English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bir bakıma öyle

Bir bakıma öyle Çeviri Fransızca

139 parallel translation
Evet, bir bakıma öyle.
En un certain sens, oui
Evet, bir bakıma öyle.
D'une certaine façon, oui.
Evet, bir bakıma öyle.
J'avais...
Öyle ama. Yani bir bakıma öyle.
Si, d'une certaine manière.
Bir bakıma öyle. Karadan karaya değil yıldızdan yıldıza gidiyoruz.
Eh bien, nous naviguons d'étoile en étoile plutôt que de terre à terre.
- Bir bakıma öyle.
- Dans un sens, oui.
Tam olarak bu kelimeleri mi kullanırdım bilmem ama bir bakıma öyle.
Je n'utiliserais pas ces mots, mais oui, si on veut.
Bir bakıma öyle.
En un certain sens, oui.
Bir bakıma öyle.
- En un sens, vous en êtes un.
Bir bakıma öyle.
Dans un sens.. oui..
- Evet, bir bakıma öyle sayılır.
- Oui, c'en est plus ou moins une.
Bir bakıma öyle yaptın. İşi yetiştirememek senin suçundu.
vous aviez pris du retard!
- Bir bakıma öyle.
- En quelque sorte.
Ve bir bakıma öyle.
Et c'est adéquat.
Evet sanırım, bir bakıma öyle diyebiliriz.
Oui, sans doute, si l'on peut dire.
Belki de bir bakıma öyle çünkü çok anlamsız.
En fait, elle est complètement absurde.
- Sanırım bir bakıma öyle.
- D'une certaine façon, c'est vrai.
Bir bakıma öyle doktor, ancak fiziksellik söz konusu değil.
Oui, docteur. Il n'y a aucune réalité physique.
Bir bakıma öyle.
On peut le voir comme ça.
Aslında bir bakıma öyle sayılabilir.
Oui, dans un sens, je dirais que oui.
Bir bakıma öyle. Onu Fillmore'daki evine taşımıştım bayıldığında.
En sorte.Je l'ai ramenée du Fillmore, un soir qu'elle était inconsciente.
Bir bakıma öyle komutanım.
D'une certaine manière, c'est ça.
- Bir bakıma öyle aslında.
Quelque part, non.
Herkes benim bir çiftlikte büyüdüğümü sanıyor sanırım bir bakıma öyle de oldu.
Les gens pensent que j'ai toujours vécu à la ferme. Et je crois que, dans un certain sens, c'est vrai.
Bir bakıma öyle.
Oui, si on veut.
Bir bakıma öyle.
Si, dans un sens.
Bir bakıma öyle.
- Pour certains trucs.
- Bir bakıma öyle.
- Genre, oui.
Evet öyle Bay Rubens, bir bakıma.
Dans un sens, oui.
Onlar dekor mu, filmlerdeki gibi? Bir bakıma evet. Buradaki her şey öyle.
Elles aussi, ce sont des accessoires de cinéma?
Bir bakıma öyle.
En quelque sorte.
Evet, bir bakıma öyle.
Oui, mon garçon, mais différent.
- Bu bir bakıma hoş bir karşılaşma. -... olacak gibi görünüyor. - Öyle mi?
C'est censé être drôle, ou quoi?
Evet, bir bakıma öyle, efendim.
- D'une certaine façon.
Öyle bir bakış attı ki arka cebimde hissettim.
Elle m'a lancé un regard qui a transpercé ma poche-révolver.
Bir bakıma. Size okulda bunu mu öretiyorlar "öyle sayılır", "bir bakıma"?
C'est ce qu'ils t'apprennent, à la fac?
Daha çok New York'taki kendi mahallemden. Öyle ki, bir bakıma bu da ziyadesiyle yabancı bir toprak sayılırdı.
Et j'ai fait ce voyage de ce monde à celui de réalisateur, ce qui était inimaginable.
Bir bakıyorsunuz kovulma evrağımı imzalıyor bir bakıyorsunuz yüzünü kıçıma öyle bir dayamış ki bıyığı olsa boğazımı gıdıklar.
Un instant, il me flanque à la porte... et le suivant, il me lèche le derche à tel point... que s'il portait la moustache, elle me chatouillerait la gorge.
Bir bakıma öyle.
Si on veut.
Caddedeydim öyle tek başıma takılıyordum ve yada yada yada. bedavaya bir masaj ve yüz bakımı yaptırdım.
J'étais sur la 3e Avenue, et yada-yada, j'ai eu un massage et un soin du visage gratis.
Artık öyle hissetmemek için buraya geldim bir bakıma. Çünkü kendimi güvende hissetmemekten bıkmıştım.
Je suis venu ici pour ne plus ressentir ça, car j'en avais assez de ne pas me sentir en sécurité.
Evet, bir bakıma öyle.
En quelque sorte.
Bir bakıma öyle.
20 mg.
Daha saygılı bir oğul isteyemezdin. Tüm hayatım boyunca, sözlerin ve bakışlarınla beni yönettin. Ve senin beklentilerini karşılamaya çalıştım, öyle değil mi?
Toute ma vie, j'ai obéi à vos paroles, à vos regards. J'ai répondu à vos attentes! Ce sont des mensonges! Nous n'attendiez qu'une chose :
Ve bir süre sonra bunların gerçek olduğunu düşünmeye başladılar. Bir bakıma Ted de öyle.
Il ne voyait que les ombres sur le mur, alors après un temps, il croyait qu'elles étaient réelles.
Bir bakıma... kendimi kaybettim, ama anlattıklarının hepsini bize söylemesi bile bize yaptığı bir iyilikmiş. Belki öyle.
Je me suis un peu énervé, mais elle a dit qu'elle en avait déjà trop dit. Peut-être bien.
Etrafıma bakıyorum Öyle bir şey görmüyorum
Pourtantje vois autour de moi que ce n'est pas le cas
Bana öyle bir bakış attın ki, kıyafetimden hoşlanmadığını anladım.
Vu ton regard, je sais que tu n'aimes pas ma tenue.
Bak Carla, bir intern olduğum zamanları hatırlıyorum da, üzerimdeki baskı inanılmazdı, öyle ki geçmesi için tek yol eve koşmaktı.. Karım uyuyor olmasına rağmen onu uyandırır gözlerinin içine bakar ve böylece ona pasif bir işkence yapardım..
Écoutez, Carla, lorsque j'étais interne, je me souviens que la pression était si forte, que je devais rentrer chez moi en courant pour réveiller ma femme, la regarder droit dans les yeux, et la torturer de façon passive-agressive
Aslında seni bir bakıma silah zoruyla öyle yaptı. Sen ölmüştün.
Il ne t'a pas vraiment laissé le choix, tu étais mort.
- Öyle, bir bakıma.
En effet. Pour certains.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]