Ateş etmek yok Çeviri Fransızca
82 parallel translation
Yanıma silah alacağım. Ateş etmek yok.
- ll vaudrait mieux que je sois armé.
Yani radar istasyonuna kadar ateş etmek yok. - Anlaşıldı mı?
Donc ne tirez pas avant qu'on soit à la station radar.
Unutma, evlat, ateş etmek yok.
N'oublie pas, Kid... Tu ne tires pas.
Ateş etmek yok.
Ne tirez pas.
Kız gemideyken ateş etmek yok.
Non, Consuelo est à bord. On y va!
Unutma, ateş etmek yok!
Souvenez-vous : Ne tirez pas!
Ben sinyal verene kadar ateş etmek yok.
Ne tirez pas avant mon signal.
- Ve unutma ; ateş etmek yok.
- Évitons de tirer.
Sanırım artık D bloğa tehlikesizce girebiliriz. Ateş etmek yok.
On peut entrer dans le bloc D, ils ne tireront plus.
Ateş etmek yok!
Sans coups de feu!
Ateş etmek yok, demiştim.
Je... J'avais dit sans coups de feu.
Ateş etmek yok.
Ne tire pas.
- Gerekli olmadıkça ateş etmek yok.
- On ne tire que si c'est nécessaire.
Baba tetiği çekmeden ateş etmek yok!
Combien de fois je t'ai dit que c'est papa qui appuie sur la détente?
Ateş etmek yok ben.
Tirer avec fusil interdit!
Unutmayın, bendin bu tarafına gelene kadar, ateş etmek yok.
Rappelez-vous, ne tirez pas tant qu'ils ne sont pas de ce côté!
- Ateş etmek yok Nono.
- mais non mon Nono, pas pour tirer avec.
Ateş etmek yok.
Pas de coups de feu.
Kavga etmek, yemin etmek veya ateş etmek yok.
Retenez votre langue et votre pistolet!
Ateş etmek yok dedim.
J'ai dit : ne tirez pas!
Ateş etmek yok, ceset yok.
Pas de coups de feu, pas de victimes.
Hiçbir şartta... ateş etmek yok.
Sous aucun prétexte?
Unutma, kafaya ateş etmek yok.
Ne tire pas au-dessus du cou.
Daha fazla ateş etmek yok!
ni, l'impro!
Artık ateş etmek yok.
On arrête de tirer sur tout ce qui bouge.
Artık ateş etmek yok.
Plus de tir.
Ateş etmek yok, dedik!
On avait dit pas de coups de feu!
Ateş etmek yok dedik!
On avait dit qu'on tirerait pas!
Ateş etmek yok demiştin.
Personne devait tirer.
Emin oluncaya kadar ateş etmek yok.
Attends de l'avoir bien en joue pour le tuer.
Kimseye ateş etmek yok demiştim.
Je t'ai dit, on ne tire sur personne.
Ama unutmayın, ateş etmek yok aksi takdirde, uyanırlar ve gelecek sefer ölen siz olursunuz.
Mais, n'oublie pas, ne tire pas, autrement ils vont se réveiller, et ce sera toi qui clamseras.
Seni küçük... Shaw, kasabada ateş etmek yok.
Shaw, pas de coup de feu en ville.
Ateş etmek yok.
Pas de tirs!
Ateş etmek yok.
Il n'y a pas de tir.
- Ateş etmek yok.
- Il n'ya pas de tir.
- Ateş etmek yok.
- Pas de tir.
- Dinle, ateş etmek yok.
- Ecoute, pas de tir.
- Ateş etmek yok, tamam mı?
Tout simplement pas de tir, d'accord?
Unutmayın, ateş etmek yok.
Mais ne tirez pas!
Viski ve ateş etmek de yok.
Pas de whisky et pas de tuerie.
Ateş etmek yok.
On ne tire pas.
Ateş etmek anlaşmada yok.
Tirer n'est pas assembler.
Silahlarını yüklüyorlardı. Bize ateş etmek üzereydiler. Yok edilebilirdik.
Ils étaient sur le point de faire feu sur nous.
Ateş etmek için horozu kurmana gerek yok, tetiği çekmen yeter.
Vous n'avez pas à l'armer. Ne faites qu'appuyer sur la gâchette.
Hayır, yok, ve ben yardım etmek istiyorum, inan bana, ancak ateş edildi neden beni, biliyorsun, söylemezsen ben yardım edemem.
Non, pas du tout et je veux t'aider, crois-moi. Mais je ne peux rien faire si tu ne me dis rien.
G sınıfı bir gemiyi yok etmek üiçin yüksek ateş gücü gerekir.
Ils doivent avoir une sacrée force de frappe pour détruire un navire de classe G.
Silahın ağırlığı, ateş sırasında çıkan ses, geri tepmenin etkisi... bunları anlamamın imkanı yok, - çünkü ateş etmek nasıl bir şey bilmiyorum.
Bon, le poids de l'arme, le bruit, les effets du recul, je ne peux pas comprendre, car j'ignore ce que c'est que tirer.
Tehditi yok etmek için kampa yörüngeden ateş etme kararı sizindi. En azından yok edildiğini umuyoruz ve ekibinizin kaçmasını sağladı.
C'était votre décision de faire feu sur le camp depuis l'espace pour éliminer la menace... du moins nous espérons qu'elle a été éliminée... et qui a permis à votre équipe de s'enfuir.
Eğer hayalet bu süsleri yoketmek istiyorsa, kendisi yapamaz, ateş en iyi yoldur odundan yapılmış bir şeyi yok etmek için.
Le fantôme veut que je détruise ces décorations, il ne peut pas le faire lui-même, je ne connais que le feu pour détruire tout ce qui est en bois.
Ateş etmek yok!
- T'en fais pas.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65