English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Ç ] / Çikolata mı

Çikolata mı Çeviri İspanyolca

948 parallel translation
Rosina, çikolata mı istersin, şeker mi?
Rosina, ¿ quieres una chocolatina o un caramelo?
- Çikolata mı? Harikulade.
- ¿ Chocolate?
- Çikolata mı?
- ¿ Chocolate?
Çikolata mı?
¿ Ese es chocolate?
- Çikolata mı?
- ¿ El chocolate?
Nedir bu, bir kutu çikolata mı?
¿ Qué es esto, una caja de bombones?
Chieftain tankları mı, çikolata mı, aromalı kaputlar mı?
¿ Tanques, chocolatinas, condones?
Çikolata alır mısınız?
¿ Tomará chocolate?
Öyle yaptığını anladım canım, eve çikolata ve çiçekle geldiğinde.
Cariño, lo supe cuando te vi con los bombones y las flores.
Yerinde olsam bir sıcak çikolata içer yatardım.
Si fuera usted, tomaría una taza de cacao y me iría a la cama.
Hadi bakalım. Annenize bir kutu çikolata götürün!
Llévele una caja de bombones a su madre.
Sonra birkaç tane fındıklı çikolata aldım... ve ofisine gidip bütün akşamüstü dışarıda bekledim.
Compré chocolatinas con frutos secos, salí de su oficina y estuve esperando toda la tarde.
Layton, bayat bir çikolata parçası kaldı mı sende?
Layton, ¿ no tienes una barra de chocolate vieja, no?
Bir çikolata almaz mısınız?
¿ Me acepta un bombòn?
Peksimet, çikolata, ekmek ve tıbbi gereçler getir. Ama her şeyden önemlisi, Ruhmkorf lambaları var mıymış öğren.
También galletas, carne salada, chocolate y el botiquín necesario, pero sobre todo pregunta si tienen lámparas de Ruhmkorff.
Biraz daha çikolata şurubu lazım, Bay Wilson.
Vamos a necesitar mas jarabe de chocolate, Sr. Wilson.
İbranice kursun Mount Vernon'a gidebilsin diye kaç çikolata almıştım?
¿ Cuántos chocolates compré para que tu escuela hebrea pudiera ir a Mount Vernon?
Kasım ayı, sıcak çikolata ve küçük bir çocuk yüzü görüntüsü yalnızca vakar kusuru olan.
Mes de Noviembre, chocolate caliente,... y una pequeña aparición del rostro de una niña,... imperfecto solo en su solemnidad.
Umarım çikolata soslu, tavuklu pilav seviyorsundur.
Espero que te guste el pollo con azafrán y el arroz con salsa de chocolate.
Bir çikolata almaz mısın?
¿ Quiere un bombón?
- Anjelik! - Ne yapışkan bir karışım! herkesin hoşlandığı bir çikolata nasıl yapılabilir.
Qué pringoso. ¿ Cómo puede gustarle a alguien el chocolate?
Kazanan çikolata alır. Hazır mıyız?
El ganador se lleva una barra de chocolate. ¿ Listos?
Sigara ve çikolata alacağım.
Cigarrillos y barras de chocolate.
Bir fincan sıcak çikolata yapacağım. Bana mı? - Sana da yaparım.
- Y te haré una taza de chocolate caliente - para mí?
Buzlu çikolata yapacağım. Sen çikolata sever miydin?
Creo que voy a hacer un pastel de chocolate. ¿ Te gusta el chocolate?
Eğer önemli seçimlerimiz bir çikolata kutusu gibi örnek olarak toplansaydı, o zaman kararlarımız anlamını yitirirdi.
Si nuestras preferencias realmente importantes pudiesen ser probadas, como una caja de bombones nuestras decisiones perderían su significado. ¿ Qué estaría en juego?
Yarım tablet çikolata.
Media barra de chocolate.
Fannie Farmer'da çikolata satmalıyım.
Debería estar vendiendo chocolate en Fannie Farmer.
- Çikolata alır mıydınız?
¿ Chocolate, caballero?
Gel, sana sıcak çikolata yapayım.
Te prepararé chocolate.
- Sıcak çikolata alır mısın?
- ¿ Quiere un chocolate?
Sanırım biraz çikolata var.
Creo que tengo un poco de chocolate por ahí.
- Domuz sarması ve çikolata pudingli tartlar yapacağım.
- Ajá. - Vamos a tomar cerdos en manta y tarta de pudín de chocolate.
Benim de canım çikolata çekmişti.
Gracias. Me gustaría un bombón.
Bir tane çikolata alıyorum, tamam mı?
Me llevo un chocolate.
Çikolata da alalım!
Bien.
Çikolata taşıyacağını mı düşünmüştün?
¿ Qué penso que llevaba? ¿ Barras de chocolate?
Çikolata kaplı dondurman var mı?
¿ Helado de chocolate?
İsviçre, sadece guguklu saat, çikolata ve kol saati demek değildir. Orada, çaldığım pek çok tarihi eser var...
Charlie, en Suiza no hay sólo relojes de cúcú, bombones, y relojes de pulsera.
Çikolata şurubu, gazoz ve biraz süt karışımı yapar ve içerdik. Çok lezzetliydi.
Teníamos natillas de huevo con chocolate, selz y leche te lo bebías y estaba delicioso.
Size karşı kırgınlığım olmadığını göstermem için... benimle sıcak çikolata ve pasta yemeye gelir misiniz?
Y para mostrar que no estoy resentido ¿ aceptarían un chocolate caliente con pasteles?
Ucuz bir dükkanda durur, sana bir kutu çikolata kaplı kiraz alırım.
Ahora mismo voy a comprarte una caja de bombones.
Sanırım Lana'ya on kiloluk çikolata alacağım. - Ne diyorsun?
Creo quele comprare a Lana 5 kilos de chocolate, żqué te parece?
Ve sonra ormandan topladığımız yabanmersinleri, birisinin almak için çok uzağa gittiği çikolata, ahududu ve tavşan yahnisi ile büyük bir ziyafet verdik.
Y luego hicimos una gran fiesta con arándanos, chocolate que alguien había ido a comprar, sopa de frambuesa y estofado de conejo.
Pazara uğradım, sana çikolata aldım.
Pasé por el mercado de los agricultores y te compré dulces.
Tatlı Çikolata'yı tanır mısınız?
- ¿ Conocéis a Sweet Chocolate?
"Yardım et Çikolata!" dedim. "Hayalarım tutuştu!"
Y dije : " Chocolate, ayúdame.
Adım Kör Çikolata Kafa.
Mi nombre es Blind Melon Chitlins.
Neredeyse bir çikolata firmasının reklamında oynayacaktım ama sonra dişlerim nedeniyle beni seçmediler.
Una vez estuve a punto, para el chocolate Vodor, pero cuando vieron mis dientes...
Bu sabahki yaptığım ölçümlere göre bu çikolata 7 metre civarında olur.
De acuerdo a las muestras de esta mañana seria un Twenky de 10 metros y 300 kg.
- Teşekkür ederim ama... - Tatlı Linda'm için tatlı çikolata.
Bueno, gracias, pero estoy Sweet chocolates para mi dulce Linda.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]