Hayatımı kurtardı Çeviri Fransızca
4,020 parallel translation
Hayatımı kurtardın.
Vous m'avez sauvé la vie.
- Silahınız hayatımı kurtardı. - Şey...
Ton arme m'a sauvé la vie.
-... o benim hayatımı kurtardı.
- il a sauvé ma vie.
Hayatımı kurtardın.
- Tu m'as sauvé la vie.
Bak, daha yeni hayatımı kurtardı.
Écoutez, elle m'a sauvé la vie.
Carter hayatımı kurtardı.
Carter m'a sauvé la vie.
Hayatımı kurtardın.
{ \ pos ( 192,230 ) } Vous m'avez sauvé la vie,
Hayatımı kurtardın.
Vous m'avez peut-être bien sauvé la vie.
Marjorie, hayatımı kurtardın.
Marjorie, tu as sauvé ma vie.
Hayatımı kurtardın.
Ça m'a sauvé la vie.
Kardeşi hayatımı kurtardı!
Son frère m'a sauvé la vie.
Orada hayatımı kurtardığın için teşekkürler.
Hé, merci de m'avoir sauvé la vie tout à l'heure.
Hayatımı kurtardı.
Oui... Il m'a sauvé la vie!
Hayatımı kurtardığın için sağ ol.
Merci de m'avoir sauvé la vie.
Sen benim hayatımı kurtardın, artık sen sorumlusun.
Tu m'as sauvé la vie, maintenant, t'en es responsable.
Bakın geleceğin New York başkanına çarptım hayatımı kurtardı.
"Je suis tombée sur le futur maire, mon sauveur!"
At hayatımı kurtardı.
Cheval m'a sauvé la vie.
Sadece hayatımı kurtardığı için değil, onunla çok yakın arkadaş olduk.
Il m'a déjà sauvé la vie, et nous sommes devenus meilleurs amis.
Örümcek Adam bir keresinde hayatımı kurtardı.
Vous savez, Spider-Man m'a sauvé la vie une fois.
Ama köpeğiniz hayatımı kurtardı.
Dans la salle de bains. Votre chien m'a sauvé.
Hayatımı kurtardı.
Il m'a sauvé la vie.
Hayatımı kurtardığın için minnettarım.
Je te suis reconnaissant de m'avoir sauvé la vie.
Hayatımı kurtardı ve küçük kızıma kavuşmama yardım etti.
Il m'a sauvé la vie. J'ai pu retrouver ma fille.
Uçaktan paraşütsüz atlayıp hayatını kurtardım!
Je viens de sauter d'un avion sans parachute - et je t'ai sauvé la vie!
Uçaktan paraşütsüz atlayıp hayatını kurtardım!
Je viens de sauter d'un avion sans parachute et j'ai sauvé ta vie!
Yan odada kalan hastanın hayatını kurtardığımı duydun mu?
Vous avez appris que j'ai sauvé la patiente de la chambre d'à côté?
Hayat kurtardın mı?
Tu as sauvé des vies?
- Ve karımın hayatını kurtardı.
- Une fois.
Hayatınızı kurtardığımın farkındasınız değil mi?
Je vous ai sauvé la vie, vous le savez?
Hayatımı birçok kez kurtardı.
Il m'a déjà sauvé plusieurs fois.
Hayatını kurtardığım için beni cezalandırmak uğruna peşime düştüler.
Elles ont tenté de me punir.
Vay canına Stewie, hayatımı kurtardığın için teşekkür ederim.
Merci de m'avoir sauvé la vie.
Hayatımızı birçok kez kurtardı.
Il nous a sauvé la vie plus de fois que je m'en souviens.
Hayatımı bir kez daha kurtardığın için teşekkür ederim Herkül.
Merci, Hercule, d'avoir encore sauvé ma vie.
- Ben hayat kurtardım.
J'ai sauvé des vies. Je suis un héro.
Ne için mi? Hayatını kurtardığım için.
Parce que je vous ai sauvée.
Hayatımı kurtardığı oldu.
Il m'a sauvé la vie.
Hayatını kurtardım!
Je viens de te sauver la vie!
- Şimdi de ben hayatını kurtardım!
– Je t'ai sauvé la vie!
Fransa'da erkek kardeşimin hayatını kurtardım ama savaş yine de onu aldı.
J'ai sauvé la vie de mon frère, là-bas, vous savez, en France. Mais la guerre a fini par l'avoir.
Oğlumun hayatını mı kurtardın?
Tu as sauvé la vie de mon fils?
- Hayatımızı kurtardın.
- Vous avez sauvé nos vies.
Hayatını kurtardım.
Je viens de te sauver la vie
Angela Vidal'ın hayatını sen mi kurtardın mı?
Sans déconner! C'est vous qui avez sauvé Angela Vidal?
Kızım da dahil düzinelerce siyasi görevlinin hayatını kurtardı.
Et a sauvé la vie d'une dizaine de personnes politiques. - Dont la mienne et celle de ma fille.
- Hayatını kurtardım. - Bu tamamen saçmalık.
- Je t'ai sauvé la vie.
Annie, az kalsın bir köpek tarafından parçalanıyordum, hayatımı zor kurtardım. Ben bunları yaşarken sen içeride patronunla kafaları çekiyordun. Bu kadar şeye rağmen, bir de sen mi bana kızgın oluyorsun?
Je me fais mettre en pièces par un molosse, je frôle la mort, toi tu te poudres le pif avec ton boss et tu t'en prends à moi?
Hayatını kurtardım!
Je t'ai sauvé la vie!
Hayatımızı kurtardınız. Molozu temizlememiz lazım.
Vous nous avez sauvés.
Hayatımızı kurtardın.
Tu nous as sauvés, Connor.
Bay Fırıncı hayatımızı kurtardınız.
Vous nous avez sauvé la vie. Tenez.
hayatımı kurtardın 178
hayatımı kurtardınız 38
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayatımı kurtardınız 38
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayatımda ilk kez 38
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayatımda ilk kez 38