Ve ben Çeviri İspanyolca
131,662 parallel translation
Maureen ve ben iyiydik.
Maureen y yo estamos bien.
tüm insanlar nerede sormuştun ve ben teorize Henüz burada var olmasaydı.
Me has preguntado que dónde estaba toda la gente y yo he teorizado que aún no habían llegado.
Ve ben neredeyse hepsini öldürdü.
Y he estado cerca de matarlos a todos.
Ve ben burada olduğum sürece sen hiçbir yere gitmiyorsun!
¡ no vas a ninguna parte!
Annen, kardeşin ve ben İtalya'ya taşınıyoruz.
Tu madre, hermana y yo, nos iremos a Italia.
Annen, kız kardeşin ve ben İtalya'ya taşınıyoruz.
Tu madre, hermana y yo nos mudaremos a Italia.
Sınavları geçmemiz yeter. Zorunlu olmayabilir ama beklentileri kesinlikle o yönde ve ben beklentilerin altında kalamam!
Puede no ser requerida, pero ciertamente es esperada, y yo no puedo estar por debajo de las expectativas.
Sen ve ben dünyayı değiştirebilecek bir tez yazacağız.
- que podría cambiar el mundo?
Sen ve ben, birlikte yalnızken uyumluyuz, kutudaki kalemler gibi ama dünyada, tersine çevrilemez şekilde bir şeylere çarpma ihtimalimiz sonsuz.
Tú y yo, solos, juntos, encajamos como lápices en la caja. Pero afuera en el mundo no hay más que infinitas posibilidades de estrellarnos, irreversiblemente.
Annen ve ben eve hiç gelmeyeceksin diye endişelenmeye başlamıştık. Bunca aydır seni tutanın ne olduğunu mektuplarında hiç açıklamadın.
Tu madre y yo empezábamos a preocuparnos, nunca viniste a casa, en todas tus cartas, nunca explicaste qué te retuvo estos meses.
Gerçekten öyleyim. Ben... Ve ben...
De verdad que sà , y...
Sahip olduklarını kutlamak içindir ve ben de harika şeylere sahibim.
Se trata de celebrar lo que tienes y lo que tengo es muy bueno.
Annen ve ben memlekete gitmeliyiz.
Tu madre y yo debemos ir a casa.
Sadece annemin kucağındayken ağlamayı kesiyor ve ben...
Solo deja de llorar cuando madre lo carga
Madam Curie ve ben ortağız.
Madame Curie y yo somos socios.
Sen Lucy ile evleniyorsun ve ben de beyzbol oynuyorum.
Tú te casas con Lucy y yo juego al béisbol.
Aslında çok tuhaf bir şey hayal etmiştim. Sanki asansör düşüyordu ve ben içinde havada duruyordum.
De hecho, yo, yo me imaginé algo muy extraño, que, que el ascensor estaba cayendo y yo estaba flotando dentro de él.
Sen ve ben bilimin tüm kurallarını ve geleneklerini kabul etmiyoruz. Geleneksel evliliği niye kabul edelim?
Tú y yo no aceptamos todas las reglas y convenciones de la ciencia, así que, ¿ por qué aceptar el matrimonio tradicional?
Diğer haberimiz ; ekibimiz ve ben teknik arızanın kaynağını tespit ettik. Çok kısa bir süre içinde hepiniz kendi cehennem hücrelerinize döneceksiniz.
Cambiando de tema, mi equipo y yo hemos descubierto el origen de nuestros problemas técnicos, así que os devolveremos a vuestras celdas del Infierno individuales a corto plazo.
Bu gece için herhangi bir planınız var mı? Bakın, kankam ve ben burada, Beltway şeyine..
Escuchen, mi amigo y yo, tenemos acceso a este exclusivo lugar en la carretera.
Erwin ve ben görevimizde sizi müttefikimiz yapmayı umuyorduk.
Erwin y yo esperamos reclutarlo como un aliado
Sen ve ben?
¿ Tú y yo?
Sen ve ben sarışın.
Tú y yo, rubio.
Oğlum yoğun bakımda ve ben yanında olmadan uyanmasını istemiyorum.
Mi hijo está en la UCI y necesito verlo antes de que se despierte.
Benden girmemi sen istedin Rasyonel ücret, Ve ben yapıyorum, ancak seçerek Kim yaşar ya da Ölmek senin uzmanlığın.
Me pediste que estuviera a cargo del racionamiento, y estoy haciéndolo, pero elegir quién vive o quién muere es tu especialidad.
İstihbaratımız hatalıydı ve ben...
Era errónea y yo...
Ben New Orleans cadısıyım ve evimi koruyacağım.
Soy una bruja de Nueva Orleans y protegeré mi hogar.
Sıçtığımın metrosu buradan geçmiyormuş, ben de 163. Cadde'den yürümek zorunda kaldım ve bir değil, iki, değil, üç penis gördüm.
El puto tren no iba desde no sé qué estación al este, así que he tenido que patearme toda la calle 163, donde he visto tres pollas, nada menos :
Ben ve çocuklar için sorumluluk almanı istiyorum!
¡ Quiero que te ocupes de mí y de los niños!
Ben ve Vardies sadece buğday üç mil tozlanan var.
Yo y mis Vardies acabamos de polinizar cinco kilómetros de trigo.
Ben tekrar kapatılır ve.
Lo he apagado y lo he encendido otra vez.
Kettle kaynıyor, ben korumak için bir kasayı var ve her şeyi biz şey bıraktığımız gibidir.
La tetera está hirviendo, tengo una bóveda que proteger y todo está exactamente tal y como lo dejamos.
Ben de dövme sevmem, sanırım aramızda bir bağ oluştu. Şu an limandayız ve gemi dövmeli biri gördüm mü diye soruyorsunuz.
creo que nos estamos conectando. y justo me preguntas si alguna vez he visto a un hombre con el tatuaje de un barco.
Çünkü evet yeni bir arkadaşı olabilir ve evet biraz dalgın olabilir ama demedi deme, ben hala buradayım!
él puede tener una amiguita ahora él puede estar un poquito distraído yo aún estoy aquí
En küçük molekülden en büyük galaksiye... Her sorunun tanımlanabilir bir cevabı olmalıdır. Ve, ben o cevapları bulmaya niyetliyim.
Desde la molécula más pequeña hasta la galaxia más grande, cada pregunta debe tener una respuesta definible y, pues, tengo la intención de hallar esas respuestas.
Ben ve o çok kalmayacağız.
Yo y él nos iremos de nuevo muy pronto.
Ben de isteksizliğini anlamıyorum. O çok güzel, iyi biri ve seni çok seviyor.
No entiendo tu renuencia, ella es hermosa, es tierna, y te ama profundamente.
Ama Marie ve ben...
- ¡ Basta!
Ben de bizi birlikte yakalamasını, tepesinin atmasını ve
Asà que tenà a la esperanza de que à © l nos sorprendiera juntos, enloqueciera y se sintiera
Evet. Mükemmel beyinlere sahipler. Ve mükemmel beyinden anlarım çünkü ben çocukların beyinlerine bayılan bir beyin yiyen zombiyim.
Sà , tienen cerebros muy inteligentes, y me doy cuenta de eso porque resulta que soy una zombi comecerebros y me encanta comer cerebros de nià ± os.
Tuhaf bir burnum ve saç kırıklarım var.
Ben y Becky.
Ben bir dergi ve sen de gerçek bir kitap okurken sessizlik içinde oturmak ister misin?
Son Ben y Becky. Sabes qué, ustedes adelántense.
Tüm gece orada olacağım ve ayrılamayacağım. Ama ben burada kalıp seninle Shark Tank izlemek istiyorum.
Estaré atrapado allí toda la noche, sin poder irme, y lo que me apetece hacer de verdad es quedarme contigo
Ben ve bunu 30 yıl önce durduran kişi.
Yo y el que la detuvo hace 30 años.
Ben istediğimde konuşmayı keseceksin ve çalışma odamı derhal karşı çıkmadan terk edeceksin!
- Es por tu... ¡ Inciso D : Dejarás de hablarme cuando lo solicite, y dejarás mi estudio inmediatamente sin protestar!
Yani ben mahvolabilirdim ve sen sessiz kaldın onu mu söylüyorsun?
¿ Me estás diciendo que podría haber acabado arruinado y aun así te callaste?
Cenazesiyle ben ilgilendim ve buranın sahibi de katıldı.
Yo organicé el funeral y el dueño del local apareció.
Ve sanırım ben de yastaydım. Ben...
Y supongo que yo también estaba de duelo.
- Ben iyiyim.
- Estoy bien... - Ve.
Çünkü ben bir gaziyim ve tam olarak neler olduğunu hâlâ anlamadım.
Soy veterano de guerra y no sé exactamente qué sucedió.
Ben ve Hannah.
Hannah y yo.
ve benim 32
ve beni 30
ve ben de 88
ve bence 17
ve bende 18
beni 794
benoit 19
benjamin 230
bender 52
benedict 20
ve beni 30
ve ben de 88
ve bence 17
ve bende 18
beni 794
benoit 19
benjamin 230
bender 52
benedict 20
benny 335
bennett 94
bentley 21
benes 21
ben seni seviyorum 69
bennet 26
benson 89
benton 317
benito 18
ben öldüm 53
bennett 94
bentley 21
benes 21
ben seni seviyorum 69
bennet 26
benson 89
benton 317
benito 18
ben öldüm 53
ben oldum 16
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
ben seni istiyorum 18
ben de seni seviyorum 508
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
bence 1190
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
ben seni istiyorum 18
ben de seni seviyorum 508
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
bence 1190