Anlamıyorlar Çeviri Fransızca
557 parallel translation
Neden anlamıyorlar bunu?
Pourquoi ne leur dit-on pas?
Bu insanlar pek işten anlamıyorlar.
Ces gens n'ont aucun sens des affaires, comme d'habitude.
Kocaları kadınlarla gönül eğlendiren pek çok kadın bunun nedenini hiç anlamıyorlar.
Merci de comprendre... les raisons de ma conduite.
Köpeğimiz o merdivenlerden yukarı çıkmak istemediğinde bunun manasını kavrayamamamızı anlamıyorlar.
Et nous n'avons pas compris le refus du chien de monter à l'étage.
Anlamıyorlar.
Ils ne comprennent pas.
Tek istediğimin başkaları gibi muamele görmek olduğunu neden anlamıyorlar?
Ils comprennent pas que je veux qu'on me traite normalement.
Aferin. Gördün mü? Bir şeyden anlamıyorlar.
Ils n'y comprendront jamais rien.
Bu aşık kızlar, hiçbir zaman namussuzca dürüstlük taslamaları yerine samimiyetle yalancı olmaları gerektiğini anlamıyorlar.
Ces amoureuses ne réalisent jamais qu'elles devraient être honnêtement malhonnêtes au lieu d'être malhonnêtement honnêtes.
Navajoca anlamıyorlar. Onlara bağlan.
C'est l'lndien qui transmet.
Neden anlamıyorlar?
Ils doivent venir ici!
Hayatı önemsemiyor olabilirler çünkü hayatın değerini anlamıyorlar.
La vie, ils la gaspillent, car ils en ignorent la valeur.
Hay aksi! Kendi dillerini bile anlamıyorlar.
Imbéciles, ils ne comprennent pas leur propre langue!
Beni anlamıyorlar işte.
Dis donc.
Söylediğimi anlamıyorlar ve hemen hasta olduğuma inanıyorlar.
Ils me croiraient malade.
Onların iyiliği için yaptığımı neden anlamıyorlar!
Ils ne comprennent pas que c'est pour leur bien.
Modern silahların kapasitesini anlamıyorlar!
Ils ne comprennent pas les armes modernes!
Çünkü anlamıyorlar.
Parce qu'il ne comprend pas.
Anlamıyorlar mı?
Ils ne comprennent donc rien?
Anlamıyorlar. Anlamak istediklerinden de emin değilim.
Ils ne comprennent pas et je les soupçonne de ne pas chercher.
İşe alanlar da anlamıyorlar.
Et les gars qui sont à l'embauche non plus.
Hala babalarının nasıl bir adam olduğunu anlamıyorlar.
Ils n'ont pas encore compris que leur père est un raté.
Barbarlar, sanatımdan anlamıyorlar ki.
Barbares! Ils ne comprennent rien à mon art.
Anlamıyorlar ki herne kadar Le Chiffre benimkinden hızlı bir arabası olduğunu düşünse de,
Ils ne savent pas que, bien que Le Chiffre croie que sa voiture est plus rapide,
Ama anlaşılan nasihatten anlamıyorlar
Toi qui t'attaques aux Soviétiques
Buranın kışla olduğunu anlamıyorlar, Bana ordunun posası veriliyor.
C'est un poste de garnison : On ne me donne que la lie de l'armée.
Amacımız, burada bize karşı çıkanlar tarafından kirletilemez, bizi anlamıyorlar bile.
Nous ne nous laisserons pas décourager par ceux qui réprouvent, qui ne comprennent pas.
Ama İngiliz subaylar benim metodlarımı anlamıyorlar, efendim.
Il ne connaît pas nos méthodes.
Anlamıyorlar mı?
Ils devraient.
Bu ülkede neler olduğunu anlamıyorlar
Ils ne comprennent pas qu'il y a état d'urgence.
Beni anlamıyorlar.
Ils ne me comprennent pas.
Yanılıyorlar. Meseleyi anlamıyorlar.
Parce qu'ils ne connaissent pas le problème
Hiçbir şey anlamıyorlar.
Quoi que je dise, ils ne me croiront pas.
Şimdilerde büyüyen çocukların olmadığın için şanslısın. Çocuğu olmayan insanlar ne kadar şanslı olduklarını anlamıyorlar.
Les gens qui n'ont pas d'enfants ne connaissent pas leur chance.
Anlamıyorlar.
Les gens ne comprennent pas ça.
İnsanlar, yüzlerce çeşit ringa balığı olduğunu anlamıyorlar. Her birinin kendine ait ilginç hikâyesi vardır.
Les gens ne comprennent pas qu'il y a des centaines de types de hareng, chacun avec une histoire fascinante.
* Kafiyemi kuruyorum ve şarkımı söylüyorum * * Hâlâ anlamıyorlar ama *
Alors j'écris des vers et je chante mes chansons, pourtant personne ne comprend...
Seni anlamıyorlar.
Je ne te comprends pas.
Anneler hiç insanın halinden anlamıyorlar.
Les mères ne comprennent pas notre vie.
Ata binerken bu teferruatla nasıl uğraşıyorlar hiç anlamıyorum.
Comment ils manient ça et montent à cheval en même temps, ça me dépasse.
Anlamıyor musun? Onu tanıyorlar.
Il est trop connu.
Neden bu kadar yaygara çıkarıyorlar anlamıyorum.
Pourquoi en font-ils toute une histoire?
Niçin sondaj makinesi kullanıyorlar anlamıyorum.
Je ne sais pas pourquoi ils doivent utiliser une foreuse
İnsanlar nasıl şüphelenmiyor anlamıyorum. Böyle şeyler olduğuna inanmıyorlar.
Les gens ne croient jamais que de telles choses existent.
Bunun tek bir anlamı olabilir... Bombalarını ilerleyen tankları için saklıyorlar.
Ce qui veut dire qu'ils dégagent la route pour leurs tanks.
anlamıyorsun, öyle yaşıyorlar çünkü öyle istiyorlar!
Vous ne les connaissez pas. Personne ne les y oblige.
Bu insanlar niye paralarını oyunlarda boşa harcıyorlar hiç anlamıyorum.
Tu es dure avec nous. Tout le monde se plaint du prix du riz.
Öyle bir yücelik taşıyorlar ki, bu olmaksızın dinin anlamı olmazdı.
Ils ont le genre de révérence qui justifie l'existence de la religion.
Ve dallar, yıldırımın düştüğü yerden toplanmasından başka bir anlam ifade etmiyor. Yani yıldırımın ruhunu taşıyorlar.
Les brindilles ne signifient rien, mais elles ont été frappées par la foudre et donc sont des appels à l'esprit des éclairs.
Böyle birşeyi neden Kaplan Kalesinde yapıyorlar? Hiç bir anlamı yok.
Pourquoi frayerait-il avec les gens du Manoir du Tigre?
Hiçbir anlamı yok. Var sanıyorlar.
Je savais qu'ils réagiraient comme ça.
Anlamı umursamıyorlar...
Ça veut dire qu'ils s'en tapent!
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamı nedir 18
anlamıyor musun 942
anlamıştım 59
anlamsız 76
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamı nedir 18
anlamıyor musun 942
anlamıştım 59
anlamsız 76