Haberin olsun Çeviri Fransızca
740 parallel translation
Haberin olsun, bunu yapmayacağım.
Je ne le ferai pas, je te le dis!
Eğer o sümüklü, para için her şeyi yapan zırlak ananı... büromun etrafında bir daha görürsem... 60'ıncı kattan aşağı attırırım, haberin olsun.
Si ta maquerelle de mère remet les pieds dans mon bureau, je la fais foutre du haut du 60e étage!
Çok azıyla yetiniyorsun, haberin olsun!
Je dois dire que tu te contentes de bien peu.
Bak, bir şey göstereceğim. Haberin olsun Jerry, seni dinleyen yok.
Je te signale que personne ne t'écoute.
Dur, başına bir bela alıyorsun, haberin olsun.
Je vous préviens :
Sadece haberin olsun istedim. Sana bir şey olsun istemiyorum.
Je veux seulement te dire que je veux que rien ne t'arrive.
Haberin olsun.
Je sais ce que je dis.
Prova yarın 10 : 00'dan sonra. Haberin olsun.
Répétition à 10 h, demain.
Adamın yüzünü izliyeceğim haberin olsun.
Je vais surveiller son visage.
- Haberin olsun, Helen beni seviyor.
Laissez-moi vous dire ceci :
Sen düşünedur, ama haberin olsun, gösteri ülke çapında televizyonda yayınlanacak.
Réfléchis aussi au fait que ça sera télévisé dans tout le pays.
- Akşam yemeğine bizdesin, haberin olsun.
Tu dînes avec nous!
Her neyse, haberin olsun Bayan Hazeltine ve ben bugün Avrupa'ya geliyoruz. Scarlett'i elinizden alacağız.
Vous serez soulagé d'apprendre... que Mme Hazeltine et moi partons pour l'Europe... aujourd'hui et vous libérons de Scarlett.
Bu beni son aptal yerine koyuşun, haberin olsun!
Pour la dernière fois, vous m'avez roulé.
Haberin olsun, topraklarına...
Soit dit en passant, ce sont nos scalps qu'il voulait
Haberin olsun Arap olmak sandığından daha zordur.
Mais écoute-moi... être Arabe sera plus difficile que tu ne le crois, Harith.
Bir daha Tanca'daki kadar... anlayışlı olmayız, haberin olsun.
Cette fois, nous ne serons pas aussi... compréhensifs que l'an passé à Tanger.
Haberin olsun.
Utilisez-la.
Bana bak, öldürülürsen, buradaki aptallardan biri ile evlenirim, haberin olsun.
Lat, si tu meurs je devrai épouser un de ces minables.
Ve haberin olsun Noel icin kizkardesime gidecegim... dondugunuzde burda olmayabilirim. Tamam.
Je voulais te dire que je dois aller chez ma sœur pour les fêtes, alors je ne serai peut-être pas là quand vous rentrerez.
Haberin olsun gelen o!
Pour votre information, c'est lui qui est là. Lui qui?
Haberin olsun, seni baştan çıkarmam gerekmiyordu.
Je te dirai simplement que je n'avais pas pour mission de te séduire.
Haberin olsun gelen o! O kim?
Pour votre information, c'est lui!
Sarhoş olduğumu biliyorum ama yine de şehirdeki en beyaz zenci o ve bu konuda fikrimi değiştirmeyeceğim, haberin olsun.
Je sais que je suis bourré mais n'empêche que c'est le nègre le plus blanc de la ville et vous ne me ferez pas changer d'avis, je vous le dis.
Daha üst kat var, haberin olsun.
J'ai aussi travaillé là-haut.
J.W.,.. ... haberin olsun, çiftlikle ilgili Neil'ın bıraktığı talimatlar var.
J'ai les instructions de Neil pour le ranch.
Haberin olsun Doris, bileklerimi kesesim var!
J'ai envie de m'ouvrir les veines!
Haberin olsun, kanuna aykırı tutuklama suçundan yargılanacaksın.
C'est une arrestation illégale.
Bu seni sağır eder, haberin olsun.
Ça va te rendre sourd, tu sais.
Çünkü yarın girersen, peşinden girmem, haberin olsun.
Si tu tombes à l'eau demain, je ne pourrai pas t'aider.
- Farmer'lardayım, haberin olsun.
Je suis chez Félix.
Gazeteciyim. Haberin olsun, işimi yapıyorum.
Journaliste, je fais mon métier.
Haberin olsun, kutlama yaparken hiçbir masraftan kaçınmam.
Pour que tu saches que je ne suis pas avare quand il s'agit d'une fête.
Haberin olsun, sarı ışık yanıyordu.
Je te ferais remarquer que le feu était orange.
Haberin olsun, kimseyle görüşmüyorum ama bu kez beni hamile bırakıp kaçan adam senden 10 kat daha kibar.
Pour ton information, je ne vois personne, mais celui qui m'a plaquée enceinte l'a fait avec dix fois plus de classe que toi.
Sattıklarını sana acıdıkları için almadılar Corelli, haberin olsun.
Je peux t'assurer qu'ils n'achetaient pas tes produits par pitié.
- Evet. - Haberin olsun, başın büyük dertte.
- Il va t'arriver des problèmes.
"Bay Bilim" diyeceksin. Haberin olsun,
Il va falloir que je voie ça moi-même...
Haberin olsun, 7 sayı kaybedeceksin!
Attention! Tu vas perdre 7 points!
Neyse, sadece haberin olsun istedim. Vereceğin karara saygı duyacağım.
Je voulais te prévenir, mais j'accepterai ta décision.
- Haberin olsun, bir iş buldum.
- Sache que j'ai trouvé un job.
Kendi iyiliğini düşünmüyor olabilirsin ama bu pervasızlığın yüzünden başkalarını da tehlikeye atıyorsun, haberin olsun.
Quel que soit ton manque d'inquiétude quant à ton bien-être, tu peux sûrement comprendre que ton imprudence met les autres en danger.
Futbol takımından birisi... onun peşine takılmış, haberin olsun.
Magne-toi de la brancher, sinon un des gros bras de l'équipe de foot va te doubler.
Bunu dostluğumuza dayanarak söylüyorum, haberin olsun diye.
Je dis ça par amitié, pour que tu saches.
Sadece olup bitenden haberin olsun dedim Hap.
Je voulais juste te dire ce qui se passe, Hap.
Bu meret, herhangi bir şeyde, cila lekesi yaparsa geri gelirim, haberin olsun.
Si ce truc laisse une couche de cire sur quoi que ce soit... je reviens vous voir.
Ama haberin olsun... burada işlerin şakası yok.
Mais sache qu'ici, c'est pas de la rigolade.
Haberin olsun. Uyarmadı deme.
- Dis pas que je t'ai pas prévenu.
Haberin olsun, hiçbir zaman!
Il a toujours l'air de vouloir faire un discours.
Haberin olsun,
Pourquoi tu criais?
Haberin olsun.
- Pas voler.
olsun 342
haber 33
haber ver 32
haber veririm 28
haberiniz olsun 32
haberin yok mu 27
haber yok 20
haberler 37
haberci 23
haberler iyi 80
haber 33
haber ver 32
haber veririm 28
haberiniz olsun 32
haberin yok mu 27
haber yok 20
haberler 37
haberci 23
haberler iyi 80