English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Anlamadınız

Anlamadınız Çeviri Fransızca

747 parallel translation
Lütfen, anlamadınız.
Mlle Bacon!
- Anlamadınız mı?
Vous pigez plus vite, d'ordinaire!
Korkarım anlamadınız.
Vous ne comprenez pas.
Pek anlamadınız galiba, Doktor.
Vous ne comprenez pas bien, docteur.
Galiba anlamadınız.
Vous n'avez pas compris?
Ama anlamadınız.
Vous ne comprenez pas.
- Anlamadınız mı hâlâ?
- Pas compris?
- Doktor, anlamadınız mı?
- Vous ne comprenez pas?
Anlamadınız galiba efendim.
Vous n'avez pas l'air de comprendre, monsieur.
Anlamadınız mı?
Vous comprenez?
- Ne dediğimi anlamadınız mı?
- Vous ne comprenez pas.
O adamın etrafı karanlıkla çevriliydi hala anlamadınız mı?
Tu n'as toujours pas compris que l'homme est entouré par les ténèbres?
- Ne söylediğimi anlamadınız ha. Bu iyi.
Vous ne le comprenez pas non plus?
Beni anlamadınız galiba.
Vous ne m'avez pas compris.
Bayan Rogers, anlamadınız herhâlde, sizi yardakçı olarak kullanacaktım.
Vous ne m'avez peut-être pas compris. J'avais juste besoin de vous.
Anlamadınız mı?
Vous ne voyez pas ce qu'il fait?
Bedeker, size söylemeye çalıştığım şeyi anlamadınız mı?
Vous comprenez ce que je vous dis?
Hayır, hayır. Anlamadınız.
Non, vous ne comprenez pas.
Belki de anlamadınız.
Vous n'avez pas compris.
Bayan McLintock, umarım yanlış anlamadınız.
Mme McLintock, j'espère que vous ne vous méprendrez pas.
Bayan Saki söylediklerimi anlamadınız galiba?
Mlle Saki... vous ne comprenez donc pas ce que je vous dis?
Neyi anlamadınız?
Qu'est-ce que vous ne comprenez pas?
- Bu bana yardım değil. Anlamadınız mı?
- Il ne s'agit pas de moi, comprenez-le bien.
Hiç anlamadınız onu!
Vous ne l'avez jamais compris.
Sanırım anlamadınız.
Je me suis mal fait comprendre.
Bayan belki de anlamadınız.
Madame, vous ne comprenez pas.
- Onu ne yapacaksınız? - Anlamadım.
Que lui voulez-vous?
Bize neden bu kadar ilgi gösterdiğini anlamadığınızı söylemiştiniz.
Beaumont!
Ne demeye çalıştığınızı, anlamadım memur bey Şey, bak :
Je ne comprends pas, M. L'agent.
Bayan Merlyn, durumumuzu anlamadığınızı düşünüyorum.
Mme Merlyn, je crois que vous êtes mal informée vous ne connaissez pas la situation.
Yanlış anlamadıysam adınız Desportes değil?
Dois-je comprendre que votre nom n'est pas Desportes?
Sanırım seçme şansımız yok. Anlamadım?
Nous n'avons pas le choix, je le crains.
Anlamadım, ansızın canlandı ve üzerime doğru geldi.
Tout à coup, elle était vivante et venait vers moi.
Bence yaptıklarında bir kötülük yok... yalnız anlamadığım bir şey var.
Tu n'es pas mauvais, mais je ne te comprends pas.
Çocuklarımızın, bizim ikimizin dini tıpatıp aynı şekilde anlamadığımız için çekmemesi gerektiğini düşündüm.
Les enfants ne doivent pas souffrir de nos différends sur les questions religieuses.
Anlamadım ki? Siz yanlış bir şey yapmadınız.
Je ne comprends pas, si vous n'avez rien fait de mal.
Anlamadığım konu şu, neden böyle bir anda heyecanlandınız?
Quel est votre problème, au juste?
- Zaten hiçbir şeyi anlamadınız.
- Pointez!
Adamınız herhalde anlamadı, çünkü Sara gemiyi kaçırdı.
Il n'a pas dû bien comprendre, parce qu'elle ne l'a pas fait.
Leydi, sizin onun ne istediğini anlamadığınızı söylüyor.
Il dit que vous ne comprenez pas ce qu'il veut.
- Sanırım sizi anlamadım. - Bence anladınız.
- Je ne vois pas ce que vous voulez dire.
Anlamadığınız şu ; şimdi bir an önce harekete geçmek zorunda.
Mais maintenant, il se sentira pousse a agir sans delai.
Hâlâ kim olduğumu anlamadıysanız şu ana kadar gördüğüm en mankafa adamsınız demektir.
Si vous ne comprenez pas qui je suis, vous êtes le plus obtus de tous!
Belki bunu mahsus yaptığını anlamadığımızı sanıyordur... ama biz kaçın kurasıyız, değil mi, Avukat?
Peut-être qu'elle croit qu'on ne sait pas qu'elle le fait exprès... mais on le sait, n'est-ce pas, Maître?
Hala anlamadınız mı?
Les troupes de Kikui sont massées juste â côté.
Hiçbir şeyi anlamadığınızı görüyorum.
Je vois que personne ne comprend rien ici.
Çocukları hiç anlamadığınız aşikâr.
Je vois bien que vous ne connaissez rien aux enfants.
Kızınızı çok seviyorum. Defalarca anlattım ama anlamadı... - Neyi anlamadım?
Je lui dirai que j'aime sa fille et que voulais... que je voulais l'embrasser.
Yanlış anlamadıysam Sayın Profesör çalışmalarınız Profesör Marchard'ın çalışmalarını tamamlıyor
Je vous en prie. - Si j'ai bien compris, vos travaux étaient complémentaires de ceux du professeur Marchand?
Anlamadınız.
Ah bon...
Şey, sanırım öncelikle onları okumanız daha iyi olur... anlamadığınız bir şey olursa, açıklamaya çalışırım.
Je vous conseille de les lire et si un détail vous échappe, je vous expliquerai.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]