English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Biri gitti

Biri gitti Çeviri Fransızca

415 parallel translation
Biri gitti kaldı beş.
Une à terre et cinq à dégommer.
- Evet, biri gitti, ikisi kaldı.
- Oui. Un de moins, plus que deux.
Biri gitti.
Un au tapis.
Biri gitti, dokuz tane kaldı.
Il reste neuf questions.
Bendekilerden biri gitti denilebilir.
Un des miens qui est parti, on pourrait dire.
Başarısızlığın biri gitti, öteki geldi.
Un échec après l'autre!
Biri gitti.
Un de moins.
Hayır, değil. Biri gitti.
Plus que 9 questions.
Biri gitti, dördü kaldı
Des cinq champions, il en reste encore quatre.
Biri gitti, iki tane kaldı.
Il est éliminé, il en reste deux.
Biri gitti, sırada daha çok var.
Un de moins... À suivre.
Biri gitti, biri kaldı.
Ça en fait un. Il en reste un.
Biri gitti.
Et d'un.
Biri gitti... kaldı iki.
Et d'un! À qui le tour?
- Biri gitti.
– C'est fini.
Biri gitti, iki tane kaldı.
II en reste encore deux.
Biri gitti, biri kaldı.
Un de moins. Bientôt deux.
Biri gitti Kaptan.
Une de moins.
Hepsi öyle gitti Lov. Her biri.
C'est comme ca Ç qu'elles sont toutes parties.
Beş küçük kızılderili oğlan mahkemeye gitti, biri hapse girdi geriye kaldı dördü.
"Cinq petits Indiens firent leur droit. " La Chancellerie admit l'un d'eux, il n'en resta que quatre.
Kasabanın iyi delikanlılarından biri cinayete kurban gitti.
Un des plus gentils garçons de cette ville a été tué.
Şeker hastası biri için Piazza Vittoriana'ya kadar bile gitti.
Elle fait tellement de sacrifices. Elle traverse toute la ville pour travailler.
Ve insanı yeryüzünde yaşayan her şeyin hakimi kıldı ve iyi ile kötü arasında seçme iradesini verdi fakat her biri kendi yolunda gitti çünkü Tanrı buyruğunun nurundan habersizdi.
Et Dieu donna à l'homme de régner sur toutes choses sur cette Terre et le pouvoir de choisir entre le bien et le mal, mais chacun chercha à faire sa propre volonté car il ne savait pas la lumière de la loi de Dieu.
Beni terk edip gitti ama o kötü biri değil.
Il m'a laissée tomber... mais ce n'est pas un salaud.
Biri ambulans çağırmaya gitti Memur Bey.
On est allé appeler une ambulance.
Biri daha göçtü gitti.
En voilà une autre de partie.
Ama büyükbaba, adamın biri kibrit kutusunu alıp, gitti.
Mais Grand-père, supposons que l'homme s'en aille avec la boîte! Du courage, ma chère!
" Biri çekip gitti Böylece 8'i kaldı
"L'un est parti, huit sont restés."
" Biri kavrulup gitti Geriye kaldı biri
L'un par Phébus fut absorbé Et un seul est resté
"Kilise cemaatinin en eski üyelerinden biri olan emekli Franz Braunecker 91 yaşında beklenmedik bir şekilde bu dünyadan göçüp gitti."
"a été subitement rappelé à la vie éternelle."
Biri asıldığında, "Adam'Köşe'ye gitti" denir.
Les jours d'exécution, les hommes disent : "On l'emmène au Recoin."
Kasım ayında, geceyarısını birkaç dakika geçe... içlerinden biri "Köşe" ye gitti.
Quelques minutes après minuit, au mois de novembre, l'un d'eux fut emmené au Recoin.
Biri çoktan gitti mi dedin?
L'un a été éliminé?
Katillerinden biri gitti ama diğeri hâlâ kasabada.
Un des assassins est parti mais l'autre est en ville.
Biri daha aşağı gitti.
Bonsoir.
Biri daha aşağı gitti.
Un autre vient de tomber.
Biri kuzeye, diğeri batıya gitti.
L'un va vers le nord, l'autre vers l'ouest.
Carl hiç para olmadığını söyleyince, onlardan biri, uzun olanı, üst kata yatak odasına gitti.
l'un d'eux, le plus grand, est monté dans la chambre, à l'étage.
En iyi arkadaşlarımdan biri Avustralya'ya gitti.
Ma meilleure amie est allée en Australie.
Televizyonum gitti, kameram, bavullarımdan biri.
Ma télévision a disparu, mon appareil photo, une de mes valises.
Dördü gitti, biri kaldı
Il n'en reste plus qu'un.
Biri bayıldı, bugünlük gitti.
L'autre s'est évanoui, il est parti.
Haşmet gibi biri kanunları çiğneyip, cinayetleri nasıl işledi anlayamadın gitti.
Pourquoi Hasmet a-t-il tué autant de gens?
Biri gitti, ikisi kaldı.
Une de moins, plus que deux.
Bu ödül avcısı hoşuma gitti. O da korkusuz ve yaratıcı biri.
Ce chasseur de primes est mon genre de vaurien, intrépide et inventif.
Kahretsin, biri daha gitti.
Damnation, un autre.
Birkaç günde elimde olmadan dikkatimi çekti bir sürü adam girip gitti. Biri sürü çekiç ve çivi sesi duydum.
Ces derniers jours, j'ai remarqué les va-et-vient, on entendait le marteau et les outils.
Üçü gitti, biri kaldı.
Et de trois. Plus qu'un.
İçinizden biri gerçekten Eduard'la Kale'ye gitti mi?
L'un d'entre vous est-il allé avec Eduard au Château?
Adı Charles olan biri ile gitti.
- Il est parti avec un certain Charles.
Beşin biri gitti.
Un sur cinq.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]