English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bence biliyorsun

Bence biliyorsun Çeviri Fransızca

600 parallel translation
Bence biliyorsun.
Je crois que tu le sais.
- Bence biliyorsun.
Je pense que si.
- Bence biliyorsun.
Je crois que si!
- Bence biliyorsun.
Je ne comprends pas.
Bence biliyorsun, ve bunu duymak istiyorum.
Je crois le contraire, parle.
- Bence biliyorsun.
- Je crois que si.
Bence biliyorsun.
- Vous mentez.
Tatlım, bence biliyorsun.
Chérie, je pense que tu sais.
- Tatlım, bence biliyorsun. Katherine Mulwray'den söz ediyoruz.
- Chéri, je pense que tu sais... qu'il s'agit de Katherine Mulwray.
- Bence biliyorsun.
- Je pense que vous le savez.
Bence biliyorsun.
Oh, je pense que vous savez.
Bence biliyorsun.
Je crois que si.
Bence biliyorsun.
Je crois que vous le savez.
- Ah, bence biliyorsun.
- Mais si tu sais.
Açıkça konuşacağım. Bence, sen yerlerini biliyorsun.
Rick, je crois que tu sais qui les a.
Bence gayet iyi biliyorsun...
Mais si, tu le sais!
Bence o kadının karanlık bir geçmişi var ve sen de bu mevzuyu biliyorsun.
Vous étiez au courant de son passé un peu compliqué?
Bence sen gidebileceğin yeri biliyorsun.
Allez ou vous voulez, cela ne me concerne pas.
Bence biliyorsun Danny.
Je crois que tu sais.
Biliyorsun Vince, bence o sepette sana da yer var.
Tu sais Vince, je crois qu'il y a de la place pour toi, dans ce panier.
Bence orada olacağımı biliyorsun.
Vous savez que j'y serai.
- Bence biliyorsun.
Si, tu le sais.
Dinle, bence çok şey biliyorsun.
Je crois que tu en sais trop.
Bence ailenin yaşadığı bütün sorunların sırrını sadece sen biliyorsun. Çünkü, Billy, yıllar önce kız kardeşinin boğuluşunu gören sendin.
Je crois que tu as la réponse à tous les problèmes de ta famille car tu as vu ta soeur se noyer, il y a longtemps.
Bence çok iyi biliyorsun.
- You know perfectly well.
Bence, benim hakkımda çok şey biliyorsun.
Que tu en sais trop sur moi.
Kuzen, Bence sende gerçek erik çiçeği eşkiyasının... kim olduğunu biliyorsun
Cousin, tu sais qui est Fleur de prunier.
Bence burada ne aradığımı biliyorsun.
Tu sais très bien pourquoi je suis là.
Ağladığını söylüyorsun ancak bence sen mutluluktan ağlıyorsun! İçinde bir şey oluştuğunu biliyorsun,... potansiyelinin yeniden toparlanıp, yapılanması.
Tu dis que tu pleures, mais si j'ose me hasarder, je dirais que tu aimes pleurer!
Biliyorsun, canım Marcie'nin tavsiyesine uyup da buzdolabını tamir etmesi için bir kadın tutman bence çok nazikçeydi.
Les filles virent les gars lorgner... et pensèrent ce qui est bon pour le jars est bon pour l'oie.
Bence sorunun ne olduğunu biliyorsun.
- Tu sais quelle est la question.
Bence sen ne yapacağını biliyorsun.
Je croyais que tu savais installer ce truc.
Biliyorsun, bence birbirleriyle konuşuyorlar.
Vous savez, je pense qu'ils se parlent.
Bence ruhun hep benim yanımda... ve öyleyse biliyorsun ki sevdiklerinin... yanında olanları severim.
J'ai l'impression que tu es toujours derrière mon épaule... Si c'est le cas, sache que je n'aime pas trop... qu'on reste derrière mon épaule.
Biliyorsun bence de öyle değil.
Tu sais qu'il n'est pas ça pour moi.
Bence benim centilmen kulübü... benzerliği fikrim çok adil. Biliyorsun Jim...
Rien que les négros.
Bence, biliyorsun.
Je crois que tu sais.
Bence bunu biliyorsun.
Je pense que vous le savez.
- Bence yok etmeyi denemişler. - Nereden biliyorsun?
Ils ont essayé de le détruire.
Ciddi olduğumu biliyorsun bence.
Tu sais que je suis quelqu'un de sérieux.
Biliyorsun Jerry, bence bu ilişkileri değiştirir.
Je pense que ça va bouleverser notre amitié.
- Şey, bence birininkini çoktan biliyorsun.
- Vous connaissez déjà l'un d'eux.
- Bak, yetişkinlerin öpüştüğü düşüncesinin bile benim için ne iğrenç olduğunu biliyorsun ama bence bir dene derim.
- Un sacré morceau de quoi? - Vous savez que ça me dégoûte rien que d'évoquer les bisous des grands, mais vous devriez essayer.
Biliyorsun, Bence bu doğru zaman değil.Değil mi, Ray?
Je ne crois pas que le moment soit bien choisi. Hein, Ray?
- Ne düşündüm biliyor musun? - Bence o bomba hakkında birşeyler biliyorsun.
Vous étiez au courant pour cette bombe.
Ayrıca, bence zaten cevabı biliyorsun.
De plus, vous connaissez la réponse.
Bence bunu biliyorsun.
- Tu sais très bien.
Ne biliyorsun? Bence ona sormalıyız.
On devrait lui demander.
Bence senin hikayelerin... çok güzel ve, uh... biliyorsun, yazdığın herşey bir felakete dönüşmüyor.
Tes histoires sont très belles... et elles ne tournent pas toutes à la catastrophe.
Bence cevabı sen de biliyorsun.
Je pense que tu le sais.
Bence ne olduğunu sen de biliyorsun.
- Tu sais ce que c'est.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]