Anlaşma mı Çeviri Fransızca
3,651 parallel translation
- Anlaşma mı?
- Un arrangement?
Onunla anlaşma mı yaptın?
Vous avez négocié avec lui?
Şeytanla bir daha anlaşma yapmanın bizi koruyacağını mı düşündün?
Tu pensais que faire plus d'affaires avec le diable allait nous protéger?
Bir anlaşma yapalım.
Pourquoi ne pas faire un marché, Inspecteur. Je ne fais pas de marché avec vous.
Ve anlaşma için geri sayım başladı.
Et cette proposition d'accord a une durée limitée.
Ben anlaşma yapmaya hazırım.
Je suis prêt à négocier.
Onunla bir anlaşma falan mı yapacaksın?
Vous passeriez un accord avec lui?
- Hatırladın mı? Anlaşma böyleydi.
- C'était notre accord.
Anlaşma olmadı mı?
On n'avait pas un deal?
O zaman ben de onunla anlaşma sözümü yerine getireyim.
Et bien alors, je pense que je vais aller directement à la fin où je te promets que je vais bien m'entendre avec elle.
Çok fazla müşteri getiriyorum, o yüzden patronla anlaşma yaptım.
J'attire du monde, j'ai un accord avec ma patronne.
Ayrıca kaynaklarım benden başkasıyla anlaşma yapmaz.
Et en plus, seul mes sources travailleront avec moi.
Strong'la yaptığım anlaşma CIA'e dönmemle sınırlı değil.
L'accord que j'ai passé Strong... Ça n'était pas juste travailler pour la CIA.
Anlaşma falan yok, tamam mı? Başka şansım yoktu.
Il n'y a pas d'arrangement, je n'avais pas le choix.
- Ne olmuş peki? Bizim çalıntı mallarla "Hadi bir anlaşma yapalım" ı oynayacaksın.
Tu vas jouer à "faisons un deal" avec notre receleur.
Bir anlaşma yapmaya çalışarak onun Eleanor'u sizin de Fausto'yu yakalamak istediğinizi söyledi.
Elle m'a dit que vous essayiez de mettre en place un marché pour lequel elle coffre Eleanor et ça vous donne une chance de coffrer Fausto.
Bir anlaşma yapalım.
Faisons un pacte.
Sana özel bir anlaşma yaptım.
Je vous ai donné un accord particulier.
Ramon ve benim yaptığımız anlaşma aynıydı.
On a eu le même marché, avec Ramon.
Neden ileride zararınıza olabilecek bir anlaşma öneriyorsunuz?
Pourquoi, uh, Pourquoi m'offririez vous un marché qui vous affectera par la suite?
Anladın mı? Anlaşma falan yok sana!
Pas d'accord pour toi!
Şeytanla anlaşma yaptım.
J'ai fait un pacte avec le diable!
Ve bir daha Mike Ross'a bir şey yaparsan anlaşma filan dinlemem.
Et si jamais tu fais quoi que ce soit comme ça à Mike Ross encore, Je m'en fiche de ce qu'était notre accord
Jessica'nın elinden şirketi almak için Darby ile anlaşma yaptığımı söylemenin zamanı geldi.
Je veux dire qu'il est temps que je te le dise. J'ai passé un accord avec Darby pour reprendre le cabinet à Jessica.
Jessica'nın elinden şirketi almak için Darby ile anlaşma yaptım.
J'ai passé un accord avec Darby pour prendre le cabinet des mains de Jessica.
Zihnen, duygusal ve fiziksel olarak hazırlandığım bir anlaşma.
Un où j'étais mentalement, émotionnellement et physiquement préparé pour.
Ben de bir anlaşma sağlayayım. Pazarlık işi bitti Çaylak.
Cette négociation est terminée, Junior.
Arkadaşın kızı kaçırırken, sen bana anlaşma numarası mı çekiyorsun?
Vous prétendez faire une affaire, tandis que votre ami vole la fille?
Haberi yayınlamayacağımız bir anlaşma olmadığını biliyor mu?
Il sait que l'accord stipule la confidentialité de l'affaire?
Seninle bir anlaşma yapacağım.
Je te propose un marché.
Bir anlaşma yaptığımızı düşünmüştüm.
Je croyais qu'on avait un accord?
Fiona Glenanne ile anlaşma yaptım. Bu işte destek verecek, bu yüzden Sonya'ya söyle- -
J'ai fait des accords avec Fiona Glenanne pour qu'elle vous aide sur ça, donc dis à Sonya...
Ve şimdi İngilizlerle bir anlaşma ayarladı, istihbarat paylaşımı karşılığında.
Et maintenant il a arrangé un accord avec les Britanniques en échange de ses réseaux de renseignements.
Bana sorarsanız Bay Stark'la anlaşma yapıp sizi ağırlaştırılmış cinayetle suçlamamız Yargıç Grove'un daha çok hoşuna giderdi.
Personnellement, je pense que le juge Grove sera beaucoup plus heureux si nous passons un accord avec M. Stark et que nous vous accusons de meurtre au premier degré, dans des circonstances exceptionnelles.
Bay Goss kabul ettiği anlaşma çerçevesinde hedef alınan isimleri ve suç örgütünün faaliyetlerini ifşa edecek mi?
L'accord passé par M. Goss comprenait la révélation des cibles du meurtre ainsi que les actes d'une plus grande organisation criminelle.
Ve onun adına anlaşma yapabilmek için buradayım.
Et j'ai été désignée pour négocier en son nom.
Geçen sene 72 anlaşma yaptım.
J'ai conclu soixante-douze pactes l'année dernière.
CIA'yle bir anlaşma yaptım, arkadaşlarımı hapisten çıkarmak için.
J'ai conclu un marché avec la CIA. pour garder mes amis hors de prison.
İstediğin bütün evrakları aldım ama ya anlaşma konusunda yalan söylüyorsa?
J'ai tous les documents qu'il a demandé. et s'il ment à propos du marché?
Çünkü çoktan yaptığım bir anlaşma bu.
Parce que c'est l'accord que j'ai déjà passé.
Ama ben Ava'ya karşı şahitlik yapmak için anlaşma yaptım ve yapacağım şey de bu.
Mais j'ai fait cet accord, pour témoigner contre Ava, et c'est ce que je vais faire.
bir anlaşma yaptığımızı sanıyordum?
Je croyais qu'on avait un arrangement.
Topraklarından ladin kesmek için Kiowalarla bir anlaşma yaptım.
Je viens juste de passer un marché avec les Kiowa. pour récolter le bois sur leurs terres.
Yarın Cheyenne'e varacağımızı biliyor ve anlaşma yapmak istiyor.
Il sait que l'on sera à Cheyenne demain et il veut négocier un accord.
Benimle anlaşma yapmak istiyorsan bana bir şey sunmalısın.
Tu veux faire un marché avec moi, tu dois m'offrir quelque chose.
Artık yaptığımız anlaşma geçerliliğini kaybetti.
Notre accord ne tient plus.
Sizi korumak için, bütün değer verdiklerini korumak için oğlunuzla bir anlaşma yaptım.
J'ai pris un engagement envers votre fils pour vous protéger, toutes les personnes dont il se soucie.
O zaman bir anlaşma yapalım. Bu şehirde iki sene birlikte kalıyoruz, tamam mı?
On reste dans cette ville ensemble pour deux ans, c'est ça?
Daha iyi bir anlaşma yaptım.
J'ai une meilleure proposition.
Deucalion'la bir anlaşma yaptım.
J'ai fait un pacte avec Deucalion.
Bunun şeytanla anlaşma yapmak gibi bir şey olduğunu düşünen başka biri daha var mı?
Je suis le seul à penser que ça ressemble à un pacte avec le Diable?