Haber verin Çeviri Fransızca
1,684 parallel translation
Bana haber verin.
Dites-le-moi sinon.
Ailesine haber verin.
Contactez sa famille.
Kadın doğuma haber verin, buraya birini göndersinler.
- Appelle l'OB. Qu'ils envoient quelqu'un.
Hazır olduğunda bana haber verin.
Bipez moi quand il est prêt.
Çevik kuvvete haber verin
Alerte S.W.A.T
Cinayet olduğuna göre tek yetkili NCIS'tir. Ama yapabileceğim bir şey olursa, haber verin.
Maintenant qu'il y a eu meurtre, le NCIS obtient l'unique juridiction, mais s'il y a quoi que ce soit que je puisse faire, faites-le moi savoir.
Hayır, dışarıda kan var diyorum, hemen polise haber verin!
Non! Il y a du sang! Vite venez!
Dondurulmuş plazma isteyin. Ameliyathaneye geldiğimizi haber verin.
Faites monter du PFC, dites au bloc qu'on arrive.
Eşyalarınızı öğlene kadar iyice toplayın ve bana öğleden sonra haber verin.
Je veux que tu prennes tout ton temps et fais-moi savoir à quel moment de l'après-midi tu auras fini d'enlever tes affaires d'ici.
Talimatlarıma uymayı öğrenince haber verin.
Faites-moi savoir quand vous apprendrez à tirer profit.
O zaman, Bay Harris, sadece yapmak isterseniz bana haber verin.
Alors, hum, mr. Harris, vous me... vous me ferez savoir ce que vous aimerez faire ensuite. - Okay.
Bir şeylere ihtiyacınız olursa haber verin yeter.
{ \ pos ( 192,215 ) } Dites-moi quand vous voudrez autre chose.
Site ne zaman açılırsa bana haber verin,... gerçekten de maliyetlerimizi düşürecekse o halde geri dönebiliriz.
Quand il sera en ligne, j'y jetterai un coup d'oeil, et si les prix sont plus bas, on reviendra peut-être.
Başka bir şeye ihtiyacınız olursa haber verin.
Eh bien... Dites-moi si je peux faire quelque chose d'autre pour vous.
Eğer başı beladaysa, bana da haber verin.
S'il a des ennuis, faites-le-moi savoir.
Lütfen, Miguel'in öldüğünü haber verin.
S'il vous plaît, faites savoir que Miguel est mort.
Pekâlâ. Kafanıza bir şey takılırsa haber verin.
Bon, si vous avez des questions, dites-le-moi.
Travma odalarını boşaltın. - Kan bankasına ve ameliyathaneye haber verin. - Tamamdır.
- Vide la salle de Réa, préviens la banque du sang et le bloc.
Pekala, bir şeyi ihtiyacınız olursa haber verin.
Bien, faites moi savoir si vous avez besoin de quoi que ce soit.
Daha fazla yardımcı olamadığım için üzgünüm. Yapabileceğim başka bir şey olursa haber verin.
Je suis vraiment désolé de ne pas pouvoir plus vous aider, mais n'hésitez pas à me contacter si vous avez besoin d'autre chose.
Anlaşıldı. Bize haber verin.
OK, faites-nous signe.
Başka sorunuz varsa, bize sadece haber verin. - Teşekkürler.
Si vous avez d'autres questions, n'hésitez pas.
- Binbaşı Skinner'a haber verin.
Alertez le commandant Skinner.
Çöplerine bakın, telefonunu dinleyin ve Hartmann'a haber verin.
Mettez-le sur écoute. Informez Hartmann.
Yapabileceğim bir şey olursa haber verin yeter.
Si je peux vous aider, n'hésitez pas.
Bir şey öğrenir öğrenmez haber verin.
- Tenez-moi au courant.
Ejderhaya vardığınızda bana haber verin.
Dites-moi quand vous atteignez le dragon.
Şerif, evi patlayıcı için taradıklarında haber verin. Bu arada çevreyi kontrol edin.
Shérif, prévenez-moi quand les démineurs auront vérifié la maison.
- Hastaneye haber verin.
Elle respire bien.
İzlemeyi tekrar başlatıp sonuçlarını haber verin.
Pistez son portable. Prévenez-moi, que je sache où il est.
- Bir şey çıkarsa haber verin.
- Appelez-moi, si y a du nouveau.
Acil servise haber verin. Bir saat içinde orada olurum.
Dites aux urgences qu'on sera à l'hôpital en moins d'une heure.
Bir şey bulursanız haber verin.
Tenez-nous au courant.
Tubalcain Alhambra'ya haber verin! Saldırmak üzere!
Dites à Tubalcain Alhambra de passer à l'attaque.
Ve bütün karargahlara yakın bir saldırı için hazır olmalarını haber verin.
Et dites-leur de se préparer à une attaque imminente.
- Birşey isterseniz haber verin, tamam mı?
- Appelle-moi si tu as besoin d'aide.
Eğer bir şey bulursanız, memurlara haber verin.
Si vous trouvez quelque chose, prévenez un des policiers.
Yerel polise haber verin çevreyi sarsınlar.
Appelez la police de Flagstaff. Dites-leur de fermer le périmètre.
- Gidip ozanlara haber verin.
- Dites-le aux bardes.
Yeni ilan geldiğinde bana hemen haber verin.
Hé! A la prochaine, prévenez-moi.
Diğerlerine haber verin!
Ils sont là! Prévenez les autres.
Aşağıya inmeye kalkan olursa, birilerine haber verin.
Quand un homme descend là-dessous, quelqu'un doit être prévenu.
Geldiği zaman haber verin.
À son arrivée, dites-le-moi.
Yere ayak bastığı an bana haber verin!
Informez-moi dès qu'elle touchera à terre.
Anlaşıldı merkez. İtfaiyeye haber verin. Onlarla orada buluşurum.
Appelle les pompiers, je les rejoins la bas.
- Tanrım. Tamam. Bir ihtiyacınız olursa bize haber verin.
Faites-nous savoir de quoi vous avez besoin.
Şu an acelem var ama faturayı alınca bana haber verin.
Je dois filer, mais contactez-moi pour la note.
Kara Şövalye Birliğinin tüm üyelerine haber verin!
Nous devons survivre pour le Japon.
Los Angeles'taki yakın akrabasına haber verin ama gizli tutsunlar.
Vous pouvez informer leurs proches, mais qu'ils n'ébruitent pas la chose.
Bitince haber verin.
Tenez-moi au courant.
Bana haber verin... - İlerleme var mı?
- Du neuf?
verin 65
haber 33
haberin olsun 61
haber ver 32
haber veririm 28
haberiniz olsun 32
haber yok 20
haberin yok mu 27
haberler 37
haberci 23
haber 33
haberin olsun 61
haber ver 32
haber veririm 28
haberiniz olsun 32
haber yok 20
haberin yok mu 27
haberler 37
haberci 23