English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Y ] / Yürüyüşe çıktım

Yürüyüşe çıktım Çeviri İspanyolca

233 parallel translation
Ben de Tokiko ile yürüyüşe çıktım.
He dado un paseo con Tokiko.
- Hayır. Ben yürüyüşe çıktım. Buradan geçiyordum.
No se lo he dicho a nadie, salí a dar un paseo y por casualidad pasé por aquí.
Yürüyüşe çıktım sadece.
Salí a dar un paseo, eso es todo.
- Yürüyüşe çıktım.
- Fui a dar un paseo.
- Yürüyüşe çıktım.
- Salí a dar un paseo.
- Yürüyüşe çıktım.
- Salí a caminar.
Alıp başımı yürüyüşe çıktım yine de sana rastlamayı ummuyor değildim.
Yo también fui a dar un paseo, aunque esperaba encontrarte.
Yürüyüşe çıktım. Eğer beni terk ederse neler olabileceğini düşünmeye başladım.
Me fui a caminar y pensé qué pasaría si ella me dejara.
Uyuyamadım. Uzun bir yürüyüşe çıktım.
No tenía sueño y salí a pasear.
- Yürüyüşe çıktım.
- A dar un paseo.
Hava o kadar güzeldi ki, erken kalkıp bahçede yürüyüşe çıktım.
Es un lindo día, por lo que me levanté temprano para caminar por el jardín.
Yürüyüşe çıktım. Sakıncası mı var?
Fui a caminar. ¿ Te importa?
O dehşete düştüğüm gün geldiğinde Elsa ile son bir kez yürüyüşe çıktım.
Cuando llegó el día que yo temía salí a dar un último paseo con Elsa.
Uzun bir yürüyüşe çıktım.
Yo me fui a caminar.
-... yürüyüşe çıktım.
Fui a dar un paseo
Ormana yürüyüşe çıktım ve bir dere kenarına oturup bileğimi kestim.
Me interné en los bosques, me senté junto a un arroyo y me corté las venas.
Sonra Ljupce'la Mira arabada kaldı... ve ben diğer kızla, Violeta'yla yürüyüşe çıktım.
Y entonces Ljupce y Mira se quedaron en el coche, y yo fui a dar un paseo con la otra, Violeta.
Yürüyüşe çıktım.
Me fui a dar una vuelta.
Dün gece bir yürüyüşe çıktım.
Fui a dar un paseo ayer por la noche.
Uyuyamadım ben de yürüyüşe çıktım, sonra...
No podía dormir y he ido a pasear.
Yürüyüşe çıktım sadece.
Sólo vengo de una excursión.
Sadece yürüyüşe çıktım.
Fui a dar un paseo.
Yürüyüşe çıktım ve sana rastladım.
Iba de paseo y me encontré con Ud.
Yürüyüşe çıktım.
caminaba un poco.
- "Bir gece ben çok fazla Tofu yedim ve sonra yürüyüşe çıktım." - "Evet harika, hım, her neyse.."
- Bueno, una noche comí mucho tofu y salí a correr...
Yürüyüşe çıktım.
Fui a caminar.
Uyuyamadım ben de bir yürüyüşe çıktım.
No podía dormir así que salí a dar una vuelta.
Sadece, ee, öylesine yürüyüşe çıktım.
Sólo salí a correr un poco, ya sabe.
Sonra annem biraz uzanmak için otele gitti, ben de başkentimizi gezmek için yürüyüşe çıktım.
Después, mamá fue a descansar al hotel y yo fui a visitar la capital.
Sonra yürüyüşe çıktım.
Y luego me fui a pasear.
Geçen gece çekice ihtiyacım oldu ve mahallede yürüyüşe çıktım.
Necesitaba comprar un martillo y salí a pasear por el barrio.
Yürüyüşe çıktım. SıkıIdım.
Paseando, me aburría...
Uzun bir yürüyüşe çıktım ve bana olduğuna.. inandığım şeylerde hatalı davranmış olabileceğimi yeniden düşündüm.
Acabo de regresar de una larga caminata y he reconsiderado que tal vez me haya equivocado sobre lo que creía me sucedió.
Sadece yürüyüşe çıktım.
Sólo he salido a pasear.
"Comédie Française" a doğru yürüyüşe çıktım.
Fui a dar un paseo a la Comédie Française
- Yürüyüşe çıktım.
- Fui a caminar.
- Yürüyüşe çıkıyorum. Bundan fazlasıyla bıktım.
Estoy harto de esto.
Yürüyüşe çıktım.
Fui a dar un paseo.
- Yürüyüşe çıktığımı söylersin.
- Dile que he ido a dar un paseo.
Sanırım, Teğmen Clark'la yürüyüşe çıktı.
Se fue a pasear, creo, con el Teniente Clark.
Yürüyüşe çıktığımız zamanları hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas los paseos que dábamos?
Hayır, ben yürüyüşe çıktım.
- ¿ Tú también? Yo, no.
Yürüyüşe çıktım.
A pasear por la calle.
Biraz yürüyüşe bile çıktık ve bu benim için büyük bir olay özellikle de uzun süredir dışarı çıkmadığım düşünülürse.
Para mi ha sido maravilloso, pues hacia tiempo que no salía.
Uyanıp kumsalda yürüyüşe çıktığımızda, kumlar ıpıslak olurdu.
Por la mañana, la arena estaba mojada.
Uzun bir yürüyüşe çıktığımı söyleyelim olur mu?
Digamos que tomé un largo paseo, ¿ sí?
Hatta sabah erkenden kalkıp bahçede yürüyüşe bile çıktım.
En realidad, me levanté temprano esta mañana, a dar un paseo por el jardín.
Bir yürüyüşe çıktığımızda her yeri gösterip "ah, ah" diyordu.
Así que al pasear señala a todas partes diciendo "ay, ay, ay".
- Dedesiyle yürüyüşe çıktı. Bu sabah eski albümlere baktım ve Frederick'in yaşlarındayken çekilmiş fotoğraflarımızı buldum.
Estuve viendo viejos álbumes esta mañana y encontré fotos nuestras de cuando teníamos la edad de Frederick.
Güney Boston sokaklarında ay ışığında yürüyüşe çıktığını mı? Doğa yürüyüşü mü?
Sr. Shore, le garantizo que no soy ese tipo de abogado
Sana yürüyüşe çıktığımı söyledim, sarhoştum...
Te dije, fui a caminar. Estaba... estaba ebrio.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]