English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ E ] / Elbette tanıyorum

Elbette tanıyorum Çeviri Fransızca

92 parallel translation
- Elbette tanıyorum.
- Ça, oui!
- Elbette tanıyorum.
Evidemment.
Elbette tanıyorum. Bir zamanlar onunla nişanlanmıştım.
Nous ferions mieux d'être confortablement installé, s'il te plait.
Matt Sherman'ı elbette tanıyorum. Pasifik'teki denizaltıların patronu.
Je sais que Sherman en est l'amiral pour le Pacifique.
Elbette tanıyorum Bay McLintock.
Bien sûr, M. McLintock.
Elbette tanıyorum.
- Bien sûr.
Onu tanıyor musunuz? Elbette tanıyorum.
Il a une voiture sans chevaux!
Elbette tanıyorum. Eski oda arkadaşım.
C'est mon ancienne colocataire.
Sen Liu Piaopiao'sun uçan perilerden seni elbette tanıyorum!
Liu Piaopiao, dite les Clochettes Volantes. Je l'avais deviné.
Evet, elbette tanıyorum.
Mais oui!
- Elbette tanıyorum.
- Pour sûr.
Elbette tanıyorum. Bu Charlie.
Bien sûr que je le connais.
Elbette tanıyorum.
Oh, mais oui!
- Elbette tanıyorum!
- Bien sûr que si.
Elbette tanıyorum.
- Elles? Bien sûr.
- Elbette tanıyorum.
- Bien sûr.
Elbette tanıyorum.
Bien sûr que je le connaissais, Lieutenant.
Elbette tanıyorum.
- Bien sûr que je vous connais.
Elbette oğlunuzu tanıyorum.
Bien sûr que je connais votre fils.
Elbette tanıyorum.
Absolument, oui.
Onu tanıyorum elbette. Ama anlaşması kolay biri değildir. Herkese sorabilirsiniz.
Je la connais, bien sûr, mais il est difficile de s'entendre avec elle.
- Yani bu adamı tanıyor musun? - Elbette, tanıyorum.
- Vous connaissez cet individu?
Elbette, onu tanıyorum.
On le connaît.
Elbette. Güvenilir kayıkçılar tanıyorum. Sizin için onlardan rica ederim.
Oui, je connais un batelier de confiance.
Esprili insanlar tanıyorum elbette. Karımın arkadaşları, iş arkadaşlarım,... ama benim şahsen espri gücüm yoktur.
Bien sûr, je connais des gens qui ont de l'humour, des amis de ma femme, des collègues de bureau, mais moi-même personnellement, je n'ai pas d'humour.
Elbette kendisini tanıyorum.
J'en ai entendu parler.
Elbette tanıyorum.
Bien sûr.
Elbette onu tanıyorum!
- C'est lui. Bien sûr que je le reconnais!
Elbette, seni tanıyorum.
Évidemment que je te connais.
Elbette tanımıyorum.
Je ne l'ai jamais vu!
Ama sizi tanımıyorum. Ah, elbette.
Je n'ai peur de rien, mais j'ignore votre nom.
Elbette tanıyorum.
- Si, je te connais.
- Elbette, tanıyorum komutanım.
- Bien sûr que je le connais.
Elbette! Bir tane Amparito tanıyorum.
Oui, je connais pas beaucoup d'Amparitos.
Basketbol takımlarında, koşu takımlarında. Elbette kadınlarla tanışıyorum.
Y a des basketteuses, des athlètes.
Elbette Doug'la tanışmamı hatırlıyorum.
Bien sûr que je m'en rappelle.
Elbette, evet, tanıyorum.
Un peu, que je le connais.
Stan Marsh. Elbette, seni tanıyorum evlat. İçeri gel...
Je te connais, mon enfant.
Elbette onu tanıyorum. - Benim alayımda hizmet etti.
Évidemment Il a servi dans mon régiment.
Elbette Andre'yi tanıyorum.
Bien sûr que je connais André! C'est un de mes meilleurs clients!
Tanıyorum onu! Şahsen değil elbette.
Enfin, pas personnellement.
Elbette Rex'i uzun yıllardan beridir tanıyorum ama söz konusu methiye olduğunda mümkün olduğu kadar ailenin sözlerine yer vermeye çalışırım.
Certes, je connaissais Rex depuis des années mais s'agissant d'écrire un panégyrique, je suis preneur de toute les informations que pourra me fournir la famille.
İsmini söylemedin ki, elbette tanımıyorum.
Bien sur que je ne le connais pas parce que tu ne me dis pas son nom.
Elbette tanıyorum seni.
- Oui, je vous connais.
Elbette seni henüz yeteri kadar iyi tanımıyorum ve ekilmek istemiyorum.
Bien sur. Je te connais pas encore assez. Je veux pas me faire baiser.
Evet, elbette tanıyorum.
Bien sûr.
Elbette, tanıyorum.
Bien sûr.
- Elbette tanıyorum, ufaklık.
Et comment, petit homme.
- Elbette tanımıyorum.
- Bien sûr que non.
Elbette çantaydı Bu kadını tanımıyorum bile
Bien sûr que c'est le sac. Je ne connais même pas cette femme.
- Elbette seni tanıyorum.
- Bien sûr que oui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]