English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bir daha olmayacak

Bir daha olmayacak Çeviri Fransızca

1,684 parallel translation
Bir daha olmayacak.
Ca n'arrivera plus.
Ve üzgünüm. Bir daha olmayacak.
- Désolé, ça n'arrivera plus.
Kumar değil, ve bir daha olmayacak.
C'est pas un pari, et ça n'arrivera plus jamais.
Söz veriyorum bir daha olmayacak.
Je promets que ça ne se reproduira pas.
Bir daha olmayacak.
C'est la dernière fois.
Bir daha olmayacak.
Ça n'arrivera plus.
Merak etmeyin. Bir daha olmayacak.
Ne vous inquiétez pas, ça n'arrivera plus.
Özür dilerim Margaret, bir daha olmayacak.
Désolé pour Margaret, ça n'arrivera plus.
Bir daha olmayacak.
Cela n'arrivera plus.
Hayır, bir daha olmayacak.
Ça n'arrivera plus.
Bir daha olmayacak, söz veriyorum, tekrarlamayacaklar.
Ils ne recommenceront plus.
Pekala, bir daha olmayacak.
Ça n'arrivera plus.
Bu bir daha olmayacak, hiçbir nedenle özellikle de Meredith yüzünden.
Et en particulier pour Meredith.
Ama bir daha olmayacak.
Mais ce qui s'est passé ne doit plus jamais se reproduire.
Özür dileriz, bir daha olmayacak.
Ne faites pas ça, ça se reproduira plus.
Bu bir daha olmayacak, tamam mı?
Ça ne se reproduira plus, hein?
Söz veriyorum, bir daha olmayacak.
Je vous promets que ça n'arrivera plus.
Her şey yolunda, bir daha olmayacak.
Tout se passe bien.
Sana söz veriyorum bir daha olmayacak.
On sera bientôt dehors. Comme je t'ai dit, tu peux me faire confiance.
İlk defa onunla beraber olup geldiğinde bana bir daha olmayacak demiştin, ama oldu.
La première fois, quand tu es revenue après l'avoir vu, tu m'as dit que ça n'arriverait jamais plus, et c'est arrivé.
Evet, evet... ve her Kanton'da dalgalanmaya başlayınca, ondan daha müthiş bir şey olmayacak.
Oui, oui... Et quand il flottera au-dessus de tous les cantons Il n'y aura rien de plus beau.
Ve bir daha asla olmayacak, yani...
Et ça n'arrivera plus, donc...
Bir daha asla olmayacak.
Ça ne se reproduira plus.
Lou, söz veriyorum bir daha asla olmayacak, tamam mı?
Lou, je te le promets, ça n'arrivera plus jamais, d'accord?
Bir daha diye bir şey olmayacak.
Il y aura pas de prochaine fois.
Geçen akşam olan şey bir daha asla ama asla olmayacak.
Ce qu'on a fait l'autre soir, ça n'arrivera plus jamais.
Ama bu kutsamalarımız sadece bu küçük yerle sınırlı olmayacak, çünkü bu sadece daha geniş ve daha derin bir iyileştirmenin başlangıcı.
Mais, les bienfaits que nous apporterons, ne se limiteront pas à cette petite enclave, car ce n'est que le début... d'une plus vaste et profonde guérison.
Eğer biraz daha beklersek, Big Eye, bu konuda bir seçim hakkımız olmayacak.
Si on attend encore, Big Eye, on n'aura plus le choix. Je ne peux pas faire demi-tour, ici.
Bir daha yapmayacak çünkü artık buralarda olmayacak.
Ça risque pas, car tu vas le virer.
Evet ama sana söz veriyorum, bu bir daha asla olmayacak.
Oui.
İki gün içinde olacak olan dolunay geçerse, bir yıl daha dolunay olmayacak.
Si nous ratons la pleine lune, nous devrons attendre encore un an.
" ve ben vali olduğum sürece bir daha asla olmayacak. ” Bu, İngiliz iç savaşına ve broşür ( risale ) savaşlarına bir tepkiydi. O dönemde bu broşürler, kağıttan mermi olarak adlandırılıyordu.
C'était une réaction à la guerre civile anglaise et à la guerre des pamphlets on les appelait les balles de papier
Gözetimim altında bir daha aşırma olayı olmayacak.
Il n'y aura plus de fauche durant ma surveillance.
Evet, biliyorum ama hep bir daha olmayacak diyorum.
Je dis toujours que ça n'arrivera plus.
Bir daha asla olmayacak.
Ça n'arrivera plus.
Bir daha asla güzel olmayacak.
Elle ne sera plus jamais belle.
Bir daha asla eskisi gibi olmayacak!
- Il ne sera plus jamais le même!
Ve asla bir daha olmayacak.
Ça n'aurait jamais dû arriver et ça n'arrivera plus jamais.
Bir daha hiçbir şey olmayacak.
Il se passera plus rien entre nous.
Evet... ve bir daha da kesinlikle olmayacak.
Oui, et ça ne se reproduira plus jamais.
Söz veriyorum, bir daha olmayacak.
Ça n'arrivera plus.
Şöyle dersen küçük, maalesef, aksine çok daha küçük bir dua edersen hata olmayacak ne önce hanginizin ölmesine karar verebileceğin gibi ne de... ayrıca bu senin daha ilgini çekecektir.
Si vous réussissez à dire cette prière, malheureusement trop courte, à l'envers, sans faire d'erreur, non seulement vous pourrez choisir qui mourra en premier, mais aussi, et ça vous intéressera, j'en suis sûr,
Bugünü kutlayalım Çünkü bir eşi daha olmayacak
Faisons la fête C'est l'occasion rêvée
Bir daha aynısı olmayacak, Bu son defa
C'est la toute dernière fois Qu'on sera réunis comme ça
Ama bir daha ki sefere olmayacak.
Mais ce ne sera pas le cas, la prochaine fois.
Sanat bir daha asla aynı olmayacak.
L'art ne sera plus jamais ce qu'il était.
Bütün filoya karşı savaşta bizi daha üste çıkarmaya yetmeyecek, ama eğer sizin planınız işe yararsa, zaten ortada herhangi bir savaş olmayacak.
Ce n'est pas assez pour qu'on ait le dessus contre toute une flotte. Mais si votre plan marche, il n'y aura aucun combat.
Bana istediğin veriyi ya da rakamları gösterebilirsin. Ama o koca şişman kayayı oradan kaldırmak için daha ucuz ve zeki bir fikirle gelmediğin müddetçe bu anlaşma olmayacak.
Vous pouvez me montrer tous les chiffres que vous voulez, mais si vous ne trouvez pas un moyen économique et fiable de vous débarrasser de cet énorme rocher, le projet tombe à l'eau.
Bir daha asla olmayacak.
Cela ne se reproduira jamais.
Bir daha asla bu tarz bir konuşma olmayacak.
Il n'y aura plus de discussion de ce genre.
Bir daha asla olmayacak.
Ça n'arrivera plus jamais.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]