English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Beni

Beni Çeviri İspanyolca

609,872 parallel translation
Beni kontrol etmesine müsaade ettiğim için çok özür dilerim.
Siento haber dejado que ella me controle.
Dembe hakkındaki güvencelerine itimat etmediğim için beni affet... Çok derin bir şekilde yanlış değerlendirdiğin bir adam sonuçta.
Espero que me disculpes si no me consuela ninguna de tus afirmaciones sobre Dembe... un hombre al que has juzgado tan equivocadamente.
Siz Aram'ın yerini bulmaya odaklanıyorsunuz beni de Dembe'yi bulmak için rahat bırakıyorsunuz.
Vosotros centraos en localizar a Aram y dejadme libertad para encontrar a Dembe.
Lütfen, beni affet.
Por favor, perdóname.
Sanırım beni biriyle karıştırıyorsunuz.
Creo que me ha confundido con otra persona.
Haklıysan ve Sanctum Corporation beni sattıysa, o zaman beni kimse güvende tutamaz.
Si tiene razón y la Sanctum Corporation me ha fallado, entonces nadie puede mantenerme a salvo.
- Zuma, beni verem ediyorsun.
- Zuma, me estás matando.
Bay Reddington. Beni nasıl buldun?
Señor Reddington, ¿ cómo me ha encontrado?
Beni senin hakkında uyardı.
Me advirtió sobre ti.
İtirafçım... şimdi beni suçlu buldu.
Mi confesor... que ahora suspira por condenarme.
Giderim. Beni Kate'e götürecek.
Sí, él me conducirá hasta Kate.
Sana ulaşmak için beni öldüreceklerini söyledin, bu sesimi son duyuşunsa, seni ele vermediğimi bil.
Dijiste que me matarían para llegar a ti, si esta es la última vez que escuchas mi voz, quiero que sepas que no te he delatado.
Hera'nın beni bu görev için seçtiğine neden bu kadar şaşırdın?
¿ Por qué estás tan sorprendido porque me hayan elegido para esta misión?
Demek şimdi de beni görmezden geliyorsun?
¿ Oh, ahora me ignoras?
Onu bulduğumda, garip bir şekilde sessizdi fakat onun her zamanki gibi beni görmezden geldiğini düşündüm.
Cuando lo encontré, estaba extrañamente silencioso, pero pensé que simplemente me estaba ignorando, como de costumbre.
Lütfen, beni dinlemelisiniz.
Por favor, tenéis que escucharme.
Sonra arkamı döndüm ki bu beni tuvalete kadar takip etmiş!
¡ Me di la vuelta, y allí lo tenía, en el servicio!
Beni atmaya çalıştın!
¡ Has querido deshacerte de mí!
Hera, umarım beni affedebilirsin.
Hera, espero que me perdones.
Beni ona götür.
Me llevaste hasta él.
Fakat eğer ihtiyacım olana sahipsem holokronlar beni neden size gönderdi? Göndermediler.
¿ Pero si ya tenía lo que necesito, por qué los holocrones me han traído hasta usted?
Sakın beni fazla bekletme.
No me hagas esperar mucho.
Tüm kanatlar, proton bombalarınızı hazırlayın ve beni takip edin.
A todas las alas, armen las bombas de protón y síganme.
Bendu, beni dinle.
Bendu, óyeme. ¡ No!
Beni ilgilendirmez. Seni o rahatsız edici konuma getirdiğim için özür dilerim, özellikle Masha ile.
Siento haberte colocado en esa posición tan incómoda, especialmente con Masha.
Her iki taraf da beni takip ediyor.
Pasarán semanas antes de que pueda volver a por Masha.
Beni rahatsız etmiyor.
Pero eso era antes.
O psikopat, beni ararken kardeşimin çenesini kırdı.
Vale, coja esto y váyase.
Beni dinle. Annie benim ailemdi.
Sé lo que sentía por ti... lo que sentíais la una por la otra.
Beni, onunla senin aranda senin için ya da onun için hangisinin en iyi olduğuna karar verme durumuna sokarsan her seferinde Elizabeth'i seçeceğim.
Sí. Insistiría en ello. ¿ Hola?
Yardım çağırırsanız beni bulacak ve zarar verecek.
Me solidarizo, de verdad.
Fareli köyün kavalcısı gibi beni inandırdın.
Casi hiciste que la mataran y me traicionaste. No.
Beni işe aldığın zaman, senin yerine Elizabeth'i seçmemi söylemiştin.
Y por eso, me sacrificaste como a un perro viejo.
Shepherd beni çocukluğumdan beri izliyormuş.
Shepherd me ha estado observando desde que era un niño.
Pellington beni aradı eğer yakında Roman'dan işe yarar bilgi elde edemezsek CIA'e verilecek.
Pellington me llamó y si no empezamos a conseguir información procesable de Roman pronto, van a entregárselo a la CIA.
Ara beni.
Llámame.
Çıktığım herifin Sandstorm'la bağlantılı olabileceği konusunda beni uyardı.
Me advirtió de que tuviera cuidado de que el tío con el que estoy saliendo no tenga lazos con Sandstorm.
Ninem sürekli beni ne yapıp da bu hale getirdiğini bilmediğini söyler.
Mi abuela siempre dice que no sabe qué hizo para que yo me equivoque tanto.
Yani ya işe yarar olduğumu gösteririm ya da beni daha da kötü bir deliğe tıkarlar.
Así que o bien demuestro que soy útil, o me tiran en un agujero incluso peor.
Beni göreve çıkardığın için.
Sacarme al campo.
O odaya attılar beni!
¡ Me metieron en esa habitción!
Beni oraya attılar!
¡ Me metieron allí!
Kız kardeşini tekrar görmek istiyorsan beni dinle tamam mı?
Si quieres volver a ver a tu hermana, escúchame. ¿ Vale?
Beni aradığın için teşekkürler.
Gracias por llamarme.
Beni araştırmışsın.
Me has investigado.
Tamam, size söyleyeceğim ama lütfen beni yargılamayın.
Bien, te diré, pero por favor no me juzguen.
- Beni affedebilir misiniz?
- ¿ Podrán perdonarme?
Beni seviyor musun Nyanya?
Sí.
Beni duyabiliyor musun?
¿ Recuerdas el tiroteo?
Bunun için beni deli bir köpek gibi indirdin.
Pero en realidad, te estaba ayudando a convertirte en un monstruo.
Elizabeth'i güvende tutmaya yardım ettiğime beni ikna ettin.
No, Raymond.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]