Söylediğin gibi Çeviri İspanyolca
1,487 parallel translation
Lucy'e, Minik'e, bana veya başkasına yüz yüze söylediğin gibi söylersen belki dinlerler.
Si se lo dijeras como a Tiny o a mí te pondrían más atención.
Söylediğin gibi onunla yakınlaşıyordum.
Me dejo llevar, como dijiste.
Söylediğin gibi, iki kişilermiş.
Como usted dijo, fueron dos.
- Yapma ya. Ama söylediğin gibi beni herhangi bir yerde bulabilirsin.
Pero como dijiste, me puedes encontrar en cualquier lugar.
Günlerdir Palazzo Pisani'yi gözetim altında tutuyoruz, bize söylediğin gibi.
Hemos vigilado el Palacio Pisani durante dias, como nos dijiste.
- Mmm. Her zaman bize söylediğin gibi.
- No dejas de repetir lo mismo.
Tıpkı senin söylediğin gibi baba.
- Como me enseñaste, papá.
Söylediğin gibi güven, kazanılması zor birşeydir.
Como dije, la confianza es difícil de encontrar.
Söylediğin gibi.
Es como usted dice.
Burası korkutucu bir enkaza döndü, ve Neill, söylediğin gibi külün zehirli olduğu doğrulandı.
Hay escombros negros, y como dijiste tú, Neil confirmaron que las cenizas son tóxicas.
Daha önce de söylediğin gibi, o hâlâ bizim gibi bir soylu.
Como tú misma dijiste una vez, sigue siendo uno de nuestra clase.
Tıpkı söylediğin gibi.
Si, lo que digas.
Belki de senin söylediğin gibi hakikaten ben senin için çok yaşlıyım.
Tal vez es verdad lo que dijiste. Tal vez soy demasiado viejo para ti.
Bree, Senin de söylediğin gibi bu sokaktaki insanlar sır tutma konusunda pek iyi değiller.
Bree, es lo que tú dices, la gente de esta calle no son buenos guardando secretos.
Seni söylediğin gibi iki saat önce uyandırdım.
Te desperté dos horas atrás, como me lo pediste.
Söylediğin gibi akvaryumu temizledi.
Limpié el tanque y todo, como dijiste.
Ama çizmezsen her şey aynen söylediğin gibi olacak.
Pero si no lo haces las cosas van a desarrollarse exactamente como lo dijiste.
Eğer yeni babana söylediğin gibi barınakta yaşadıysan devam edecek bir şeyim kalmaz ve ölürsün.
Si estabas en el refugio, como le dijiste a tu nuevo papi entonces no tengo nada para avanzar, y morirás.
Senin de söylediğin gibi, benden başka kimsen yok.
Como tú dijiste, soy todo lo que queda.
Anlarsın ya, halkalarımız hasarlı ve kendin de söylediğin gibi kalkanlarımız düşük, bu da demek ki 302 iniş sahalarındaki hava durağan değil.
Verás nuestros escudos están dañados y como tu mismo has señalado, nuestros escudos han caído, lo que significa que la atmósfera en las bodegas del 302 es un poco insostenible
Söylediğin gibi "medirastin" deki rakamları aldım.
Le he tomado los signos vitales a la del "midelstino".
Söylediğin gibi, bahisler Kong üzerine.
Todo es tal y como decías. Todas las apuestas están a favor de Kong Ko.
Tezgahın yanında oturdu, birşeyler çizdi. Aynen senin söylediğin gibi.
Se sentó cerca del mostrador y dibujó todo el tiempo, como ustedes le dijeron.
Bana söylediğin gibi tıraş oldum.
Afeité mi cabeza como me dijiste.
Penceresi olmayan bir yere gitmeliydim. Bu sayede söylediğin gibi çipi çıkarabilirdim.
Tenía que ir a un lugar sin ventanas para poder sacarme el localizador...
Söylediğin gibi, üç tane SNM'leri vardı.
Y, como dijiste tú, ellos tenían 3 ZPM
- Senin söylediğin gibi.
- Eso fue lo que dijiste.
Söylediğin gibi, sadece gözlerimi ve kulaklarımı açık tutacağım.
Sólo mantengo mis ojos y oídos muy abiertos como me dijiste.
- Pekala, bekleyeceğiz, aynen söylediğin gibi.
Bien, esperaremos que suceda, tal como dijiste.
Karanlık ruhların, kızgın ve ölümcül olduğunu söylediğin gibi.
Me dijiste que los espíritus oscuros están furiosos y son tóxicos.
Onu eve getirmişti. Söylediğin gibi. Adı ne?
Estaba en nuestra casa... como has dicho.
Söylediğin gibi, güneş battı.
Como dijo, el sol se puso.
Aşıyor. Tıpkı söylediğin gibi.
Es trascendental.
Senin de söylediğin gibi ilişkiniz pamuk ipliğine bağlı.
O sea, como dijiste, tu relación está colgando de un hilo.
Suratı aynen senin söylediğin gibi bandajlanmıştı.
- Ninguno. Su cara fue vendada como me dijiste.
Tıpkı bana söylediğin gibi yaptım.
Hice exactamente lo que pediste.
Senin söylediğin gibi bir anlaşmayla, kaybedecek birşeyimiz kalmıyor.
Con un trato como este, no tenemos nada que perder.
O paketi söylediğin gibi yaşlı kadının evine götürdüğümü de biliyorlar.
Saben que entregué el paquete en la casa de aquella anciana como me pediste.
Söylediğin gibi işe yaradı.
Funcionó, como lo dijiste.
Söylediğin gibi.
Como tú dijiste.
Arlene gerçeği söyle ve yalan söylediğin yakalanmış gibi hemen savunmaya geçme.
- Arlene, dime la verdad. Y no te pongas a la defensiva como haces cuando te pegan bajo.
Bir şey görmediğini söylediğin zaman ben bir kaçık gibi görünüyorum.
Si dices que no lo has visto, es como decir que yo estoy loco.
Chris, aynı, Santa Claus'un senin uyuduğun zamanları anladığı gibi.... bende senin yalan söylediğin zamanları anlıyorum.
Chris, sé cuando me mientes. Al igual que Santa Claus sabe cuando duermes.
Doğum günüm için Pat Benatar konserine bilet aldığını söylediğin zamanki gibi yaparım ve o zaman da biliyordum çünkü karanfilli sigara ararken ceplerini karıştırmıştım.
Como cuando me dijiste que tenias entradas para Pat Benatar por mi cumpleaños pero lo sabía porque miré en tus vaqueros buscando cigarrillos light.
Oğlun açıklanamaz bir dizi hastalık geçiriyor. Çocuğun öğretmenine 9 yaşındaki arkadaşına, dedesi ve babaannesine gözdağı veriyorsun. Bunlar yetmezmiş gibi çok sevdiğini söylediğin. öz oğluna gereksiz bir de otopsi yapıyorsun.
Su hijo contrae una serie de enfermedades inexplicables... usted intimida a su profesora, a su amigo de 9 años, a sus abuelos... y luego, además de todo... efectúa una disección no sancionada del niño que decía amaba.
Neden her söylediğin kulağa eleştiri gibi geliyor? Bilmem.
Marian... ¿ Por qué es que todo lo que me dices suena a crítica?
Biliyor musun Pete, şunu anlamalısın ki bana söylediğin her şey birer cinayet sebebiymiş gibi görünüyor.
Te darás cuenta, Pete, que todo lo que me estás diciendo parece un motivo.
Seni kıskandırmak istedim, tıpkı, John Rowland'la tekrar yattığını söylediğin zaman bana olduğu gibi.
Como me hiciste sentir cuando me dijiste que volviste a acostarte con John Rowland.
Biliyor musun ; sen söylediğin zaman inanır gibi oluyorum.
Sabes, cuando dices eso, casi creo en ello.
Yani senin bize söylediğin kapanma söylentileri gibi mi?
¿ Como cuando usted dijo que cerraba?
Senin söylediğin hiçbir şeye inanmamak gibi bir kuralım var.
Mi política es no creer nada que salga de tu boca.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyleme 186
söyle bana 1105
söylemeyeceğim 91
söyleyeceğim 241
söylemem 123
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemiştin 61
söyleme 186
söyle bana 1105
söylemeyeceğim 91
söyleyeceğim 241
söylemem 123
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455