Anlaşabiliriz Çeviri Fransızca
255 parallel translation
Daha iyi anlaşabiliriz.
On s'entendra mieux.
Belki onunla anlaşabiliriz.
On pourrait lui faire "entendre raison".
Belki anlaşabiliriz.
Peut-être que nous pouvons régler la question dès à présent.
İyi bir fiyata anlaşabiliriz.
Je devrais en tirer un bon prix.
Kaçmıyorum, çünkü sizinle anlaşabiliriz.
.. je ne vais pas m'enfuir.
Beğendiysen, anlaşabiliriz. Tamam mı?
Essayez-la et nous trouverons bien un terrain d'entente.
Bence, bir şekilde anlaşabiliriz, Bay Lowell.
Je pense qu'on peut trouver un arrangement, M. Lowell.
Belki biz anlaşabiliriz?
On pourrait être ensemble?
Amacınızı açıklarsanız belki karşılıklı olarak anlaşabiliriz.
Dites-nous quel est votre objectif et nous pourrons peut-être nous entendre.
onlarla anlaşabiliriz.
Miles! regardez ça! - On peut discuter avec eux!
Üç tanesine 200 dolar vereceksin, değil mi? Belki anlaşabiliriz.
T'en veux trois pour 200 $?
- İyi pazarlık yaparsanız, belki anlaşabiliriz.
- Nous allons peut-être faire affaire, si vous jouez bien votre jeu.
Anlaşabiliriz.
On va faire affaire.
Başpiskopostan, okulda kutsal resimler satmak için izin alırsan eminim aramızda bir şekilde anlaşabiliriz.
Si vous permettez à l'archevêque... de vendre des images sacrées à l'école... nous nous arrangerons à l'amiable.
Ama eğer gerçekten hoşunuza gittiyse, eminim anlaşabiliriz.
S'il vous plaît vraiment, je suis sûr que nous parviendrons à un accord.
Gelecek hafta uğra. Belki o zaman anlaşabiliriz.
Revenez dans huit jours, on en reparlera.
- Tamam. Belki anlaşabiliriz.
On peut faire un échange.
Süheyl onunla anlaşabiliriz.
C'est Suheil. Ça veut dire qu'on pourrait trouver un accord.
Eğer 150,000 dolar ödemeyi kabul ederseniz anlaşabiliriz.
Vous devrez lui verser 150 000 dollars. Je vous aiderez à conclure l'arrangement.
Belki anlaşabiliriz. Ben katil değilim. Bir tanesine engel olmaya çalışıyorum.
Je voudrais éviter un meurtre, mais on va être cernés.
- Belki aramızda anlaşabiliriz. - Evet, yapabiliriz.
On doit pouvoir s'arranger.
Ama aynı paraya en iyi iki boksörle anlaşabiliriz.
Hé, on peut obtenir la même somme pour les deux meilleurs prétendants.
- Eminim onlarla anlaşabiliriz.
On doit pouvoir discuter.
1,000 verirsen, anlaşabiliriz.
A 1000, on aurait pu parler.
Güzel bir fiyat için Buck Raymond ya da Maury Escher ile anlaşabiliriz.
Nous demanderons à Buck ou à Morie d'établir le prix.
- Anlaşabiliriz.
- On peut faire cette transaction.
Güzel, eğer istersen seninle anlaşabiliriz.
C'est vrai? Tu peux m'aider si tu veux.
Zarar etmeden anlaşabiliriz.
Faut renégocier avant restitution.
Senin için şarabım var ve ücreti de iyi, bilirsin yani... iyi iş, bir araba dolusuna anlaşabiliriz.
J'ai un tonneau de derrière les fagots. C'est un vin qu'on ne trouve nulle part ailleurs Et si tu l'achètes, tu auras le cheval et la charrette en prime.
Anlaşabiliriz.
Parlons plutôt! Nous avons travaillé si dur pour avoir une vie meilleure!
Bilirsin, anlaşabiliriz. Ne düşünüyorsun?
D'après vous, on survole le Mississippi, là?
Anlaşabiliriz.
Veuillez me pardonner.
Belki de daha üretici bir ilişkide anlaşabiliriz?
Qu'est-ce que tu fais ici?
Alf'le nasıl anlaşabiliriz diye tavsiyerlde bulunacak.
Alf exploite vraiment à fond son kit de farces.
Bak ne diyeceğim : Çantaları taşırsan anlaşabiliriz.
Disons que, si vous prenez mes bagages, ça marche.
Anlaşabiliriz, değil mi?
- Votre accident...
- Ya da hemen şimdi anlaşabiliriz.
Ou alors nous arrivons à un accord dès maintenant.
Böylece, daha kolay anlaşabiliriz.
On s'entendra plus facilement.
Belki seninle anlaşabiliriz.
On peut peut-être se mettre d'accord.
Gelişmelere göre seninle tekrar anlaşabiliriz.
Je vous dédommagerai pour les travaux.
Ama anlaşabiliriz.
Mais on a des accords à tenir.
Bana bak. asıl şimdi teslim olmamız gerekiyor. Belki anlaşabiliriz. İyi de nasıl?
Voilà pourquoi il faut nous rendre tant que nous pouvons marchander.
Bison'la anlaşabiliriz.
On va s'arranger avec lui. Annulez l'attaque.
Belki onlarla anlaşabiliriz. ben gideceğim.
- On peut peut-être discuter avec eux.
Bırakalım ikiye ayrılsınlar. O zaman belki insanca anlaşabiliriz. Bütün söylemek istediğim bu Don.
Faut pas tout mélanger, et alors peut-être qu'on arrivera à s'entendre.
Onunla anlaşabiliriz.
Bah, sans importance pour nous.
Anlaşabiliriz.
- Soyons raisonnables.
Belki de anlaşabiliriz diye düşünmüştüm.
Je me suis dit que peut-être nous pourrions passer un marché.
Vern, belki seninle anlaşabiliriz, dostum.
Vern, on pourrait négocier.
- Anlaşabiliriz.
Désolé, pas de chance.
- Bence anlaşabiliriz.
Répète!
anlaştık 1085
anlaşıldı 2701
anlasana 51
anlaşıldı mı 1385
anlaşılan 207
anlaşma 49
anlaştık o zaman 44
anlaştık mı 503
anlaşalım 38
anlaşıldı tamam 19
anlaşıldı 2701
anlasana 51
anlaşıldı mı 1385
anlaşılan 207
anlaşma 49
anlaştık o zaman 44
anlaştık mı 503
anlaşalım 38
anlaşıldı tamam 19