English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Aslına bakılırsa

Aslına bakılırsa Çeviri Fransızca

127 parallel translation
Aslına bakılırsa, içeride birazcık kestiriyordum.
Je me reposais.
Aslına bakılırsa istediğimi hiç sanmıyorum.
Bon marché, mais buvable.
Aslına bakılırsa, birkaç taneye daha başlamıştım ama daha hiçbirini bitiremedim.
En fait j'en ai commencé plusieurs, mais il semble que je n'en finis aucun.
- Aslına bakılırsa Washington Square'deki çok çılgın bir partiye gidiyordum.
- En fait... je vais a une fete completement folle a Washington Square.
Aslına bakılırsa burası evlenmeye karar verdiğimiz yer.
C'est ici que nous nous sommes fiancés.
Aslına bakılırsa seni bekliyordum.
J'étais en train de t'attendre.
Aslına bakılırsa, bir yer biliyorum.
Vous avez une idée? Il y a une boîte pas mal.
Aslına bakılırsa, yanaklarının yeniden kızarmasını sağlamanın yolunu bulmuştu.
Il devait avoir une liaison.
Aslına bakılırsa yaptıklarını düşünürsen bütün bunlara değer miydi?
N'a-t-il pas eu raison de tant insister?
- Aslına bakılırsa geç bile kaldım.
- Je suis déjà en retard.
Aslına bakılırsa, böyle bir güzelin çirkin bir hayvan tarafından incitildiğini görünce... kocasının neden geçici olarak aklını kaybettiğini anlamak kolay.
On peut facilement comprendre, en la considérant, pourquoi son mari a été mis hors de lui quand il a vu une telle beauté profanée et souillée par une brute.
Aslına bakılırsa bence doğaüstü bir şey değil.
A dire vrai, je doute que ça relève du surnaturel.
Aslına bakılırsa, Braddock da değildi zaten. Adı Craddock'du.
Pas Braddock, Craddock.
Aslına bakılırsa gönüllü gelmedim.
J'ai pas demandé à venir ici
Aslına bakılırsa, ben yazdım.
Mais j'y pense, c'est moi.
Aslına bakılırsa ne diyorsunuz ona, şu şeyin etkisini önlemek için yürümek zorundayım?
En fait, je dois marcher pour atténuer les effets de... Comment dit-on?
Aslına bakılırsa Noel'le bayağı içli dışlılar.
En fait, il est très, très proche de Noel, apparemment.
Aslına bakılırsa altı aylık hamileyim yani benimle biraz daha ilgilenmen gerekiyor.
Depuis six mois, en fait, donc tu vas devoir me montrer un peu plus d'égards maintenant,
# Aslına bakılırsa, evet. Siz nereden bildiniz?
En effet, je le suis, Comment l'avez-vous su?
Aslına bakılırsa, evet.
En fait, je sais où.
Aslına bakılırsa sizce, artık evlenmeyi düşünme zamanım gelmedi mi?
Voilà. N'est-il pas temps que je songe à me marier?
Aslına bakılırsa beni hiç ısırmadılar.
Je crois bien n'avoir jamais été piqué.
Ve aslına bakılırsa haklılarda :
Et à ce que j'en vois, ils ont raison :
Aslına bakılırsa, neredeyse eminiz ki... gulyabaniler ve kurt adamlar belediyede yüksek mevkilerde.
Nous sommes convaincus que des loups-garous ont de hautes fonctions à la mairie.
Aslına bakılırsa, onun genetik yapısından başka hiçbir şey yok.
Nous n'avons pu identifier aucune structure génétique à part la sienne.
Aslına bakılırsa, 50,000 papellik bir bahse girdim!
D'ailleurs, je vous parie 50 000 dollars que ça vous est déjà arrivé.
Aslına bakılırsa, çoğu Staffordshire'ı ben buldum.
J'ai trouvé la plupart des Staffordshire.
Aslına bakılırsa... Bay Sabich'in Bayan Polhemus'u öldürdüğüne dair... elde tek bir sağlam kanıt bile yok.
Il s'avère aussi... qu'il n'y a pas l'ombre d'une preuve... que M. Sabich ait assassiné C. Polhemus.
Aslına bakılırsa Olenski cömert davrandı.
Tout bien considéré, Olenski a été généreux.
Şey, aslına bakılırsa son yarım saat gerçekten berbattı.
En fait, la dernière partie est plutôt merdique.
Aslına bakılırsa, pek çoğunun durumu oldukça umutsuzdu.
En fait, la plupart d'entre eux était assez désespérée.
Aslına bakılırsa, şu anda mutfağımda bir tane var çok temiz olup çok güzel kokan.
Moi, j'en ai un dans la cuisine, il est très propre, et il sent très bon.
Aslına bakılırsa, dışarısı artık pek de güzel değil.
Le fait est que la vie, de nos jours, n'a rien de réjouissant.
Şey, aslına bakılırsa bu gayet iyi bir açıklama.
Cette explication est plutôt logique.
Bir emir, aslına bakılırsa.
- Un ordre, en fait.
Aslına bakılırsa... doğru düzgün insanların çoğu buradan kaçtı.
En vérité... les braves types sont partis.
Aslına bakılırsa o da sorunun... bir parçası denebilir değil mi?
En fait, on peut même dire... qu'il fait partie du problème, exact?
Aslına bakılırsa, sen buraya gelene kadar sendeki unutkanlık hastalığının gerçek olduğuna dair inancım tamdı.
D'ailleurs, j'étais persuadé que votre amnésie était réelle. Jusqu'à ce que vous débarquiez ici.
Aslına bakılırsa, bu olay pek gökyüzüyle ilgili sayılmaz.
Ce phénomène n'est pas [br] complètement céleste.
Aslına bakılırsa fazla seçme şansım yoktu.
Je n'ai pas vraiment eu le choix.
Aslına bakılırsa, acildi. Tamam mı?
Ce n'était pas prévu.
Evet, aslına bakılırsa, ona göre "kadın" eşittir "anne."
En fait c'est son mot pour dire "femme".
Evet, aslına bakılırsa, sizi örnek almaya başladık.
On a commencé à archiver nos propres documents.
Aslına bakılırsa, işi tehlikeye atacak hiçbir kadına ihtiyacımız yok- -
On n'a pas besoin de femmes.
Aslına bakılırsa, siktir edin bu zenciyi!
Et puis, merde! Bougeons.
- Aslına bakılırsa, sen çok...
- Vous semblez...
Aslına bakılırsa, şimdi anlıyorum. Çok açık.
Il se savait cancéreux.
Aslına bakılırsa ondan daha iyi.
En fait, c'est même mieux,
Bulduğum küçük çapta bir mucize aslına bakılırsa.
Le dossier est en partie détruit.
Aslına bakılırsa, Dr.Edelstein denmesini tercih ederim.
Edelstein.
- Aslına bakılırsa senin yerine almaya gideyim.
Ça m'a excité, c'est tout. Je vais le chercher.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]