Tamamen mi Çeviri İspanyolca
3,652 parallel translation
Tabii ki artık partide tamamen farklı bir rolüm olacağını kabul ediyorum.
Me doy cuenta de que mi papel en el partido sería muy diferente. Tú eres el líder.
Nasıl oluyor da kocam 10 kilo alıp daha da kelleşirken Everett tamamen aynı görünüyor?
¿ Cómo es que mi marido ha engordado 12 kilos y está calvo y Everett parece que está exactamente igual?
Bunun sebebi, sevgili Florence bu beceriksizliğin sebebi, sevgili Bayan Carter-Wood sağ gözümün tamamen kör olması.
Y la razón de esto, mi querida Florence, la razón de esta torpeza, mi querida señorita Carter-Wood, es que estoy completamente ciego de mi ojo derecho.
- Tamamen mi?
Incluso terminado?
Bu harika proje tamamen senin fikrindi öyle değil mi?
Toda la idea de este maravilloso plan fue tuyo, ¿ no es así?
Sana olan özlemimi hafifletmek için aklımı tamamen işime veriyorum.
Lleno mi mente con el trabajo tratando de adormecer el anhelo de ti.
Tamamen bitti mi yani?
¿ Así que en realidad se acabó?
Üst bacak kaslarım yırtılıp tamamen birbirinden ayrıldı.
Rompí mi tendón del cuádriceps, y completamente aislada.
Tamamen benim hatamdı... seni ona emanet ettim.
Fue mi error, ¿ en qué pensaba cuándo te deje ir?
Kızı tamamen mahvetmek mi istiyorsun?
¿ Quieres arruinarla por completo?
İki, öldürülme ihtimalime karşı güvence olarak, adaletin sağlandığı yerde hayvanlarla ilişkiye girdiğini tamamen itiraf eden bir belge.
Dos, confesión de su crimen de bestialidad en el Palacio de Justicia para tenerla en custodia en caso de mi muerte.
Salon duruşmam sırasında tamamen doluydu ve ben sadece çılgın bir sanatçıyım!
La galería estaba llena en mi juicio y soy un demente artista.
Bu tamamen benim hatam.
Es mi culpa.
Çocukları bakıcılarına bırakmam gerektiğini tamamen unutmuşum.
Olvidé por completo que era mi turno para dejar a los niños con las enfermeras.
Çünkü benim tamamen hatalı düşündüğümü düşünüyor gibisin.
Porque estoy recibiendo una vibra de que piensas que todo mi lado está mal. - Aidan...
Bu tamamen beni buraya getirmek için bir tuzakmış. İğrenç! Bu bir kokteyl ismi mi?
Era sólo para traerme aquí. ¿ Eso es una marca de licor?
Kalbimde tamamen ona ait olan bir yer var.
Hay un lugar en mi corazón que es todo suyo.
Belkide onu orada görmüşümdür. Tamamen hareketsiz yatarken görmüş ama yine de dinlemeye odaklanmışımdır
Y quizás la vi allí, totalmente quieta, pero concentré mi oído, por si acaso
Evet, işimde ilk haftamda imajımı tamamen değiştirdim.
Sí, en una semana en mi nuevo trabajo, he cambiado por completo mi imagen. Soy una incorregible fiestera.
Gerçek olmadığını tamamen unutmuşum. Onunla her zamanki gibi konuştum.
Olvidé completamente que no era real, y hablé con ella con mi tono habitual.
Ruhumu tamamen kaybetmeme mi öneriyorsun?
Estás insinuando que mi alma no está completamente perdida.
Benim inancıma göre hiç kimse tamamen kaybetmez.
Nadie, a mi pensar, está completamente perdido.
Tamamen gizli saklı olabilirim.
Mi cara no tiene que estar ni cerca de nada de esto.
Her ne kadar yeni bir kız arkadaşı olmasına ve kız arkadaşımın başka insanlarla görüşmesine rağmen. Ama tamamen profesyonel nedenlerle, ki o bir profesyoneldir.
Aunque el tiene una nueva novia, y mi novia está ahora mismo viendo a otra gente, pero por razones estrictamente profesionales... ella es una profesional.
Bu tamamen size kalmış, değil mi.
Son para ti, ¿ okay?
Tamamen donup kalmıştım ve kardeşimden gözümü alamıyordum.
Me quedé completamente helado, mientras veía a mi hermano.
- Tamamen sarhoştum, ve şimdi çok utanıyorum, yeni üvey kardeşimle birlikte olmaktan ve içimin kalktığından bahsetmiyorum.
Estaba completamente borracha, y ahora estoy completamente avergonzada, sin mencionar el hecho que me he acostado al azar con mi nuevo hermanastro.
- Tamamen rasgele bir adamla seviştik, ve döndü dolaştı yeni üvey kardeşim çıktı.
Fue totalmente al azar, sexo anónimo con un chico, y ahora resulta que es mi hermanastro.
Bu gece yatak tamamen benim mi yani?
¿ Eso significa que debo irme a dormir sola esta noche?
Seni uzun süredir tanımıyorum ama sana tamamen aşığım kızım ve hayatımın geri kalanını seninle geçirmek istiyorum.
Debo decírtelo te conozco desde hace poco tiempo, pero estoy 100 % enamorado de ti, y quiero pasar el resto de mi vida contigo.
Kararımı verdiğim zaman bu tamamen benim kararım olacak.
Y cuando lo decida, será mi elección.
Ama bu çocuğun tek başına o adamı vahşice katledebileceğine tamamen inanacak kadar yüreğiniz zehirlendi mi acaba?
Pero, ¿ han envenenado su corazón tanto que cree realmente que este muchacho, este muchacho solo, es capaz del salvajismo con el que fue atacado ese hombre?
Sen Riley'yi tamamen unuttun şimdi, değil mi?
Ya has superado completamente lo de Riley, ¿ verdad?
Annem faydasız, tamamen inkârlar içinde.
Mi mamá es inútil... totalmente me niega.
Pekala, sen ya çok aptalsın ya da tamamen delisin ama ne olursa olsun, benim teknolojimi alamazsın.
Bien, o es realmente estúpido, o está increíblemente loco pero de todas formas, nunca tendrá mi tecnología.
Bana tamamen oluşturulmuş bir şekilde geliyorlar.
Vinieron a mi totalmente realizados.
Bir saati aşkın bir süre tamamen dalmış bir sonraki adımın ne olması gerektiğine dair kafa yoruyordum.
Bombardeando mi cabeza durante mas de una hora, valorando, cual debería ser mi siguiente paso.
Düşünce sıramı tamamen unuttum.
Me olvidé por completo mi línea de pensamiento.
Harikaydın, bebeğim. Kontrol tamamen sendeydi.
Fue grandioso, mi amor, tomaste el control.
Tamamen bitti mi işin?
¿ Estás totalmente acabado?
Konu tamamen sosyal engellilik ile alakalı. Öyle değil mi?
Todo es sobre ser un retardado social, ¿ no crees?
Benim merakımı çeken şey ise, tek yumurta mı yoksa çift yumurta ikizi mi olduklarıydı. Benzer suratları vardı ama göğüslerinin büyüklüğü tamamen farklıydı.
Lo que me maravillo, quiero decir, ella eran idénticas o gemelas fraternales porque, quiero decir, sí, claro que tenían caras muy similares, pero sus pechos eran completamente de diferentes tamaños.
Annem tamamen kontrolden çıktı ama o yoluna devam etti.
Mi madre se puso hecha una fiera, pero él sobrevivió.
Doktorum artık burnumu tamamen süs gibi kullandığımı söylüyor.
Mi médico dice que, a estas alturas, mi nariz solo sirve como adorno.
Üzerimdeki gizem havası tamamen gitmedi yani.
¿ Así que no fastidié por completo mi aire de misterio para ti?
Bu benim tamamen organik ve geçici kışlık ısıtıcım.
Es mi completamente orgánico y semi permanente calentador de cuello.
Ruhsal sağlığımda birkaç dönem düşüş yaşamış olabilirim ama böbreklerimin aklı tamamen başında.
Tal vez haya tenido un par de combates con mi salud mental... pero mis riñones están completamente sanos.
Vücudumdan utanmıyorum ve verdiği kararı tamamen...
- No me avergüenzo de mi cuerpo.
OKB problem olmaz, ne olacaksa olsun dedim ve evliliğim daha başlamadan tamamen mahvoldu.
Que mi enfermedad de TOC no se entrometería, que todo lo que iba a suceder, iba a pasar, y que el matrimonio se arruinó antes de empezar.
♪ Aşkımla, tamamen, tamamen ♪
* Con mi amor, por todas partes *
Takımıma tamamen bağlı kalmaya söz veriyor musun?
¿ tengo tu palabra de que vas a estar totalmente comprometido con mi equipo? ¿ Qué?