak istiyor.
Mi maestro desea hablar con usted.
- Sizinle uyum sağlayabilmek için işçiler gibi yaşamamız, onlara benzememiz mi gerekecek!
¡ Tenemos que vivir y vernos como polacos, para tener tu estilo y tus complejos!
Geceyi sizinle yanlız geçirmesi için mi?
Para pasar la noche con ud. a solas.
Meryton'daki balo salonunda, sizinle dans ettim, arkadaşıma iyilik olsun diye değil çünkü sizinle dans etmek istedim.
En el salón de baile en Meriton. Bailé con ud. no para salvar a mi amigo, si no porque quería bailar con ud.
Sizinle uğraşmak yeterince berbattı Şimdi her taraf size benzeyen gotik veletlerle doldu.
Como si no fuera suficiente aguantarlos a ustedes, chicos góticos ahora tengo chicos góticos en todo mi sector.
Sizinle içeri yürüyeyim mi?
¿ Puedo entrar con usted?
Annemin evinde sizinle özel olarak konuşamazdım.
No podía hablarle en privado en casa de mi madre.
Judith sizinle değil mi?
¿ No está Judith con ustedes?
- Bay Gowan sizinle mi?
Gowan está con usted?
Sizinle konuşabilir miyim leydim?
¿ Puedo hablar con vos, mi Señora?
Umuyorum ki, sizinle birlikte süratle çalisarak bu meseleyi halledebiliriz. Böylece ikimiz de acil meselelerimize dönebiliriz.
Mi esperanza es que trabajemos juntos, para rápidamente acabar con el asunto, así todos podremos regresar a nuestros asuntos "presionantes".
sizinle ilgili bilgileri ona iletmem için beni tehdit etti, tüm mallarıma el koyacak, ve akrabalarımı öldürecek.
Él me amenazó con que si yo no reportaba sus movimientos y la situación aquí... él confiscaría toda mi fortuna y asesinaría a mis parientes.
Umarım sizinle aynı fikirde olmamı istemezsiniz.
Sinceramente espero que no pretenda mi asentimiento.
Ufaklıklarınıza sizinle gitmek isterler mi diye sormanızı öneririm.
Les sugiero que inviten a sus Pequeños a ir con ustedes.
Okul bittiğinde sizinle çalışabileceğimi söylemediniz mi?
¿ No dijiste que cuando acabara la universidad trabajara contigo? Pensaba que me habíais llamado para eso.
Eğer 20 yaş genç olsaydım ben de işten ayrılıp sizinle çalışırdım.
Te digo, si fuera 20 años más joven... Renunciaría a mi trabajo y me iría a trabajar con ustedes.
Sizinle geleyim mi?
¿ Puedo ir contigo?
Ben ise, her ne zaman serçe parmağıma bakarsam, sizinle yaptığım o ufak savaş geliyor aklıma
En cuanto a mí, cada vez que veo el lugar donde estaba mi meñique, pienso en Uds. Y en nuestras batallas.