English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Y ] / Ya senin ki

Ya senin ki Çeviri İspanyolca

406 parallel translation
- Ya senin ki?
- ¿ Y tú?
Ya senin ki?
¿ Y la tuya?
Güzel bir isim, ya senin ki?
Ése es un nombre bonito. ¿ Y tú?
- Ya senin ki?
- Tú también.
- Ya senin ki?
- ¿ Qué pasa contigo?
Kaç kişi senin kadar uzun yaşamıştır ki ihtiyar!
¡ Anciano, tú ya has disfrutado de tu larga vida!
Ne yazık ki akşam yemeğini yemiştik. Ancak senin için bir şeyler hazırlattım. Teşekkürler.
Ya hemos terminado de cenar pero he ordenado que le preparen algo.
Ne dersin? Dedin ki beyaz bir kadın burada, senin deyiminle, "sıkıntıya" gelemez.
Bueno, dijo que una mujer blanca no aguanta el espolón, como lo puso usted.
Senin ya da benim hayattan bekleyecek neyimiz var ki?
¿ Qué podemos esperar de Ia vida?
Ve oğlu dedi ki : "Baba, ben Tanrı'ya ve sana karşı günah işledim. Artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim."
El hijo dijo : "Padre, he pecado contra el cielo y contra ti... y ya no merezco ser llamado hijo tuyo".
Bunu biliyorum, ama elbette senin, Zeb, ama- -... ama Nate Tomkins düşündü ki- -
Sí, ya lo sé. Claro que es tuya, Zeb. Pero Nate Tomkins había pensado que...
Sorabilir miyim acaba, senin gizli tiksintin ya da bilinçaltı huzursuzluğun ya da her neyse, o neydi ki kasabanın her yerinde onunla evcilik oynadın? Kuğu dalışı yapıp, şey gibi davranmak- -
Y que saltases de un trampolín como si...
Bu gidişle ya Afrika'ya varamadan senin işin bitmiş olacak ya da yaşayacak ve Peterson'u yetkililere ihbar edeceksin ki bu da tüm planlarımı ve umutlarımı suya düşürecek.
Si esto sigue así, o te eliminarán antes de que lleguemos a África, o saldrás con vida y revelarás el plan a las autoridades, y eso será el fin de todas mis esperanzas.
Bir Vermont Otel hizmetçisinin geçimi konusunda senin ya da Phil'in... bir endişesi varsa ki olmasın.
Si tu y Phil estais preocupados por el bienestar de un cierto hostelero de Vermont, no hace falta.
"Senin bir ya da iki kadınla birlikte olmanı niye umursasın ki?"
"¿ Por qué va a importarle si tienes una o dos mujeres más?"
Dedim ki, June ve ben birlikte olmaya karar verdik. ve senin de bunu bilen ilk kişi olmanı istedim.
Digo que June y yo ya somos novios formales.
Ne yazık ki, işler pek iyi gitmedi, artık senin işin yok.
Las cosas no han ido nada bien, hemos cerrado la plantilla y ya hay más sitio.
Orada öylece durup Tanrı'ya isyan etmemek için kendimi tuttum ve kendi kendime dedim ki : "Senin hasta bir çocuğun var".
Me quedé allí, intentando no blasfemar y me dije : " Tienes un hijo enfermo...
Ama senin atomik cihaz dediğin alet, belli ki şu anda bu ülkede.
Pero el dispositivo atómico, según usted lo llama, naturalmente ya está en este país.
Artık hiç duygun kalmadı ki senin.
Ya no tienes ni sentimientos.
- Evet. Ya senin ki?
- Sí, ¿ y ustedes?
Tanrı'ya yemin ederim ki, Eleanor tam da senin kalemin. Biraz daha brendi?
- Me encantaría enfrentarte a Eleonora ¿ Más brandy?
Peki ya bir şala ne dersin? Senin sözün söz müdür ki. Sözlerin bir lanettir senin.
Tus juramentos son blasfemias y tu firma un despilfarro.
Bundan başka bir şey yok değil mi senin için? Zaten yeterince oğlun var. Daha fazlasını ne yapacaksın ki?
- Eso era lo único de lo creía que ya tenías bastantes.
Tanrıya şükret ki o serseri, senin gerçekten yahudi olduğunu bilmiyor.
¡ Debes darle gracias a tu Dios que aquella carroña sólo estaba adivinando!
Ama hiç şüphem yok ki senin adamların sana bunların hepsinden bahsetmiştir.
Pero estoy seguro de que sus pares ya le habrán contado esto.
Biliyorsun, gerçek şu ki senin varlığından bile haberdar değil iken bile senden nefret ediyor.
De hecho, aun sin saber que existes, ya te odia.
- Artık senin değil ki veresin.
- No puede dárselo, ya no es suyo.
Ve bir de bakarsın ki atıcıların yarısı senin gibi kasaba çocuğudur. Ya da şehirdeki kasaba çocuklarıdır.
La mitad de los lanzadores que enfrentas son campesinos como tú o campesinos de la ciudad.
Tanrı'ya şükürler olsun ki sen ölmeden önce ölmeme izin verdin. Senin Azize'n.
Debes saber, amor mío, que no te culpo de nada y que doy gracias a Dios por hacerme morir antes que a ti.
- Ama o tarihte ölmüş olacaksan senin için ne fark ettirebilir ki?
Pero para entonces tú habrás muerto. ¿ Qué te puede importar eso ya?
- Senin için sorun değil ki.
- Ya sé cómo.
Fakat zamanın bir noktasında seninle senin üstün, ve biliyorum ki, o sert biridir, bir tanıkla ortaya çıkmamda ısrar ediyor, size söz veriyorum bir tanık çıkaracağım.
pero si en un momento determinado, usted y su superior, y ya se que es un tipo duro, insisten en que presente una coartada,
Eğer karşılaştırmaya başlarsak bil ki senin yerinde olmak isterdim.
Ya que estamos comparando, yo quisiera estar en tus zapatos.
Senin tüm metalleri en saf altına dönüştürmen ki bu... ben saf ve aydınlatan bir peri... olduğum içindir.
Ya que yo soy puro, espíritu clarividente..... mediante el cual convertiré sus más preciados metales..... en el mejor oro.
Şu atla karşı karşıya geldiğinde kavga etmek isteyecek. Unutma ki bu senin kanında var. Onun icabına bakabilirsin!
Cuando te cruces con ese semental y quiera pelear, recuerda, tienes la sangre de tu parte, y puedes con él.
Madem ki meteliksiz kalacaksın senin için 12,50 dolar olsun.
Te lo dejo en doce y medio, ya que estás a punto de perder.
Biliyorsun ki Lydia, er ya da geç... bu beceriksizlik senin üzerinde ters etki yapmaya başlayacak..
Lydia, con el tiempo... esa incompetencia empezará a reflejarse en ti.
Benim en son istediğim şey, Hastings, senin duygularını incitmek. Er ya da geç anlaman gerekiyor ki, askeri zeka ile normal zeka arasında önemli bir fark var.
Hastings, lo ultimo que deseo es herir tus sentimientos, pero tienes que entender que existe una considerable diferencia entre inteligencia militar y la inteligencia normal.
Tanrı'ya şükür ki, senin gibi bir danışmanım var, Bladder.
Menos mal que os tengo para aconsejarme.
Ya onun hayatı ya da senin ki.
Ahora es su vida o la tuya
Anlarsın ya, yeni çatı, bilgisayarlar düşündük ki, senin de katılımınla...
Ya sabe, techo nuevo, computadoras... Pensamos que con su participación...
Ne zaman bir şey söyleyecek olsan, arkanı dönüyorsun ya da masanın altına giriyorsun ki ben de senin dudaklarını görmeyeyim.
Cada vez que dices algo, te vuelves... o te agachas bajo la mesa para que no pueda verte los labios.
Palermo'yu da terk et, ki senin gibi tiplerden kurtulalım.
Si quieres un consejo, ¡ Vete de Palermo, ya no pintas nada aquí...
Neden bir şey "ya hep ya hiç" oluyor ki senin için?
¿ Por qué tienes que ser tan radical?
Sana haftalar önce söyledim.Kırık kalça hafife alınacak birşey değil.Hele ki senin yaşında...
Ya te dije que una cadera fracturada no era cosa de risa.
Ya da diyelim ki hapisten yeni çıkmışsın adam öldürmekten girmiştin... Daha büyük bir suça karıştığını gizlemek için yapılan anlaşma gereğince cinayet gibi aslında, senin sorumlu olduğun cinayet gibi.
O si acaba de salir de la cárcel donde fue por homicidio por atropello sin premeditación un trato para evitar ser culpado de algo más grave del que, en efecto, era responsable.
Ancak burada ölümüne oynadığımızdan zaafının sonuçları çok korkunç olabilir. Ki hiç şüphesiz senin gibi biri bu sanıya kapılmayacaktır.
Fatal en cualquier partido pero en este torneo en especial, desastroso pues hay cosas importantes en juego que seguramente ya has inferido.
Ve bilmeni isterim ki bir şeye ihtiyacın olursa kendini kötü hissedersen ya da konuşmak istersen senin yanında olurum.
Y quiero que sepa que si alguna vez necesita algo, se siente mal por lo que sea o necesita hablar con alguien, yo estoy aquí.
Bu yıl senin için çok tehlikeli. Burda diyor ki 3 ilahi güç hala hayatta!
¡ Dice aquí que la "Trinidad" ya ha entrado en su vida!
Düşündüm ki senin kadar güzel birinin...
Oh! ... Por un momento pensé, ya sabes...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]