English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Y ] / Yalancılar

Yalancılar Çeviri İspanyolca

532 parallel translation
Yalancılar.
¡ Embusteros!
- Yalancılar?
- ¿ Mentirosos? - Puede ser.
Yalancıları sevmiyorum.
No me gustan los mentirosos.
Yalancısınız! Yalancılar!
¡ Son unas mentirosas!
Yalancılar!
¡ Mentirosas!
Yalancılar, yalancılar, yalancılar!
¡ Mentirosos, mentirosos! ¡ Mentirosos!
Ben zamanla bazı büyük yalancılar gördüm.
He visto a grandes mentirosos en mi vida.
Onlar da iki koca düzenbaz. Yalancılar.
Y también son unos mentirosos.
Gözleri birbirine yakın. Yalancıların gözleri hep öyledir.
Los que tienen los ojos juntos siempre son mentirosos.
Oğullarım yalancıları vurmaya tereddüt etmezler.
Mis muchachos les disparan a los mentirosos apenas los ven.
"Yalancılar Kulübü." Birisi göndermiş.
El chiste que alguien ha puesto en circulación.
Dürüstleri de, yalancıları da, aynı keyifle yerler.
Devoran a mentirosos y a hombres honestos por igual.
Yalanlar ve yalancılar!
¡ Mentiras y embusteros!
Senin yardımını istemiyorum. Yalanların da, yalancıların da topu cehenneme!
No quiero su mano. ¡ Al infierno con las mentiras y los mentirosos!
Yalancılar ve pahalı çingeneler.
- Fulanas mentirosas y caras.
Bu hırsızları ve yalancıları al ve buradan git diyorum. - Baş üstüne, efendim.
Coja a esa panda de ladrones y embusteros y sáquelos de aquí.
Yalancılar başarılı olamaz.
Los mentirosos no prosperan.
Hepimiz yalancı şahitlik yapmaya gidiyoruz. Bu, açıkca Allahın belası, yalancılar için yasal bir dildir.
Vamos a cometer perjurio, que en el lenguaje legal significa mentir.
Çocukların çifte yalancılar olduklarını mı?
¿ Que los niños son un par de mentirosos calculadores?
Yalancılar!
Sois unos mentirosos!
Yalancıların sonu mutlak ölümdür.
Quien viene a mí con engaños morirá.
Küçük yalancılar.
Extraordinario.
Bence iddia makamı, sahip olduğu kaypak, kahpe ve iki yüzlü yalancılar koleksiyonu için tebrik edilmeyi hakediyor.
Pero debemos felicitar a la acusación... por reunir a los mejores... y más deshonestos, traidores e hipócritas mentirosos.
İşe yaramaz yalancılar!
Mentiras inútiles.
Aynı zamanda, dünyanın en başarılı yalancılarından biri oldum.
Y además, me he convertido en uno de los mejores mentirosos del mundo.
Riyakarlar korkaklar ve yalancılar.
Falsos... cobardes y mentirosos.
Tanrı, yalancılar ve hırsızlardan yana olmadığı için korkuyorsunuz.
Y tenéis miedo porque Dios no cuida de los mentirosos y los ladrones.
Yalancılar.
¡ Mentirosos!
- Yalancılar hep öyle başlar.
- Los mentirosos siempre dicen eso.
Sadakatsizler ve yalancılar!
Desleales.
Kahrolası bir yalancılar grubu. Haydi! Herkes!
Vamos, salgan todos.
Sayın Yargıç, kariyerim boyunca, mahkemede böyle bir iğrençlik hiç duymadım! - Asla burada duruşmada olmadınız ve saçmalayan, hükümet tarafından para yedirilen yalancıları dinlemek zorunda kalmadınız.
Señoría, en toda mi carrera no he escuchado tantas obscenidades... y obligado a permanecer sentado mientras que mentirosos... pagados por el Gobierno cuentan cualquier cosa.
Yalancılar aptal, tüm dürüst insanları asacak kadar çoklar.
Los traidores son tontos, pues son bastantes para ahorcar a los honestos.
Hapisten çıktığınız için değil, yalancıları hiç sevmem.
No lo hago porque habéis estado en la cárcel, odio a los mentirosos.
Yalancılar.
Sois unas mentirosas.
Hayır, biz profesyonel yalancılar doğruya hizmet ederiz.
No, lo que nosotros, los profesionales de la mentira, queremos servir es a la verdad.
Oh, koca yalancılar.
- Qué mentirosos.
Peki ben sana,'eğer yalancılar köyünden geliyorsan, doğrucular köyü olarak nereyi gösterirdin'diye sorsam?
"Si fueras del otro pueblo... ¿ responderías'no'si te preguntara... si eres del pueblo de los que mienten?"
Yalancılar, parfüm gibi!
¡ Qué bien huelen! ¡ Los trajes están perfumados!
Eğer bize lanet olası yalancılar demeye başlarlarsa savunmaya geçme zamanı gelmiştir.
Si empiezan a llamarnos mentirosos, tendremos que estar preparados.
Yalancılar sonsuza dek cehennemde çürür.
Los mentirosos arderan en el infierno...
" Formosa'yı savunduğumuz takdirde Asya kıtasından uzaklaşacağımızı savunan Pasifik'teki taviz ve yenilgi yanlıları en büyük yalancılardır.
"No hay nada más falaz que el argumento trillado... " de quienes defienden la contemporización y el derrotismo en el Pacífico... de que si defendemos Formosa, nos enemistamos con Asia continental ".
Yalancılar!
¡ Mentiras!
O küçük yalancılar.
Esas basuras.
Yalancılar, sizin Allah'tan korkunuz yok!
- ¡ Deshonestos! ¡ Sin temor de Dios!
Yalancılar, konuşun! Yalancılar!
Mentirosos, díganos. ¡ Mentiras!
Strand kasabasının bu saygın insanlarını tanık kürsüsüne bir şey kanıtlasınlar diye çıkarmadım sayın jüri üyeleri. Ama onlar gerçeği, yalnızca gerçeği söyleyeceklerine dair ettikleri yemine rağmen yalancı olduklarını kanıtladılar!
No llamé a estos ciudadanos de Strand al banquillo para probar nada, Su Señoría y señoras y señores del jurado excepto que bajo juramento de decir la verdad y sólo la verdad con la ayuda de Dios.
Ama gerçeğe ihanetleri cezasız kalmayacak. Ben de birazdan ortaya koyacağım ve davalıların 22'sinin birden hapishaneyi basıp Joseph Wilson'ı yakarak linç ettiklerini gösteren kanıtı onların yalancılıktan yargılanması için de kullanacağım!
Y para que su desacato al juramento no quede sin castigo pido su acusación por perjurio en la misma evidencia que, en un minuto probará la identidad de los acusados entre los 22 miembros activos de la turba que destruyeron y quemaron la cárcel y lincharon a Wilson.
Amerikalılar yalancı. Onlara güvenme.
Los americanos mienten.
Sizi yalancılar.
- Mentirosos.
- Yalancı tanıklığa teşvikten aldılar içeri.
- Lo atraparon por incitación al perjurio.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]