Ateş edildi Çeviri Fransızca
492 parallel translation
Gregor, bugün buraya gelirken bana ateş edildi.
En venant, on a tiré sur ma voiture.
Size yardım etmem için mantıklı bir sebep varsa, durum farklı tabii. Ama şehir dışında geçirdiğimiz bu sessiz hafta sonu... ailem tehdit edildi... bana bir bıçak fırlatıldı, üzerime ateş edildi ve cinayetle suçlandım.
Si je pouvais vous aider j'agirais autrement mais durant ce calme week-end à la campagne ma famille a été menacée, j'ai servi de cible et on m'a suspecté de meurtre.
Ama sadece tek el ateş edildi.
Il n'y a eu qu'un coup de feu.
- Kapı zili çaldı. - Ne? Kapıyı açtığı gibi ateş edildi.
On a sonné... elle a ouvert la porte, on a tiré.
Evimin önünden koşarak geçtiler, sonra ateş edildi.
Ils ont couru devant chez moi, puis on a tiré.
İki kez ateş edildi. Evet. Biz de geri ateş etmek zorunda kaldık.
- Ils ont tiré deux fois.
- Hey, ateş edildi.
Tu as entendu les coups de feu?
Hiç sana ateş edildi mi?
T'a-t-on déjà tiré dessus?
Katılıyorum. Üstümüze bir ömür yetecek kadar ateş edildi.
Oui, on nous a déjà trop tiré dessus.
Oradan ateş edildi.
Le coup vient de là!
Bir kez ateş edildi.
- Il manque une balle.
İki blok öteden ateş edildi.
Les coups de feu ont été tirés à deux blocs d'ici.
Bununla en son Maximilian'a ateş edildi. Tüme Meksika böylece serbest kaldı.
Il a tiré le dernier coup contre Maximilien, Le Mexique est devenu libre,
Bir çığlık atıldı ışıklar yanmadan hemen önce bir el ateş edildi.
Maintenant, donc... il y a eu un cri. Puis, juste avant que les lumières se rallument, il y a eu un coup de feu.
- Ateş edildi! Kaçalım.
Des coups de feu!
Nereden ateş edildi, Mrs Stewart?
Où ont été tirés les coups de feu?
Tabancayla ateş edildi bildirimi.
Ces soi-disant coups de feu.
Beni lanetledi, lanetlendim ve neredeyse ölüyordum... üstüme ateş edildi, işendi ve soyuldum.
J'ai été mordu... on m'a tiré dessus, pissé dessus, dévalisé.
Bu içeri gelip çantamı almaya çalıştı, sonra o, onun çantasını almaya kalktı... sonra onlar gelip bütün çantaları istediler... sonra ateş edildi.
Il est entré pour prendre ma mallette, puis lui pour la sienne, enfin tous pour les prendre toutes. Ça s'est mis à tirer.
- Kaç el ateş edildi?
- Combien de coups de feu?
25 yıldır bu kasabada ne ateş edildi ne de cinayet işlendi.
En vingt-cinq ans, il n'y a pas eu un seul meurtre.
Burada yeterince ateş edildi bayan.
Il y a eu assez de coups de feu ici madame.
Bununla ona iki kere ateş edildi, ama kadın 130 kilo, kurşunlar önemli organları tutturmamış.
On a tiré deux fois sur elle avec ça mais elle fait 300 livres et les balles n'ont pas touché d'organes vitaux.
O silahla üç kez ateş edildi. Üçüncü hakkında bilgimiz yok.
Alors il y a eu un 3ème coup... dont nous ne savons rien.
Lastiğe ateş edildi.
Je l'ai entendu.
" 950 metrede ateş edildi.
" Feu à 950 mètres.
Ortalık karışıktı, ne olduğunu anlayamadık ama ateş edildi.
Il y a un de ces bordels en bas, je ne sais pas ce qu'il s'est passé. Mais... on a tiré.
Müthiş gürültüye uyandım, tek el ateş edildi.
- Au grenier. J'ai été réveillée par un terrible bruit - une explosion, c'est le seul mot.
Ateş edildi.
- Que s'est-il passé?
Ateş edildi.
Coups de feu.
O aşağı düşüyordu, ardından ikinci kez ateş edildi ve bu onu vurup düşürdü.
Un autre coup de feu a éclaté. Il ne bougeait plus.
- İki el mi ateş edildi?
- Deux coups de feu? - Oui, deux.
Bay Reagan, silahla ateş edildi!
M. Reagan, j'ai entendu des coups de feu!
Bu otelin bahçesinde, Mademoiselle Buckley'e ateş edildi.
Elle a été visée sur la terrasse de l'hôtel.
- Çatıdan ateş edildi.
Il y a eu un coup de feu.
Çatıdan ateş edildi.
Il y a eu un coup de feu.
Teksas, Dallas'ta... Başkan Kennedy'nin kortejine üç el ateş edildi.
A Dallas, trois coups de feu ont été tirés sur le cortège du président Kennedy.
Powell'daki bir otoparkın tepesinde ateş edildi.
Il y a une fusillade sur le toit du parking de Powell Street.
10 dakikadır buradayım ve şimdiden bana ateş edildi.
On m'a tiré dessus au bout de dix minutes.
Az önce, saat 14 : 25'te Başkan Reagan çıktığı sırada... bilinmeyen bir suikastçi tarafından beş veya altı el ateş edildi.
À 14 h 25, alors que le président Reagan quittait l'hôt cinq ou six coups de feu ont été tirés par un inconnu.
Okulda silah ateş edildi.
L'arme était à l'école.
Taktik Merkez, ateş edildi.
Il y a eu des coups de feu.
- Dört ya da beş el ateş edildi.
Quatre ou cinq coups de feu.
Aynı zamanda kimliği belirsiz bir kadın cesedi... ölenlerin yanında bulundu, ve bir kaç el ateş edildiği tespit edildi.
Avec eux, le corps d'une inconnue... était aussi criblê de balles.
Bulutun içinden, bize ateş edildi.
- On nous tire dessus du nuage.
- Ateş mi edildi?
- On a tiré?
Ateş edildi!
Un coup de feu!
Kasap Taburu bildiriyor : 11 tank yok edildi, sekizi ateş altında.
Bataillon Butcher : 11 tanks détruits, 8 en feu.
İki torpido The California'nın her tarafını ateş alanına çevirdi, geçici olarak terk edildi.
Le California est en feu. Il est abandonné.
Hapisten bu sabah çıktım. Hemen üzerime ateş edildi. 17 takla atan bir otobüsteydim.
Je suis sorti de taule ce matin, on m'a tiré dessus, j'ai pris un bus qui a fait 17 tonneaux, une pute a voulu me percer dans les chiottes, on a plastiqué ma Porsche, et je suis de très mauvaise humeur!
Bu işi aldığımdan beri, üstüme ateş açıldı rüşvet teklifi edildi, hatta sizin için vuruldum bile!
Eh bien écoutez. Depuis que j'ai pris ce travail on m'a crié après, on a essayé de me corrompre et je me suis fait tirer dessus pour vous!
ateş et 239
ateş yok 22
ateş serbest 41
ateş etmeyin 472
ateş kes 57
ateş etmek yok 25
ateş mi 17
ateş edeceğim 31
ateş ederim 25
ateş ediyorlar 29
ateş yok 22
ateş serbest 41
ateş etmeyin 472
ateş kes 57
ateş etmek yok 25
ateş mi 17
ateş edeceğim 31
ateş ederim 25
ateş ediyorlar 29