English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Artık gitmem gerek

Artık gitmem gerek Çeviri Fransızca

125 parallel translation
Benim artık gitmem gerek.
Il faut que je file!
Artık gitmem gerek.
Je dois me sauver.
Artık gitmem gerek.
Je dois partir maintenant.
Evet, artık gitmem gerek.
Eh bien, je dois y aller.
Artık gitmem gerek.
Je devrais y aller maintenant.
Artık gitmem gerek.
Je dois rentrer, maintenant.
Artık gitmem gerek, Bavulumu hazırlamalıyım.
Je vous quitte. J'ai mes bagages à faire.
Benim artık gitmem gerek.
Je me sauve!
- Sağ olun ama artık gitmem gerek.
- Je dois y aller.
Artık gitmem gerek.
Je vais bientôt devoir partir.
Oh, artık gitmem gerek.
Oh, vraiment, Je dois y aller maintenant.
- Artık gitmem gerek.
- Il faut que j'y aille.
Neyse, artık gitmem gerek. Mieze'yle buluşacağım.
J'y vais, j'ai rendez-vous avec Mieze.
- Sağ ol. - Benim artık gitmem gerek.
- Je dois y aller, maintenant.
Artık gitmem gerek. - Seni öldürmeliyim!
- Je devrais te tuer!
Artık gitmem gerek.
Je dois partir.
Artık gitmem gerek.
Il faut vraiment que je file.
Artık gitmem gerek.
Je dois y aller maintenant.
Artık gitmem gerek.
Il faut que j'y aille.
Artık gitmem gerek.
Je dois m'en aller.
Benim artık gitmem gerek.
Très bien. Il faut que j'y aille.
Artık gitmem gerek.
Je dois y aller. J'ai mal à Ia tête.
Aslında artık gitmem gerek.
Tu sais, il va falloir que j'y aille.
Neyse artık gitmem gerek.
Je vais te laisser.
Artık gitmem gerek.
- Et je dois faire des courses. - Mais je te verrai ce soir?
Artık gitmem gerek.
Je dois y aller.
- Hayır artık gitmem gerek.
- Non, j'y vais.
Artık gitmem gerek, oldu mu?
Je dois y aller, d'accord?
Artık gitmem gerek, buradaki her şeyin kopyasını istiyorum.
J'aurai besoin des copies de tout ça.
- Artık gitmem gerek.
Je dois sortir d'ici maintenant!
Artık gitmem gerek.
Allez, faut que j'y aille.
Teşekkürler. Pekala tatlım, artık gitmem gerek.
Elle est vraiment unique en son genre.
- Artık gitmem gerek.
- Je dois y aller.
- Canım, artık benim gitmem gerek.
- Je dois aller au bureau.
Bak, zamanı geldi artık. Gitmem gerek.
C'est l'heure, il faut que j'y aille.
Bakın, artık kapatıyorum. Gitmem gerek.
Ecoutez, il faut que j'y aille.
Üzgünüm ama artık odama gitmem gerek.
Je suis désolée, je vais monter dans ma chambre.
Benim artık buradan gitmem gerek.
- Il faut que je m'en aille d'ici.
Fakat artık gerçekten gitmem gerek, efendim.
- Mais il faut que j'y aille.
Artık ofise gitmem gerek.
Je ferais mieux de retourner au bureau.
Artık yerleştiniz. Benim gitmem gerek.
Maintenant que vous êtes installés, je peux me sauver.
Banliyöden sıkıldım, yetti artık! Buradan gitmem gerek.
J'en ai marre de la cité.
Baylar, bayanlar, artık vedalaşmalıyım. Gitmem gerek. Bir randevum var.
Je dois vous quitter maintenant, car j'ai un rendez-vous.
Artık gitmem gerek.
Tu as entendu le premier métro?
- Artık gitmem gerek.
- Mais je t'ennuie.
Eğer artık beni rahatsız etmeyi bırakacağına söz verirsen elimden geleni yapacağım. Anlaştık! Gitmem gerek.
Je verrai ce que je peux faire, mais ne m'ennuyez plus.
Açıkçası bu okula her gün gitmem gerek artık.
Je dois aller à cette école tous les jours maintenant!
Artık eve gitmem gerek.
Je dois rentrer.
Gitmem gerek. Herkes içeride. Hadi açıklayın artık şunu.
Euh, écoute, je dois filer mais tout le monde est là, alors, foncez! Prête?
Benim artık gitmem gerek.
Je dois y aller.
Artık mahkemeye gitmem gerek.
J'ai une audience.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]