Çok mantıksız Çeviri İspanyolca
702 parallel translation
Çok mantıksız konuşuyorsun.
No eres nada razonable.
Çok mantıksız davranıyorsunuz.
No estáis siendo muy razonables.
- Bu çok mantıksız.
Eso no tiene sentido.
Çok mantıksız konuşuyorsun.
Estas hablando de un modo imprudente.
Biliyorum, ama bu çok mantıksız geliyor. Sen de...
Ya sé, pero no me parece irrazonable si...
Bu çok mantıksız!
¡ Es increíble!
- Durun dostlarım, bu çok mantıksız!
- Esto no tiene sentido.
Bu çok mantıksız. Nasıl mutlu olabilirim ki?
¿ Cómo voy a estar contento?
Gerçekten çok mantıksız davranıyor. O yüzden buraya geldim.
No podía aguantarla más y huí.
Hayır, bu çok mantıksız ahbap, bir işe yaramaz.
Hey, deja de hacerlo y vamos a dejar de hacerlo. Yo no renunciaré hasta que dejen las armas lejos de ustedes.
Bu çok mantıksız.
No es lógico, no lo es.
Söylediği çok mantıksız değil.
Lo que dijo no es tan ilógico.
Çok mantıksız.
Tonterías, muchacha.
Bana otların arasında koşup durmak çok mantıksız geliyor, tasarruf etmek yerine enerji harcaması.
Para mí es ilógico corretear por la hierba, gastar energía en vez de ahorrarla.
- Tepkin daha çok mantıksız.
Su reacción altamente emocional es muy ilógica.
Çok mantıksız bir tepki.
Una reacción ilógica.
Çok mantıksız.
Muy ilógico.
Bu çok mantıksız bir davranış biçimi.
Es una actitud muy ilógica.
Bu çok mantıksız.
No tiene sentido.
Doktor, kararın çok mantıksız.
Es una decisión ilógica, doctor.
Bu çok mantıksız Herbert.
Eso no es probable, Herbert.
- Ama, bu çok mantıksız olur.
- Pero es absurdo.
Çölün ortasında oturmak çok mantıksız, adamları içki içerken izlemek.
Es ridículo estar en medio del desierto mirando cómo beben.
Çok mantıksız.
- No seas absurda.
Her durumda da Bilgisayar'ın tahmin yürütmesi... çok mantıksız olurdu.
En ambos casos la computadora no es tan irracional como para adivinar.
Yaptığım şeyi düşününce çok mantıksız geliyor.
Pienso en lo que hice y sé que fue absurdo.
Bu çok mantıksız.
No es nada razonable.
- Aksine, çok mantıksız.
- Por el contrario, muy ilógico.
Düşmanı yemek ise çok mantıksız!
Lo que no tiene ningún sentido.
Niye böyle düşünüyorum bilmiyorum. Bu çok mantıksız, ama böyle düşünüyorum.
No sé por qué lo creo, desafiando toda racionalidad, pero lo creo.
Bunun çok mantıksız olduğunu düşünmüyorsunuz değil mi?
no cree zinatun nesa locura imprudente?
Natalie, bu çok mantıksız.
Natalie, es irracional.
Bu çok mantıksız.
Esto no tiene sentido.
- Çok mantıksız.
- Se ha vuelto loca.
- Çok mantıksız.
- No tiene sentido lo que dicen.
Çok ilginç bir hikaye. Ama çok mantıksız.
Es una historia muy interesante, pero no tiene ni pies ni cabeza.
Bu çok mantıksız ama o kadar az adamla ne yapabilir ki?
Sólo tiene su guardia.
Bu sadece... Çok mantıksız davranıyorsun.
No es lo único- ¿ Quien lo dice?
- Bu çok mantıksız. ... üç farklı erkekle evlendi.
Con 3 nombres distintos, se casó con 3 hombres distintos.
Bu çok mantıksız ama.
No, eso no tiene ningún sentido.
- Çok çok fena aptalca, gereksiz acemice, mantıksız ve -
Un hábito muy, muy malo y perverso... y estúpido e inútil... e inmaduro y nada práctico...
Çok mantıksız.
No tiene sentido.
- Sen mantıksız davranmıyor musun? Şef Ouray ile çok samimi ve her zaman onun tarafında olman.
Se puede ser tan amable ser amigo del jefe Ouray, siendo que...
Bugünlerde mantıksız olay çok.
Hay tantas cosas absurdas... ¡ Dios!
Mantıksız davrandığımın farkındayım... ama düşündüğümden çok daha profesyonelsiniz.
Sé que no soy razonable, pero es más profesional de lo que pensaba.
Senatör, Başkan'ın yaptığı iş, size göre çok mu mantıksız yani?
¿ Considera insensata la postura del presidente?
Genelkurmay Başkanı Scott çok duygusal, mantıksız fanatiğin teki olsa bile, düşmanımız değil.
Scott, el Estado Mayor... hasta los lunáticos sensibles no son el enemigo.
Ben de size çok sabırlı davrandım Bayan Wright, ve gerçekten, bu mantıksız teoriler için daha fazla zaman yok.
He sido muy paciente con usted, Srta. Wright, y realmente, no hay tiempo para estas teorías absurdas.
Bu çok tatmin edici, bir yığın mantıksız adamın olduğu bir gemiden bana daha çok ihtiyaç duyulan başka yer yoktur.
Me resulta muy satisfactorio, porque en ningún otro lugar se me necesita más que en una nave cargada de ilógicos humanos.
Olanlar hakkındaki mantıksız yaklaşımınız üzerine çok kafa yordum.
He reflexionado mucho acerca de su manera tan poco lógica de ver las cosas.
Çok mantıksız davrandım.
Solía ser demasiado irracional.
mantıksız 44
çok memnun oldum 229
çok mutlu oldum 39
çok mutluyum 368
çok mutlu 51
çok merak ettim 29
çok merak ediyorum 37
çok mu komik 18
çok makbule geçti 20
çok memnun olurum 68
çok memnun oldum 229
çok mutlu oldum 39
çok mutluyum 368
çok mutlu 51
çok merak ettim 29
çok merak ediyorum 37
çok mu komik 18
çok makbule geçti 20
çok memnun olurum 68