Sorun olmaz mı Çeviri İspanyolca
929 parallel translation
- Sorun olmaz mı?
¿ Estará bien?
- Sorun olmaz mı?
- ¿ No será problema?
- Gerçekten sorun olmaz mı?
- ¿ No os molesta?
Onun için sorun olmaz mı?
Y en cuanto él tiene un problema, te largas.
- Sana sorun olmaz mı, Bay Bradley?
- ¿ Tendrá problemas?
- Sorun olmaz mı?
- ¿ Le importa?
Sorun olmaz mı?
¿ No te importa?
Ama... Robin Hood ortaya çıkarsa sorun olmaz mı?
Pero, ¿ podría ser un problema si aparece Robin Hood?
- Yalnız kalmak sorun olmaz mı?
- ¿ No te importa quedarte sola?
Senin için sorun olmaz mı?
¿ Me seguirás la corriente?
Sorun olmaz mı?
¿ No te molesta?
Sanırım etrafımda hayaletler varken test çözmek de sorun olmaz.
Creo que podré hacer los exámenes aunque tenga un fantasma al lado.
- Sorun olmaz umarım.
- Pero eso no les importará.
Seninle vakit geçirmek çok güzel. Sorun olmaz umarım. Çok tatlı birisin.
Y me gusta mucho pasar tiempo contigo, espero que esté bien, ya sabes eres muy dulce.
Bu senin için sorun olmaz mı?
¿ Esto no te va a meter en un problema?
Kahvemi bitirene kadar kalmam sorun olmaz umarım.
Espero que no os importe que me quede a-- - terminarme el café.
Sadece bir gece hanım için sorun olmaz ama daha fazla kalırsa,
A mi mujer no le importa que se quede una noche, pero más...
Ülkeyi terk etmem sanırım sorun olmaz.
Supongo que puedo abandonar el país sin problemas.
Ben alırım. Tabii ki sorun olmaz.
Sí, claro que lo haré.
Umarım sana Matthew demem sorun olmaz.
No te importará que te llame Matthew.
Oraya gitmemiz sorun olmaz sanırım, değil mi?
Supongo que podemos subir, ¿ No?
Umarım bu durum aramızda sorun olmaz.
En fin, espero que no sea un obstáculo entre nosotros.
Çoraplarını ödünç aldım, umarım sorun olmaz.
Te he cogido unas medias. Espero que no te importe.
Umarım sorun olmaz.
- En absoluto, madre Lord.
Randevu almadan gelmem sorun olmaz umarım.
Espero que no te moleste que haya venido sin pedir turno.
Benim küçük bir maaşım var, bu nedenle kira hiç sorun olmaz
- Soy viuda y vivo de una pequeña pensión mensual, así que no va a haber problema con el alquiler.
Sanırım, sorun olmaz.
Supongo que no le pasará nada.
Marc'ı getirmem sorun olmaz umarım.
¿ No te molesta que traiga a Marc?
Umarım böyle demem sorun olmaz.
Espero que esté bien decirlo.
Umarım sizin için sorun olmaz.
Espero que no le moleste.
Sorun olmaz. Tuzağımıza düşecek! Zorluk yok.
A tipos como ese le cogeremos sin hacer mucho ruido ni levantar polvo.
Gündüz ışığı kapatır, mesleki gider olarak hasar tazminatı talep edebilirsiniz... Evet, evet, anlıyorum Bay Ançüez ama sorun şu Bay Chipperfield'ı arayıp ona : "45 yaşında bir muhasebeci aslan terbiyecisi olmak istiyor." dersem ilk sorusu "Şapkası var mı?" olmaz.
Cuando las apariencias acaban en pérdida... cuando los tesoros terrenales demuestran ser miseria... y lo que parece perdido vuelve a convertirse... en una ganancia eterna.
Evet, evet, anlıyorum Bay Ançüez ama sorun şu Bay Chipperfield'ı arayıp ona : "45 yaşında bir muhasebeci aslan terbiyecisi olmak istiyor." dersem ilk sorusu "Şapkası var mı?" olmaz.
Sí, sí, le sigo, Sr. Anchoa, pero verá, la pega es que si... llamo al Sr. Chipperfield y le digo : "Escuche, tengo aquí... a un contable jurado de 45 años que quiere ser domador de leones".
Sorun olmaz canım, ama neden?
En absoluto queridos, ¿ Por qué?
Kapıyı kapatır mısın? Sorun olmaz değil mi?
Cierre la puerta, por favor.
Bir düşünüp kendinize sorun bakalım. Nerede olursanız olun ister sakin evinizde ister güvenli yatağınızda... "Burada böyle bir şey olmaz." diyebilecek misiniz?
Así que piense en ello, y luego preguntese, donde quiera que esté, en la tranquilidad de su hogar, en la seguridad de su cama, y trate de decirse, "No pudo ocurrir aquí"
Umarım benimkinde hiç sorun olmaz.
Espero que yo no me vaya de la cabeza.
Sanırım sorun olmaz.
Bueno, supongo que no le importará.
Umarım bu akşam otobüsle dönmen sorun olmaz.
Espero que no te importa volver a casa esta noche en autobús.
Umarım merdivenler sorun olmaz.
¿ Te importa subir escaleras?
Ama kimin umurunda? Yarım saate dönersem sorun olmaz.
No pasa nada si me retraso media horita.
Şimdi bu kadar açık konuşmamalıyım ama sonra sorun olmaz değil mi?
Y, cuando nos quedemos solos, ¿ podré hablarle con libertad?
Arkadaşım Arnold bu gece kalmak istediğini söyledi. Ben de sorun olmaz dedim.
Mi amigo Arnold quiere quedarse esta noche y le he dicho que sí.
Bu haylazlar yanımızda oldukça çalmak sorun olmaz..
Para robar, unos buenos ladrones.
Hayır, sanırım 3-4 hafta olur sormadım ama sorun olmaz.
No, creo que son tres cuatro semanas, No le pregunté, y entonces se puede resolver.
Umarım bu sorun olmaz.
supongo que está fuera de la cuestión.
Umarım sorun olmaz.
Espero que no le moleste.
Kesinlikle en büyüğü ve en iyisi değil... ama lağım işinde sorun olmaz.
Desde luego, no es el más grande ni el mejor... pero eso no importará en la planta de basura.
Önemli olan benim kendime saygım ve eğer çok, çok iyi olursam hiç sorun olmaz.
Lo importante es que yo me respete y me respetaré si soy muy, muy buena.
MacGyver hali hazırda sana hayatımı borçluyum bir iyilik daha istesem sorun olmaz?
Escucha MacGyver, ya te debo mi vida entonces, ¿ por qué no pedirte otro favor?
Umarım bu bir sorun olmaz.
Esperemos que no sea un problema.
sorun olmaz 185
sorun olmazsa 18
sorun olmaz değil mi 17
olmaz mı 346
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
sorun olmazsa 18
sorun olmaz değil mi 17
olmaz mı 346
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41