Haber veririm Çeviri Fransızca
1,548 parallel translation
Onunla ilişkilerimizi sıkı tutmak için oldukça çaba sarf ettim fakat, ikimiz de bunun nedenini çok iyi biliyoruz, orası kesin. Her neyse, oraya gittiğimiz zaman size haber veririm ve siz de orada olabilirsiniz. Masaya da gelebilirsiniz ve ben de sizi tanıştırırım, siz de böylece onu iyice tanımış olursunuz.
J'ai essayé de garder de bons rapports avec lui, mais on sait tous deux de quoi il retourne.
Nerede olduğumu haber veririm, sen de beni ararsın.
Je te dirai où m'appeler.
Bir şey görürsem haber veririm.
Si je le vois, je vous le dirai.
Tamam, ben polise haber veririm Judy.
Bien, je préviens la police, Judy.
Eğer resepsiyonda beklemek isterseniz, bitince ben size haber veririm.
Attendez en bas, j'irai vous chercher.
Yukarı geri gelmeye hazır olduğumuzda size haber veririm.
Je vous appelle quand on voudra revenir.
Bak, sen otur oturduğun yerde ben Vargas'ın idare ettiği yeri öğreneceğim sana da haber veririm.
Ne fais rien, je découvrirai la direction que prend Vargas et je te tiendrai au courant.
Eğer hala burada olursanız, ailelerinize haber veririm.
Et si vous êtes toujours là, j'appellerai vos parents.
Sana haber veririm
Je reviendrai pour vous.
Sana ihtiyacım olursa haber veririm. Ama bunu önerdiğin için minnettarım.
Mais c'est adorable de me l'avoir proposé.
- Bir şey duyarsam, haber veririm.
Si j'entends quoi que ce soit, je vous appelle.
Bir şey bulursam haber veririm.
Je vous tiens au courant de la suite.
Ben herkese haber veririm, çoğu şu an benimle beraber.
Je m'occupe d'avertir les autres. Ils sont presque tous ici avec moi.
- Öğrenir öğrenmez haber veririm Dedektif Morris. - Memnun olurum.
Quand je le sais, détective Morris, vous le saurez.
Süper, sana haber veririm.
Génial, je... je vous tiens au courant.
Bir yüz bulursak haber veririm.
Je vous dis ça dès que j'ai le visage.
Parayı hesabınıza geçirir ve Sam'e haber veririm.
J'ai crédité votre compte, faite-le savoir à Sam.
Tamam, duyar duymaz sana haber veririm...
OK, je te tiens au courant.
Nasıl sonlandığını haber veririm.
Je vous tiens au courant
İşimiz bitince haber veririm.
Je te tiens au courant.
İşimiz bitince size haber veririm.
Après, je vous appelle, promis.
Eğer Dante ile karşılaşırsam sana haber veririm.
Si je tombe sur Dante, je t'appelle.
Duruşmadan sonra size haber veririm.
On vous dira quand l'audience sera finie.
Şanslı mıyız değil miyiz, haber veririm.
Je te tiens au courant, si jamais on a de la chance.
Dağa varınca haber veririm.
Je vous appellerai quand je serai dans la montagne.
- Hotch, bir şey bulunca haber veririm. - Sağ ol.
- Hotch, je vous tiendrai au courant.
Eczaneye haber veririm.
Je vais appeler la pharmacie.
Ayrıntılar tamamen belli olduğunda, sana haber veririm.
Je te ferai savoir tous les détails dès que je les connaîtrais, et je te appellerai.
Ben kardeşlere haber veririm.
Je vais prévenir les frangins.
Ben kardeşlere haber veririm.
J'en informe les frères.
Tamam, haber veririm!
OK, je lui dirai.
Onlardan birisini görürsem, sana haber veririm.
J'en ai pas encore connu.
Geldiğini haber veririm.
Je lui dirai que vous êtes là.
Ben masa hakemlerine haber veririm.
Je dois informer les juges.
Bir tehdit olursa sana haber veririm.
Quand il y aura une menace, je vous le dirai.
Bir şey bulunur bulunmaz sana haber veririm.
Dès qu'on trouve quelque chose, je te le fais savoir.
Sana bitince haber veririm.
Je vous fais savoir quand c'est fait.
Eğer bir şeyler yaparsa, sana haber veririm.
- Je te dirai si elle bouge.
Ama bir şey duyarsam, ilk sana haber veririm..
Mais si j'entends parler de quoi que ce soit, je te fais signe.
Eğer durumunda bir değişiklik olursa, haber veririm.
S'il y a du changement, je te préviendrai.
Sana haber veririm.
Oui, je vous tiens au courant.
- Haber veririm.
- Je te tiendrais au courant.
İlaç vücudundan atılır atılmaz, evet ama deneme konusunda yeni bir gelişme olursa, sana haber veririm.
Dès que le médicament ne fera plus effet, oui. Mais si l'étude reprend, je vous appellerais.
Size haber veririm.
Je vous tiens au courant.
Eğer bir şey görürsem sana haber veririm.
Si je vois quelque chose, je vous le ferai savoir.
Henüz değil, ama sana haber veririm.
Pas encore, mais je te tiens au courant.
Veririm ama bir haber muhabirinin önünde. Sabrina'nın öyküsü televizyonda yayınlanacak.
Mais en présence d'un journaliste pour que l'histoire passe à la télé.
- Görüntüleri alınca size haber veririm.
Je vous dirai quand on aura le feed.
Bu değiştiği anda haber veririm Rich.
Dès qu'il y a du nouveau, Rich, je te préviens.
Sana haber veririm.
Je te tiens au courant.
Haber veririm.
Je vous tiens au courant.
veririm 64
haber 33
haberin olsun 61
haber ver 32
haberiniz olsun 32
haberin yok mu 27
haber yok 20
haberler 37
haberci 23
haberler iyi 80
haber 33
haberin olsun 61
haber ver 32
haberiniz olsun 32
haberin yok mu 27
haber yok 20
haberler 37
haberci 23
haberler iyi 80