Aslına bakarsanız Çeviri Fransızca
1,290 parallel translation
Aslına bakarsanız, size de yazdım.
En fait, je crois vous avoir écrit.
Aslına bakarsanız, en son buluşumu getirdim.
J'ai apporté ma dernière invention.
Aslına bakarsanız ben burada yaşıyorum.
En fait, je vis ici.
Aslına bakarsanız...
- Heu. - En fait...
Aslına bakarsanız, suç.
- En fait si
Bir fikrim var, aslına bakarsanız...
J'ai une idée, je pense que je peux...
Evet, aslına bakarsanız adama elleriyle yedirmem gerekiyordu.
Avec plaisir. Non, c'est vrai, j'aurais dû le laisser manger avec ses doigts.
Aslına bakarsanız nöbetteyim.
- Je suis de service.
Aslına bakarsanız harika olacak.
On a des places d'enfer.
Aslına bakarsanız...
C'est vrai. Il s'est passé des choses.
Aslına bakarsanız biz çok "bileşik" insanları sayılmayız.
En fait, on est pas très parc commun.
Aslına bakarsanız babam uzun zaman önce öldü.
Mon père est mort il y a longtemps.
Aslına bakarsanız efendim ticari emlak işinin bana getireceklerini derinlemesine düşünecek fırsatım olmadı.
Hum, euh... en fait, monsieur, je n'ai pas vraiment eu la chance de penser aux implications d'une vie dans le commerce immobilier.
Aslına bakarsanız yatak odası tam buradaydı.
En fait... Ma chambre aurait été juste ici.
Hayır, yurt dışında öldü. Paris'te, aslına bakarsanız.
Non, il est décédé à l'étranger.
Aslına bakarsanız başıma gelen en önemli hatıralardan biriydi.
Un de ces souvenirs qu'on apprécie qu'après coup.
Aslına bakarsanız istediğim herşeyi aldım.
En fait, j'ai eu tout ce que je voulais. Même la fille.
Aslına bakarsanız, benim çocuklarım güvende.
En fait, mes enfants vont bien.
Aslına bakarsanız kafama birkaç darbe aldım.
Mais j'ai été frappé à la tête, plusieurs fois en fait.
Aslına bakarsanız yakın zamanda birçok üyesini tutukladık.
Nous avons récemment arrêté plusieurs de ses membres.
- Aslına bakarsanız, gitmiyorsunuz.
On s'en va. - A vrai dire, je ne crois pas.
Koltuğumdaydım. Aslına bakarsanız... efendim,
Je n'ai rien vu, j'étais assis.
Aslına bakarsanız var.
En fait, si.
Aslına bakarsanız, tam bir trajedi.
En fait, c'est une putain de tragédie.
Aslına bakarsanız etrafta aldıklarınıza benzemez.
Pas de la chicorée avec du gruau. J'en ai retrouvé un sac dans la réserve.
Aslına bakarsanız uçağa hiç binmedim.
Je n'ai jamais pris l'avion.
Aslına bakarsanız, hepsi çok korkmuş durumdalar.
Ils sont tous effrayés...
yumurta. aslına bakarsanız fazla yemek tarifi bilmem.
C'est à base de fruits et de noix. La sauce est une sorte de mayonnaise.
Aslına bakarsanız, size benziyordu.
En fait, il vous ressemblait.
Sen bu analizi yapabilecek seviyede misin? Aslına bakarsanız, kesinlikle öyleyim.
Et vous êtes qualifiée pour faire une telle déclaration?
Aslına bakarsanız bir şey yaptığından değil. O resimlere sadece bakardı.
Ce n'est pas qu'il en faisait quelque chose.
Aslına bakarsanız sizin de bir dininiz var.
Au fond, vous avez une religion, vous aussi.
Aslına bakarsanız bir zindanımız var.
Nous avons un donjon en fait.
Aslına bakarsanız şimdiye kadar bulunmuş en teferruatlı kehanetler arşividir.
C'est en fait la collection la plus complète... de prophéties archivées qui existe.
- Aslına bakarsanız, ben bir gözetmen tarafından büyütüldüm.
- J'ai été élevé par un Observateur. - Pardon?
Aslına bakarsanız, bir müşteriniz hakkında.
En fait, il sagit dun de vos clients.
Aslına bakarsanız, ona neler olduğunu hala öğreniyorum.
Pour être honnête, j'en apprends encore sur ce qui lui arrive.
Aslına bakarsanız nişanlamın kızının yardıma ihtiyacı var.
En fait, c'est la fille de mon fiancé qui a besoin d'aide.
Ben eş cinsel olanım. Aslına bakarsanız birkaç yıl önce tanışmıştık.
En fait, on s'est rencontré il y a quelques années.
Kesinlikle suya zihni kontrol etmek için ilâç katıyorlar, Çünkü aslına bakarsanız heyecanlandım
Je suis presque sûre qu'ils mettent des drogues pour prendre contrôle de notre esprit dans les bonbonnes d'eau parce que je suis assez excitée par cette fête.
- Amin. Aslına bakarsanız, şu an bir şeyler gördüğünden eminim.
En fait, je pense qu'il est en train d'en avoir une en ce moment même.
- Aslına bakarsanız biz hiç evlenmedik.
- En fait, on n'a jamais été marié.
- Çocuklar, aslına bakarsanız ben...
Les amis, il faut que je...
Aslına bakarsanız yararlı bir bilgim yok.
En plus, je sais rien.
Aslına bakarsan, o kız, senden hoşlandığı için bunları yapıyor. Dikkatini çekmeye çalışıyor.
Elle fait ça parce qu'elle t'aime bien.
Şanslısın! Aslına bakarsanız biraz endişeliyim.
Pour être honnête, ça me stresse un peu...
Aslına bakarsan 100 bin sterlin gibi bir teklif sunacağız.
Je vous soumets une proposition. Nous avions pensé à une somme de 100.
Bir kız arkadaşım tarafından cehennemin bir boyutunda yüz yıl kadar hapsedilmiştim,... aslına bakarsan okyanusun dibindeki birkaç ay bana bir bakış açısı kazandırdı.
Ma copine m'a envoyé en enfer... pendant un bail, alors quelques mois sous l'eau... ont tout remis en perspective.
Aslına bakarsan ona ihtiyacımız var.
En fait nous avons besoin... d'elle...
- Aslına bakarsan, "o" şey kızımın babası.
En réalité, il est juste le père de mon enfant.
- Aslına bakarsanız ediyorsunuz.
- C'est dommage, mais si, voyez-vous!
aslında 4149
aslinda 29
aslında öyle 29
aslında var 51
aslında bilmiyorum 26
aslında evet 75
aslında ben 85
aslında yok 26
aslında o 17
aslında bu 28
aslinda 29
aslında öyle 29
aslında var 51
aslında bilmiyorum 26
aslında evet 75
aslında ben 85
aslında yok 26
aslında o 17
aslında bu 28