English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bir düşünsene

Bir düşünsene Çeviri Fransızca

1,288 parallel translation
George, bir düşünsene, Farz edelim ki evlisin, birisi gelip sana eşinle yattığını...
Tu es marié, et un type te dit qu'il a couché...
- Bir düşünsene, Scully.
- Quoi? - Réfléchis.
Sarah, yani, bir düşünsene.
Sarah, réfléchis.
Ama insanların seni nasıl gördüklerini bir düşünsene.
Rappelle-toi comment on te voit.
Yani, bir düşünsene.
Réfléchis un peu.
Çocuklarının neye benzeyeceğini bir düşünsene.
Ils feront de beaux enfants, pas vrai?
Uyanık olsalar ne kadar acı çekeceklerini bir düşünsene.
Imaginez leur douleur si elles sont éveillés.
Bir düşünsene ; "birleşin!" Başka derdi yok.
Non mais tu te rends compte : Unissez-vous!
Onların içinde olduğunu bir düşünsene.
Imagine comment on se sent dedans.
Bir düşünsene. Sperminatör, Kemiklerin Aşk Hikâyesi, Küçük Oral Annie...
Autant les appeler Les femmes que Pacey n'aura pas.
Karmaşayı bir düşünsene.
L'affreux des docks rapplique?
Bir düşünsene.
Non, vraiment, réfléchis.
Lütfen. Ayakkabılara harcadığımız parayı bir düşünsene.
Pensez à l'argent qu'on dépense en chaussures.
Bir düşünsene.
Réfléchis.
Bir düşünsene. Harika bir konumdalar.
Ils sont dans la position idéale.
Bir düşünsene, adam Noel gecesi işten evine arabayla gidiyor. Fa la la la la
Imagine le gars qui rentre du boulot le soir de Noël.
İyi bir katil olabilirdi. Bir düşünsene. Kılık değiştirme ve kaçış yetenekleriyle, en iyilerden biri olabilirdi.
Ce serait un bon tueur avec son adresse à se déguiser.
Bir düşünsene. Yaptığın şeyde - en iyisi -, Hırsızların Kralı olmaktan onur duyuyorsun.
Réfléchis, tu te vantes d'être le roi des voleurs, le meilleur.
Bir düşünsene, burda aklımın yarısı bomboş ve yalnızım.
Songez-y... Je suis ici, seule, en proie à la folie.
Kazandığımız zaferleri bir düşünsene.
Pense à tout ce qu'on a accompli.
Bir düşünsene, bunları yarış atlarında kullanıyorlar.
On en donne aux chevaux de course, bon Dieu.
Bir düşünsene.
Penses-y.
Eğer öyle güçlerin olsaydı şimdiye kadar nasıl bir kemancı olacağını bir düşünsene.
Sinon, tu imagines le violoniste que tu serais aujourd'hui?
Siz klinik doktorlar bu soruları sevmiyorsunuz ama bir düşünsene.
Vous, cliniciens, détestez ces questions, mais réfléchissez.
Bir düşünsene hayatından ilk defa bana sen destek olacaksın.
Imagine! Que tu me soutiennes, pour une fois dans notre vie!
Çünkü bir düşünsene.
- Parce que, réfléchis.
Onlar senin çocukların olsaydı, bu komik olur muydu? Bir düşünsene.
Tu trouverais ça drôle s'il s'agissait de tes enfants?
Şu çocuğunun karanlıkta ne kadar çok korkacağını bir düşünsene.
Il va être effrayé dehors, dans le noir.
Bir düşünsene!
Imagine! Un corps!
İyi fikir. Himalayalara gelip gerçekten tırmanmayı bir düşünsene.
On est dans l'Himalaya et en plus on doit faire de l'escalade?
Gerçekten değiştiğimizi ve böyle dolaştığımızı bir düşünsene.
On pourrait se les échanger.
George, bir düşünsene,
Ne parle pas d'Henny!
Ve düşünsene bütün bu yıllar boyunca sadece bunu bir silah olarak kullandım.
Et moi qui m'en servais comme d'une arme!
Phil gelip senin şirketinin bünyesinde bir görev alsa harika olmaz mıydı? Düşünsene ne harika olurdu bu değil mi?
Ce serait génial s'il venait te tenir compagnie.
Ne yapmaya çalışıyorsun? Bir düşünsene.
Faut penser tout ça.
Düşünsene. Babaları kutlamak için koca bir gün var.
Pendant toute une journée, on fête les pères.
Hiçbir bilgisi olmayan bir yabancının... bunu tamamen yanlış çevirdiğini düşünsene.
Imaginez un étranger sans formation ou expérience qui essaie de... La traduction pourrait être complètement fausse.
Ne kadar güzel bir örnek olacağını düşünsene.
Songez à l'impact d'un tel événement.
Sevdiğin adamın başka biriyle evlendiğini görmek nasıl bir şeydir düşünsene?
Voir l'homme qu'elle aime en épouser une autre!
Kesinlikle. Bir düşünsene...
Deux dollars et huit cents.
- Bir düşünsene, hayatta Shakespear'in daha önce değinmediği dramatik hikaye yok gibi.
J'ai le droit, je pense, de parler et... ll n'y a pas une seule intrigue que Shakespeare n'ait écrite.
Yerden bir gayzerin ya da suyun fışkırdığını düşünsene.
Tu imagines le geyser!
Düşünsene, 4000 bin yıllık bir şarkıyı dinleyen ilk insanlarız.
Imagine, nous sommes les premiers à écouter cette musique depuis 4 000 ans.
Düşünsene, eğer Freddie'yi gerçekten öldürdüyse, nasıI bir ruh hali içindedir?
Imaginez, pourtant, s'il a tué Freddie, ce que ça doit être.
Bir düşünsene.
Bronzette sur la plage...
Düşünsene. O aşkın büyüyeceğine dair hiç bir garanti yokken birini sevmeye devam etmek... Romantizm budur.
Tu continues à aimer quelqu'un... sans savoir si cette affaire aura une suite, c'est romantique.
- Evet. Moosone adında bir yerde eroin almaya çalıştığını düşünsene.
Essayer de trouver de la blanche dans un bled appelé Moosonee.
İnanılmaz bir şey! Bundan öğrenebileceğimiz onca şeyi düşünsene!
Songe à tout ce qu'il va nous apprendre.
Bir de Boutros Boutros-Ghali'yi düşünsene.
Ca doit être dur, pour Boutros Boutros Ghali.
Herhalde bundan zevk alıyordu. Düşünsene, kardinaller diz çökmüş bir katilin resminin önünde dua ediyor?
Je crois que cela l'excitait d'avoir des cardinaux priant à genoux devant un assassin.
Düşünsene, nasıl bir insan öyle pencereden atlayıverir? Sırf sakin sakin oturamadığı için.
Qui saute d'une fenêtre, parce qu'il ne tient pas en place?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]