English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bırakma

Bırakma Çeviri Fransızca

5,133 parallel translation
Sakın bırakma. Ya metro hareket eder ve kollarım koparsa?
Et si le train repart et que mon bras s'arrache?
Dertlerimizi geride bırakma umuduyla ellerim açık olarak yaklaştım, Victoria.
Je m'approche avec la paume ouverte, Victoria, dans l'espoir de laisser nos désaccords dans le passé.
Beni bırakma.
Ne me laissez pas.
Ya da artık bırakma zamanıdır.
Ou... peut-être qu'il est temps de lâcher prise.
Mücadeleyi bırakma.
Arrêter de se battre
Kendini bile kurtaramayan birini kurtarmayı bırakma zamanıdır.
Arrêter d'essayer de sauver quelqu'un qui ne peux pas se sauver lui-même
Bunun yapılması gerekiyor. Beni yarı yolda bırakma.
Cela doit être fait, donc ne me laissez pas tomber.
- Beni bırakma lütfen!
- Pitié, ne me laissez pas.
Bırakma için iznimiz var mı?
Autorisation largage?
Bırakma için hizalandık!
On est parés au largage.
Eve gittiğinde çantayı açıp her bir doları almanı istiyorum. Çantada bir dolar bırakma.
Tu vas ouvrir la mallette, vider jusqu'au dernier billet, qu'il ne reste rien dedans.
Mason, lütfen bana kirli bulaşık bırakma.
Mason. S'il te plaît, ne me laisse pas ton bol à laver.
Onları uyandırmak istemiyorum, Ne olursa olsun, onu yalnız bırakma.
Ne le réveillez pas. Quoi qu'il arrive, ne le laissez pas seul.
Ee bizi merak içinde bırakma. Beş Başlı Su Yılanı'ndan kurtulduk mu?
Ne nous fais pas languir, nous as-tu délivrés de l'hydre?
Üç arkanda tanık bırakma.
Règle 3 : Ne laisser aucun témoin.
- Beni bırakma.
- Repose-toi. - Ne me quitte pas.
Yüce Tanrım, beni yalnız bırakma...
Dieu Tout-Puissant, lorsque j'aurai besoin de vous, soyez avec moi
Beni yalnız bırakma.
Me laissez pas seul, s'il vous plaît...
Beni bırakma.
- Ciao! - Ne me quitte pas, Pegeen!
- Kendini bırakma.
- Courage.
Diplomatik baskı, yargıcı ona kefaletle serbest bırakma vermeye ikna etti.
Pression diplomatique convaincu le juge de lui accorder la libération sous caution.
Lütfen beni bırakma Felix.
Pitié, ne me quittes pas, Félix.
Dur adamım, beni burada yalnız bırakma.
Attends, ne me laisse pas tout seul!
Hayır, bırakma!
Non, ne lâche pas!
Beni bırakma.
Ne me laisse pas.
Bırakma zamanı.
C'est suffisant.
Hadi canım, şu anda beni yolda bırakma.
Non, allez. Ne me fais pas ça en ce moment.
Okulu bırakma!
N'abandonne pas les études.
Beni burada yalnız bırakma lütfen.
Ne me laisse pas seul ici.
Bekle! Beni burada bırakma!
Ne me laissez pas ici!
Bu da içerideki adamın işi, devre dışı bırakma.
C'était la tâche du complice à bord. Tout rendre inopérationnel.
- Beni burada bırakma.
- Me laisse pas.
Lütfen beni yüzüstü bırakma.
Me plante pas.
- Bırakma kolu! - Burada.
Déverrouille!
Beni bırakma!
Ne me laisse pas ici!
# Sanırım diyetimi bırakma zamanım geldi #
"Je pense que faire sortir la viande de mon régime"
- Bizi yalnız bırakma! Her şey düzelecek.
- Nous laisse pas tout seul!
- Kendini bırakma. Nefes alıp ver.
Ne t'évanouie pas.
Fidyeyi bırakma kısmı sadece polis işin içine girerse zor.
Récupérer la rançon est difficile si la police est impliquée.
Bırakma sakın. Düşece...
J'aime pas bien où je vais...
- Bir daha silahını asla yere bırakma.
Laisse jamais ton fusil à terre.
- Ateş etmeyi sakın bırakma dostum!
Arrête pas de tirer!
Munch, sakın şimdi bizi bırakma.
Munch, tu vas pas nous lâcher.
Gitar çalmayı sakın bırakma, tamam mı?
N'arrête jamais de jouer, OK?
Dikkatli ol Iütfen... o elindeki, keşişlerin imal ettiği Belçika buğday birası, sakın bırakma.
Vous devriez faire attention... A l'endroit où vous poser cette bière trappiste belge...
Bizi merakta bırakma, Serge. Bu tam bir kâbus resmen, anasını satayım!
Arrêtez ce suspense, c'est un putain de cauchemar!
Beni burada bırakma.
Me laisse pas là.
Beni burada bırakma!
Me laisse pas.
Karşılıksız iltifat bırakma.
- Allez l'équipe!
- Elimi havada bırakma.
- J'attends.
Beni bırakma!
Ne me laisse pas!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]